Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
“Ah be Rıza, ah be. Nasıl gider, nasıl terk eder beni?”
Siyah iri kedi patisiyle önündeki şişeye vurdu şişe yerde yuvarlanarak çöp konteynırının ayağına ça...
Bu hikaye İstanbul depreminde öleceklere adanmıştır.
***
Tavanda sallanan floresan.
Yanaşan her vapurun dalgasıyla sallanan iskele.
Kahve satan bir dükkâ...
Doktorun odasından içi biraz da olsa rahatlamış olarak çıkıyordu Gülfem. Basit bir göz rahatsızlığıydı yaşadığı. Önceleri pek önemsememişti. Son zamanlarda ü...
Henüz gün doğumuna daha iki saat vardı. Sokak lambaları kendini aydınlatmaktan bile acizdi. Öyle bir karanlıkta, ezbere bildiği yollardan geçiyordu yine. Tek...
-I-
Cebimde mermilerin yerini
Kırık bir isviçre saati aldığından beri
Çiçeklerimin arasında kurutuyorum kitapları
Soğumamıştım o zaman b/aşka
Yağmurlu s...
Haber saldım dört bir yana
Karanfiller susuz kalmış
Muhabette dost aradım
Bu şehri periler sarmış
Haber saldım dörtbir yana
Karanfiller susuz kalmış
Mu...
Kırmızıdan başlamıştı güne
kapanmış dükkanların ardında
ve köşeyi dönünce karşılaştığı çocukların
umarsız feryatları sayılı posta kutusunda
Kırmızıyı çık...
Saatlerden 19.00
Günlerden sessizlik
Seni özlüyorum
Bir vapur eşliğinde
Vapur giderken bana el sallayamıyosun
Gör beni istiyorum
Duy beni istiyorum
Se...
Kendimi bütün ruhumla unutmanın uykusuna bırakmak istiyordum. Unutmam mümkün olsaydı, unutmak sürekli olsaydı, gözlerim kapansaydı da azar azar uykunun ötesi...
Bir sabah daha yalnızlık kapıda
Kapıda dediysem içinde eşiğin
Sorsam "Biraz uzak kalsan ne olur?"
Der bana "Nerelere gitsem iyi olur?"
Peşimde dolanmasa ...
Nakışlı ak tülbenti toprağa doğru sarkmış olan Fatma ana körelmiş keseri toprağa vurup toprakla beraber nefesleniyordu. Kendi derisi kırışmış, toprak ise kur...
Kızın konuşma yetisini almış gibiydiler.
—Hey, ne o, dilini mi yuttun?
Gerçekten yutmuş muydu... Sesi çıkmıyordu. İlkten lanetlendiği sanıp korktu sonra. Ç...
bir eylül sabahı
güzel sevgiliyi unut
bir ölüyü aşk diye diye
sardığını unut
sen en iyisi ne yap biliyor musun
hayallerini bırak git
hissettiklerini...
Dört mistik vadinin, en güneşlisi,
Kırk hikayeyi barındırmalı,
Dört yüz gecekondusuyla,
İki ay aydınlatmalı geceyi,
Geceye konmalı sekiz şiir.
Dört mist...
Bu kırılan bir dalın türküsü.
Kimselerin hatırlamadığı , unutmak için bile hatırlamadığı bir türkü.
Acıdan beslenip büyüyen tohumların , doğaya bir nimetc...
Ben şairim hakim bey. En çok beni yargılayın. Gece 2.45 te uyanın ve gece mahkemesinde en ağır hükümleri verin benim hakkımda. Hayır, hiçbir itirazım yok ola...
"Bulutlar sarmış göğü, güneş ha teslim olacak ha olmayacak havasında. Ama yine de son bir hücum gerçekleşecek her iki taraftan. Kim galip gelirse de anlaşmay...
Yorucu bir iş günü daha sona ermişti Bay Tavşan için. Elinde bir dolu poşet, sessiz ve karanlık evinin kapısını araladı. Yorgunluğu yüzünden, vücudunun duruş...
Şehr-i destan İstanbul
İstanbul’da bir yaralı kuş
Ölesiye sevdiğinin çok mu yanında
Çok mu uzak orası meçhul
Fikr-i zarar İstanbul
Bu diyarda ne pa...
Yaz mevsiminin son günleriydi, hava buram buram geç kalmışlık kokuyordu. Bir yandan da şehir eski düzenine dönme çabası içindeydi. Yazlık yerlerden dönülmüş,...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok