Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Düşündüm bu gece
Yatağımdan sırtüstü yatarken
Çıt çıkmayan karanlıktaki tavanımda parlar gibi olan yıldızlara
Odamın zifiri sessizliğindeki kuş cıvıltılar...
Varlığım delirişlerimin iz düşümü
Hava soğuk,rüzgar alacaklı.
Kafamda binbir türlü uykuda tanrılar.
Kelimelerim fütursuzca erirken şimdi
Sizi içimde aram...
Bazen kandırmayı bilmeli,
Hem kendini, hem güzel bildiğini.
Ne utanacak bir şey,
Ne sıkılacak bir yanı vardır bunun.
Şimdi, İstanbulu kandıracak olsam,
...
gerçek yuva yaptı karnıma
ailemin yarasına alıştım da
benim insanımın kanaması ağır
korkağın tekiyim gözlerime bakmadığından
korkuyorum kendimi kaybet...
Yapıştı tenine yaşam dürtüsü
O ruhları yerinden etmek
Gider mi sandın zarafet örtüsü
Dağlarla, taşlarla, kuşlarla gülmek
Dünya büyüktür benden, her yaşın acemisiyim. Küçücüktür dünya ben her yaşın acemisiyim. İnsanın elinde, sahip olduğu yegâne şey yaşamdır. İçine doğduğum aile...
Ekim başı,
Adımların ardımda,
Dört sonbahar daha var takibi ardında.
Göl kenarında bir bank,
Kurumuş yaprakları çıtırdatan bir dans,
Bu kez ıskalamamış ...
Beyazlar kapladı üstünü
Puslu oldu her yer bir anda
Ama altında Dünya kostümü
Durur mu ki hiç o canda
Genç adam, evliliğinin yedinci yılında hâlâ Hatice’ye aşık, çocuklarına bağlı bir babadır. Kasabadaki kırtasiye dükkanı küçük ama huzurlu bir yaşam sunmuştur...
Artık baktığım yerde değilsin.
Simân ayırt edilmiyor diğer mahlukatlardan.
Kelimelerim anlamsız,
Sözlerim sirâyet etmiyor gönlüne.
Aynaya bak, sevgili;
...
çocukluğum yoğun bakım
elleri bağlı
ve bir otelde
sadece yoldayım günlük
üzülsem
sana faydası yok
ağlasam
bana faydası yok
gözlerim kuru
verimsiz to...
Anlam yüklemek lazım bazen
Dağa, taşa, belki bir kuşa
Sormak lazım onlara, neden?
Dönüştün bir anda yaza, kışa
Hayatı, işleyeceğiz ellerimizle ilmek ilmek.
İlmek ilmek öğreneceğiz yaşamayı ve sevmeyi.
Madem ki çıkamıyoruz bu zindandan,
madem ki içmişiz bir yudum bu...
Freud, masanın başında oturmuş, genç adamı izliyordu. Elinde tuttuğu eski bir defteri inceliyor, bir yandan da kaşlarını çatarak anlamlı bir ifade takınıyord...
Modernist sanat ve edebiyat, bireyin hem kendi iç dünyasına yönelip toplumsal gerçeklikten kopmasını hem de bu kopuşun yarattığı parçalanmışlık duygusunu işl...
Tam bilmiyorum neredeyim,
Endişem tenimde
Tir tir titriyorum ceketimin içinde
Bi denizi görüyorum bi karanlık
Sarı ışıklar vapur düdüğü
Bir kara duman ...
İrili ufaklı atıyoruz taşları.
Her değen incitmiyor
ama hiçbiri de ıskalamıyor.
Ben vardım sandıkça yol uzuyor.
İri yarı bir silahtan
hayalin ateşleni...
Aynada bir adam, kendine bakıyor,
Gözleri bir yabancı gibi, derin ve yorgun.
Saçında beliren o ilk beyaz,
Zamanın sessiz izini taşır başında.
Ama o ad...
Baharın hüznü dokunuyor masmavi gökyüzüne
Hafif bir griliğe batırıyor fırçasını
Sallıyor sağa sola arsızca
Bi kaç çocuk üşüyor şimdi, bi kaç ayrılık yaşan...
Sisifos’un Gözleri
Doğarken başladı serüvenim,
Ana rahminde yankılanan ilk nefesle.
Zamanı delip geçerken varoluşum,
Sen, kadın, kalbimin kaderiyle.
...
Kaburgamdan Gelen Aşk
Bir nefes boşluğunda doğdu kadın,
Tanrının parmak izleriyle çizilmiş,
Varoluşun en derin çukurlarında,
Bir kaburganın yitimiyle ...
Beyaz zemin üzerinde satranç tahtası hâlâ iki genç adamı karşı karşıya getiriyor. Siyah taşların ardında oturan neşeli genç adamın yüzünde yine o rahat, umur...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok