Get Out, Türkçesiyle Kapan, Jordan Peele'nin ilk yönetmenlik denemesinde yazıp yönettiği bir film. Filmin kurgusunu, atmosferini ve işlenen fikri beğendim. İ...
yalnızlığın kucakladığı loş odada
eğri eriyik bir mum
ve asılı kalan havada
şıralcınlarından hüzün sızan ruhum
buluşturan sıcak alevle
pütürlü sıvanmış ...
şimdi koca bir yalnızlıkla,
küçük bir odada savaşıyorum.
tüm yenilgilerimi yitirdim,
kaybettiğim topraklar bile benim değil.
üzgünüm, seni başkasını seve...
bir at gördüm, kemikleri sayılıyordu
böyle zayıf bir atı yine de koşturmak,
bile bile kırbaçlamak;
insana başka bir haz mı veriyordur?
bu gece bunu düşü...
şimdi çok uzaklarda iki yabancıyız. söylenmeyen sözlerin mahkumu olmak isterdim, kendi içimde seninle türlü kavgalara girmek, yenmek ve yenilmek. hangi durum...
kendimi tanıyamaz hale geldim.
aynada bana bakan kim?
ben değilim biliyorum.
yalnızlık ne bulunmaz bir değer,
ne koruyucu bir giysiymiş.
şimdi hiç yalnı...
nasıl durulur bu evlerde sen yokken, kapıda karşılanmanın kıymetini, bir yerde usulca uyuyakalmanın sakinliğini ve seni unutmayacağım. kimselere benzemedin, ...
dün gece eve geldin,
bir bardak su içtin,
aynada kendini gördün,
şimdi ölüsün.
ne acı bilmeden uyuman,
rüya görmen,
gördüğün rüyanın etkisinde kalman,
...
ne zaman kapıyı çalsam açacağını bilmenin hissi,
ve gel desem fizanlardan yoluma dökülüşün.
hepsi bir parça güzel
ve çoğunluğu hüzün.
birbirimize ne bıra...
yeni bir aşkın tohumu,
eskiden yaşadığımız o mutlu anları
defaatle suluyor.
kızmıyor ve küsmüyorum.
bir ağaca bakmak için,
derin bir nefes almak için,
...
senin gülüşün ile dolu bir evrene adım atıyorum
yaşamın gizini buldum
işin, ellerin, benim dikkat dağınıklığım
ve yorulmadan yürünen caddeler
şimdi tamız...
sen bir sinemadan çıktın,
ayaklarına gece döküldü
gülümsedin belli belirsiz
pencereler sana döndü
her şey senli ve sensiz olarak ikiye ayrıldı
biz ayrıl...
bir arabanın ön koltuğunda sana bakıyorum. büyümüşsün, güzelleşmişsin. ellerin kurumamış, henüz hava o kadar sert esmemiş. yorulmuşsun, hırpalanmışsın.
bir...
yalın ayak yürüyorum,
bastığım yer ayna gibi parlak.
nereye gidersem gideyim kendime varıyorum.
bir düzenin içinde sana varmak,
artık zaten imkansız.
e...
beni soyuyorsun soğuk yatakta
boğazımda yağlı bir urgan asılı
çıkarmak istiyorsun ama anlamıyorsun
o artık benim ikinci derim
istediğim an kendimi asmaya...
"yapmadım mı?" ve "olmadı mı?"
böyle sorularla geçen bir ömür.
kim inanır benim şu ufak bedenimin
bir gün ölüp gideceğine?
moraracağına, soğuyacağına.
b...
biraz yorgunum
biraz kırgınım
yalnızlık damarlarımda zehir gibi dolaşıyor
rüyalarımda seni öpüyor, sana sarılıyorum
geleyim diyorum, gelemiyorum
aff...
nerede yanlış yapıyorum?
böyle birine nasıl dönüştüm?
olmazlar ve olmamalılardan,
kendime bir heybe yaptım.
senden yana bir sorum yok,
benden yana hep g...
uzun, gölgesi geniş bir ağacın altındayım.
-işte yaşamın gizini çözüyorum-
bu giz beraberinde,
elbette varlığı olmadan yokluğunun da önemi olmayan şeyi g...
bir masada oturup
eski günleri konuşabilmek ve
sana olağan bir açıdan
makul bir hisle bakabilmek.
bir şarkı ithaf etmişsin ona,
görüyorum ve anlıyorum.
...
benim bu hayata gelişimdeki sebep bir aşka düşmek, o aşktan kalkamamak ve o aşkın uğruna ölmekmiş. kırgın değilim diyerek ne kendimi kandıracağım, ne de sizi...
bir cam kenarında otururken fark ediyorum. ne işim var, ne param. şimdi başıma bir şey gelse, beni hastaneye götürecek bir çift ayağım yok. saçlarım yüzüme d...
odalar arası sesler hep aynı frekans,
senin kapının önünden geçmişler dün.
beni aradılar, ağladılar
annen balkonda uzağa dalmış,
denizi görmek istiyor am...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok