Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Yaz mevsiminin haziran ayıydı. Saat sabahın yedisiydi. Aslı, yaşadığı kasabanın güneyinde bulunan benzinlikten bir miktar yakıt aldı. Bu yakıtla gideceği yer...
İstiridyenin umrumda mıydı içindeki inci?
Yoksa incinin aşkı mı bu hale getirdi yaşlı istiridyeyi?
İçimde kalan inci tanemsin sen benim
Sarıp sarmalarım...
Uzak bir diyarda maviliklerin arasında bir ada bulunur. Bereketli toprağı, çeşitli balık türleri, güzel bir şelalesi ve dillere destan altın renginde sahille...
Eksen de gönlüme bahar çiçekleri
Bahçeni sulamak gelmiyor içimden
Pencerende yeşerttiğim fesleğenleri
Koklamak artık gelmiyor içimden
Kalmadı ne bir h...
Seni sen olduğun için değil,
Var olduğun için seviyorum.
Dünyanın bir ucunda olsan da,
Bir gün seni görme umuduyla yaşıyorum.
üşürsen eğer senin için cayır cayır yanarım
gülcemalim
ağlarsan seni severim, minicik hayatında çiçek bahçeleri açtırırım
gülcemalim
karanlığa kapılırs...
Sıradan günün
Pek de sıradan olmayan bir saatinde
Kimsenin aklıyla fikriyle düşünmediği
O yere gitmekle başlar üçüncü sınıf intihar.
Önce isyanlar baş gö...
‘’Sonbahar geldi, takvimin değil, içinde yaşadığımız, ruhumuzla bir cüz’ü olduğumuz şehrin ve manzaranın sonbaharı…” Ahmet Hamdi Tanpınar
Yaza veda etmiş be...
“Sanıyorum bu yaz hüzünlü bir yaz olacak. Öyle ki bütün akşamlar hüzünlü...” demiş bir şiirinde Turgut Uyar. Hüznü sonbaharda bilirdim çoktan beri. Sonbaharı...
Korkmalısın benden,
Sevginin yerine geçmeli,
Tedirginliğin.
Kendini farklı sanma,
Bakma sana güldüğüme.
Acımam kimseye,
Önce kendime.
Kestim kumaş kes...
Bir şiir ne kadar yakışıyorsa saman sarısı kağıda
İşte sende öyle yakışıyorsun tüm paragraflarıma
Aydınlanıyor öylece güne bakan çiçeklerim
Ve onlar yer...
gözlerin antik bir afgan kilimi
kaligram yazıtlar gibi musır
kuzey kutbunda yaz, ekvatorda kış mevsimi
vakt-i merhuna sabır
süveyda tarlalara ışık ekimi
...
Fecr-i sabah olmasa da güneş huzmeleri aydınlatır mı ehvadan kararmış bir kalbi?
İçine çekilen taze leylak rayihasıyla tutup zarif ellerinden
Götürür mü ...
Ne kadar severdim eskiden uçurtmaları
Renk renk boyardım
Gök mavisi yapardım kuyruğunu
Gerçi gökyüzü de mavi değilmiş
Öyle derdi fen bilgisi hocam.
Hep...
ben sesli kentlerin, ıssız sokaklarında yalın dolaşan dağınık kalabalıklardım. kent meydanlarında benimle çok alay ederdi yalın ayaklarım. yüksek katlı binal...
İnsanlar gündüzleri uyanmak için
Saatlerini kurarlar.
Bu uyanmalar kapı aralar;
Rutubetli fabrikalara,
Altın gününün konuşulduğu salonlara,
Dedikodunun ...
Yuvarlanan taşlar gibi durduk aniden
Rüzgârın devirdiği plaj şemsiyeleri gibi uçuştuk
Küçük paraşütlerdi kalplerimiz
Güvenli inişi kollarımızda bulduk
...
Tanrım...
Verdiğim kayıpları saymamaya başladım.
Ve her şeye defalarca başlayan biri olarak,
Tanıdık bir yenilgiyi selamlıyorum..
Ellerimin değdiği her ş...
Tamamıyla sıradan ve normal olmak isterdim. Bu sistemin işleyen önemsiz ve görünmez bir parçası olmak isterdim. Tam manasıyla vasat olmak isterdim. Eskiden k...
''Bazen saatlerce oturur hiçbir şey konuşmazdık seninle. Gözlerimiz birbirini bulurdu, ellerim ellerine değerdi. Birkaç tel düşerdi alnına saçlarından. Avuçl...
İnsanların hallerinden usandım,
Tahammülüm kalmadı buna artık,
Sınıyor musun beni yüce tanrım,
Görüyorsun işte bitiyor sabrım.
Soruyorlar beni umursamada...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok