Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Şelaleler akarken evlerin arasından, sen çiçeklere gökyüzünden bakmayı seçtin. Dumanlar tütmüyordu bacalardan, işi gücü bırakmıştı herkes. İnsanlar seni aray...
Hayal etmek,
Belki de beni şu sahte dünyadan alıp
Mutlu olmam için gereken her şeyi düşündüğüm en güzel olaydı.
Şimdi sen gidince...
Yani sen artık yok i...
BAY İ:
— Gür sesli bir nara saçın yalanın çehresine. Haykırın ruhu paslanmış ayıp çukuru müdavimlerine, tükürün suratlarına. Kızarmazsa şayet yanakları; ora...
Kızılcık şerbeti ne zaman içildi bilemiyorum ama Golgotha kan kusalı çok oldu
Kaşlar ne zaman çatık bir hizaya girişti bilemiyorum ama bu çizgiler alnıma de...
Gökyüzünde kanat çırpsam
Özgür olabilir miydim istediğim kadar?
Ben dik başlı bir orkide
Kuş olsam da kırıktır kanadım.
Sanmıyorum bana uçsuz bucaksız
G...
Kara pencereler istiyorum
Kötülükleri görmeyen
İki karanlık nokta büyüsün yüzümde
Arsız!
Ellerimde cam sıkıyorum
Zamansız!
Ellerimle ben acı dokuyorum
...
Luna Yayınları 5. yılını öykü ve küçürek öykü yarışması ile kutluyor.
Yarışma Konusu: Serbest
Yarışma Ödülleri: İlk üçe giren ve mansiyon ödülü alan öyküle...
Yaşlanmayan bedenimizin ruhu nasıl bu kadar yaşlıydı peki?
Milyar yıldır dünyanın bu yaşlılığında nasıl genç hissedemedik?
Hayatımızı oyun yeri olmasına na...
I: TAKINTI
— Her insanın birtakım takıntıları vardır. Bu takıntıları fark edenler takıntıların çocukça, abartılmış bir eylemden ibaret olduğunu sanır ama ta...
İlham veriyor suskunluğum haykırırca, etrafa dökülürken biraz anılar biraz da hayal ettiklerim
Öyle yorgun öyle ağır topluyorum ki
Bir araya getiremeden ...
sana açıyorum kollarımı
içimi dışıma dönüştüren bu hisler
bulaşsın diye
benim veya onun kadar ağır mağlup olamazsın bu oyunda
ama deniyorum tekrardan uta...
"Rusça Çevirmenleri Dosyası"nın ilk bölümünde, bu içeriğin motivasyonundan bahsetmiş ve MEB’in çeviri devriminin önde gelen Rus edebiyatı çevirmenlerini “İlk...
kitap arası iki yaprak şakayık kaldı
birbirinden ayrı
ve hediyen bir tülbent yatakta
dolapta üç gömlek bir hırka
valizini topladı gitti
ansızın yazsı...
Karanlık bir şehre esirim şimdi. Kaçmak istesem kaçamam, hareket etsem edemem. Nasıl kurtulacağımı bilmiyorum. Kendi yarattığım sokaklarda hapsolmuşum...
Is...
Kimim ben? Daha ne kadar yolum var?
Şehri boş ver mümkün mü acaba terk etmek dünyayı?
Üşüyorum, bu güneş niye ısıtmaz beni?
Diye sorular soruyordum kendim...
Bilemedim.
Dokunurken saçlarıma
Gözlerinin süzülmüş olduğunu
Sarılırken sımsıkı
Arkamdaki boya izlerinin
Omzumdaki yüklerin
Senin sanatın olduğunu.
Şi...
Görebilseydin eğer benim gözümden cehennemi
Kaçmak isterdin yangınlarımdan
Bağırabilseydim tüm dünyaya çığlıklarım ile
Duyamayanlara yetişirdi tek çığlıkl...
İçimden haykırırca adınla seslenirken
Kıskanırım diye kimselerin duymayacağı kadar sessiz sevdiğim
Hani bir zamanlar
İsmini yazarken kağıttan kıskandığım...
“Huuooopp! Şükrü dayı çocuklara benden çay ver, sen de gel sonra, otur yanıma. Nasıl öldüğümü anlatacağım size.
Sıradan bir gündü. Her şey son derece normal...
Uzun zamanlar geçti deriyle örülü kanayan uzuvlardan,
İzler kaldı en derinden buram buram ağır kokulu,
Ne oldu birden böyle bizim yaşam gayemize ki,
Toz p...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok