yüzüm git gide bir suyun yansımasına dönüşüyor,
ben yürüdükçe yanımdan geçen her şeyden korkuyorum.
pencerelerin önünden bile geçemediğim olmuştu bir zaman...
beni bağışla,
sokağın köşesinde hayat var sanmamı bağışla.
bu çocukluğa boyun eğip, bu sıkıntılı evde hayal kurup durmamı bağışla.
etime dokunuyorsun, bir...
gazete satan adamlardan tarihleri öğreniyorum,
çirkin bir mücevher sandığı gibi sıkışıp kalmış sanki o büfede bütün tanıklar,
bir önü açılsa genişleyecek d...
hiçbir şeye karşı hevesim
hiçbir şeye karşı tahammülüm kalmamışçasına
yorgunum...
bir babanın anlattığı espriye zorla tebessüm edercesine
bir çocuğun hey...
ıslak bir asfalt mıydı,
gecenin dördü müydü,
geçen her an mıydı hayat?
aşk mıydı, nefret miydi, neydi ki,
zalimin, zenginin oyuncağı mıydı hayat?
dışarı...
bu sabah odamın perdelerini açmadım, güneş vurmaz
yarım başlarım her doğan güne
yapay kalplerden uzaktayım, hiçbiri ulaşamaz
gidiyorum, yalnızlığın en der...
saat zifiriyi beş geçiyor
ben yine uyanığım
gece bütün sinsiliğiyle ayakta
beni süzüyor
zihnimdeki düşünceler karahindibağlarını üzerime üflemiş gibi ...
Bir sızı var.
İnce, sürekli bir akış içinde
Getirdiği hiçbir şey yok.
Götürdüğü ise hissedilmiyor henüz.
Hiç sığ değil zihnimdeki ve bedenimdeki kesik.
...
genç ölmemeye kızgınım,
yaşama uğraşı sabahtan sabaha çığlık çığlığa artıyor.
yaksam mı yıksam mı bütün kelimeleri, şu eşyaları.
bilmiyorum bildiğim tü...
Bedeninin en çirkin yeri,
Neresi?
Bedeninin en çirkin yeri,
Neresi?
Kimileri burnun diyor,
Kimileri ayakların.
Oysa bence en çirkini zihnin.
Frank Z...
şimdi, bir sen ve bir ben buradayız bir caddenin sağdan ilk girişinde
her yerde topraktan, gökten ve ağaçtan çok varsın,
ben aslı gibidir kağıtlar gibi hiç...
yüzüm aynada birebir,
herkesin kırıldığı yerden ben de kırıldım.
hangi sokaktaysam köşeyi döndüğümde beni oradan çekip kurtar istedim.
kimsesizliğimizi b...
Iskalamış kavgayı
Kaçarken kendinden
Görmüş
Girişmeye meyletmiş de
Ayağına dolanmış mazinin yazgı yumağı
Kara bir dertmiş, o ayağını silkmiş
Ayağı...
...
sığdırıp cenneti bir adım cenine
kucağından badem,
harelerinden badem sütlü kahve.
dokunuşun kıpkızıl
sincap sırtından sık ormanlar,
geyiklerin genç nef...
Ağrılar vardı
Dizler öperdi soğuk sokak taşlarını
Ağlardı adam
Kadın ağlardı
Tenden öte ruhlaşmış iki beden
İki ceset bedene ne yakışırdı sarılmak
Sarı...
Bir nefesle başladı hayat
Ait olduğun zamanın içinde
Ve aynı mekânda var olanlarla
Peki yeterli miydi karşılaşmak için?
İki sevgiliyi, dostu birbirine b...
Ağlamak için geç artık
Yağmur çoktan dindi
Baksana güzelim kokusu
Toprağa sindi
Görmedin, hissetmedin
Sen ıslanmadın belki
Ama bu ne son ne ilkti
Üzül...
Dokun bana,
yaşadığımı hissetmeliyim.
Öp beni,
yeniden doğmam gerek,
Tut ellerimi,
bu şehri yaşanılır kılmalıyım.
Bak gözlerime,
hayata dönmem gerek.
...
Zıplar durur kanguru bu
Nedir bu yarin kan grubu
Yarimi kaybettim
Her gün içerim kuru bu
Bir şey de bana Sibel
Aşkımız kaç desibel
On cigabaytlık sevgi...
Artık bitmez o bahçede çiçek,
Kokusu gelmez güneş yanığı saçlarının.
Biz artık birbirinden hüzünlü biten,
İki ayrı romanın başkahramanları oluruz.
Ben, a...
Bir kuş uçuyor gökyüzünde
Düşüncelerin mavisinde yüzüyorum
Şu yıldızları tutabilseydim bir
Yeşilin dibini görüyorum
Durmuyor şişede durduğu gibi
Herhald...
Sen bana bakma
Ben de bazen bakmıyorum bana
Saçım sakalım almış başını gidiyor
Ne tarıyorum ne yıkıyorum
Sadece kurduğum hayalleri
Bir hiç uğruna birer ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok