Seyret çatallanmış sesi
seyret uzaktan bir bakış olmuş ümidi
niye salkımlanır sahi, ne var bu kalabalıkta
yoksul duruşların yığıldığı akşam saatleri,
...
Aklımın her katmanı ayrı bir kuyu
her kuyuda çekilmeyen binlerce kelimelik bir su.
kabuklarımla örtüşecek bir derya aranmaktayken
bulduğum kaynak içerim...
Kendimi kandırabildiğim kadar aldığım nefese kırgınım
bin dereden su getirmiştim oysa oyalanmak için
yokmuş dünyalık bir şeyler taşıyacak rüzgarım
gerid...
avludaki ihtiyarlardan öğrendiğim sakinlik,
coşkuyla hayata terk etti kafamın içini
esirgendi benden his veren marifet
iletken değilmişim şairin dediği ...
bilinesi değil, yaşanılası hiç değil!
hiç değilse neydi, niyeydi bunca ses
hangi kıyıya attı beni bunca nefes
bir sor bakalım var mıydı yanıt kusan tarih
...
Gün kararınca ve çok azı kendi kalbinin köşesine çekilince o yalın ayak koşardı hüzne. Sonra teselliler icat ederdi, avunamazdı hiçbir teselliyle. Kendi olar...
"Gecenin koynunda..." dedi, "ne olur beni gecenin koynunda bir başıma bırakmayın."
Boğuluyorum düşüncelerin gri havasında, boğuyor beni bu sis.
Açsam içimi...
Bir sevginin kucağına kendini atmak nedir bilmiyorum ben,
Sevgiyi korkusuzca yaşamayı öğret bana,
Ölümden korkmayanın sevgiden de korkmaması gerektiğini öğ...
Sen acıyı bilmediğimi zannediyorsun,
Hangi yönden geldiği bilinmeyen bir rüzgârın ufak bir ürpertisi yalnızca,
Bir titreme ve adımlarında bir değişiklik ol...
Ben o kaldırımdan ağlayarak geçtim, bir çiçek boy versin diye
Oysa yaşanmazmış, bir inceliği anlamak adına incinerek.
Yarım yamalak bildiğim bir türküyü t...
Bir düşün kapısını çalmadım,
Gerçekliğinden sıyrılınca incinip boynunu bükmesin diye.
Yaşamak uğruna tutunağı düşşellikte bulmadım,
Kör etmedi gözlerim...
İçindeki çocuğu hep saklambaca çıkarmışsın,
Bulunmayı beklerken varoluşunun gerçeği yok sayılmış,
"Yok" demişsin, inat etmişsin. "Çıkmam ortaya."
Sen in...
Anılar defterim bomboş kaldı. Eksikliği var yarım yamalak. Nelerle doldurmak istemiştim halbuki, kimlere dokunsun istemiştim. Tozlanırken asla yok olmayacağı...
Son yolculuğunun üzerine satırlar geçmiş, günler doğurmuşsun ama hiçbir güneşe tutunacak rahim bile verememişsin.
İstemsiz, acımasız, kayda değer anılar da...
Şehre gelişime bir ad kondurdum anlamadılar
bence komik değildi bunca köşk ve tasarım
Yalan da yoktu hikayemde gelişigüzelim tasarlandık
saatleri ayarl...
Gök sessizliğimizde birbirimizle danslarımız. Turgut’umuzun kavanozundan biraz kahve, kutusundaki son ekmek diliminden banıp banıp ilahlaştığımız o yoğun acı...
Güneşin eşi düşerken
Güneşin eşi üstüme
Sustum
Kristalli bir avize olup kendini suya yansıtırken güneş
Ekimin daha başında, el değmemiş bir deniz tanıdım...
Henüz eskimiş o güzlerin, güz ninnilerinin
Henüz yeni iyileşen tenimden ısırgan otu gibi,
yakarak, kabartarak geçmesine
ne olur darılma.
Ben ikiz doğuran...
Zaman zaman, bir sevgi beni yenerdi.
Bu, göğe uzanmayı bırakan bir ağaç gibi öksüz ve
İçime büyümekteyken
Sevmenin, karşımda onulmaz duruşu
Kovdukça kend...
Dindi yağmurlar,
Dindi nihayet.
Soğuk, nemli bir kafes kaldı geriye
Teklifsiz örtüldü sesim, zihnim
İndiğinde yüzüme o beyaz katreler
bıçak, çok sesli...
Önüm görünmezdir
Bulanınca okunmayan bakışların peşinden
Ormanlardan, kıyılardan ve yoldan dönüldü
Bazı kıymıklar yerleşti zamansız
Savrulmak bin eliyle ...
Uçlara doğru yürüyen.
Bir bakmanın sonuna gelen, geldiği yerde anısını çivileyip bırakan, bırakıp anladın mı diye sormayı, sormalar vardı geç bunları birden...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok