Havva Nur Topçu
@havvahatice
“havva yazar, korkar, yaşar, sever, inatçı, inançlı ve ölümlüdür”
uykudan yeni uyanmıştım.
güneş girmeyen evimin
karanlık salonunda,
üçlü koltukta
yaz vakti öğlen üç civarı
Abbas bahçede ve henüz ürkek bir köpek.
yeşi...
Bursa otogarında öylece duruyorum
Ağlamaklı çaresizliğim
Tozlu araba camlarından yüzüme çarpıyor
İnsanların umursamaz gürültüsüyle
otogar kalabalığına e...
Uzaklaş, uzaklaş benden sevgilim.
Karanlığım senin aydınlığını boğar.
Uzaklaş, uzaklaş benden.
Sevme beni, ben sevildikçe çirkefim.
Anlamam ben iyi niyet...
Bir öncekinin benzeri şiirler yazmak için oturdum masaya
Bir öncekinin benzeri aşklar yaşamak için ayağa kalkar gibi.
Birazdan kirlenecek olan kağıdı,
san...
Öylesine konuşmak istiyorum. Çoğunlukla yani. Birileri ile olan sorunlarımı, acılarımı, bir şeyleri, bir şeyleri, bir şeyleri.
Bir şeyleri konuşmak istiyor...
Bir yaz akşamında sevdim seni güzel sevgilim. Sıcak dövüyordu kaldırımları ben ise senin rüzgarında adımı unutmuştum. Senden önce öğrendiğim tüm kelimeleri u...
Saat buçuğu iki geçiyor. Ben kayboluyorum bazı hislerin altında. Yirmi dördümden iki önce yarışmadan çıkarılmış gibi yaşıyorum hayatı. Mutlu olmak size biraz...
Karşı karşıya kalmanız gereken tek soru budur. Geriye kalan her şey tohumun toprağa kök salıp büyük bir ağaç olarak meyveleri vermesi gibi bir süreçtir ancak...
Beni bu devrin insanları mahvetti. Beni bu devrin insanları yordu. Hepsine tamah edişim merhametimdendi. Oysa kendi halinde olmak isteyen biriydim.
Düştüm. Ayaklarım durdu. Daha önce hiç yere basmamışçasına gitmek istemedi. Her şeyin sonunu görmek istercesine "umutla" tabiri caizse yenilmez olan tek duyg...
Herkes kadar ölümlüyüm ama en çok ben taşıyorum şimdi çantamda ölümü. Çantam, varlığımın tabutudur şimdi.
Zamana karşı yarışmanın telaşıyla yazıyorum. Belki...
Bu belki artık bir isyandır kendime bilemem
Mesela sineklerin tanrısı ve benim tanrım nasıl bir olabilir ikilemleri taksim ediyor benliğime
Sanırım kafayı ...
Hani çiçekler açacaktı ömrümde
Sen gönlümün yalancı baharısın
Yaprak gibi düştüm ya önünde
Sen şu kalbimin kırık kanadısın
Yar deyip de basmadın bağr...
Ben yol üzeri bir botaniğin solmuş gülleri,
yeşertmeye çalışmayın, koparmayın dikenlerimi.
Canlanamaz kararmış sarılığım, anlayın.
Esmesin rüzgarlarınız y...
Güneşin batışında bir bakışın var şimdi
Öyle buruk öyle ıslak
Gözlerin başka konuşuyor güneşin batışıyla
Bakışların kamaşıyor bakışlarımla
Bir başka oluy...
Ağır ağır ölüyorum.
Elim bir hastalığa yakalanmış.
Yahut teşhisi konulmuş,
Onulmaz dertlere tutulmuşum.
Aşk illetinden muzdarip bir divaneyim,
Sanki vus...
Boşa yaşıyoruz yediden yetmişe.
Leş kokulu kaldırımlarda kalacak 1 liramız, sümüklü mendilimiz ya da çürümüş cikletimiz.
Atılan her adımın üstünden milyarl...
Zayıfım... Hiçbir şeyin acıtmadığını iddia etmeye çalışıyorum ama acıyor, her şey çok acıtıyor. Her ne kadar acıyı gizlemenin acı vermesini engellediğini düş...
Yanlış limanlara attık demirleri. Sonunda alıp ardımıza rüzgârı yelken açtık yalnızlığın derin sularına. Değmeden gözüne kimsenin, silik bir kara kalem yazıs...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok