Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Uzaklardan bakıldığında beyaz esarete bürünmüş köyün tüm yolları kara teslim olmuştu. Değil yollar damların bahçesine bile çıkılmıyordu şimdi. Beyaz, tane ta...
Aidiyet duygusunu hiç tatmamış Kartal, bir gün onu bulmaya karar verir. Ama öncesinde kendiliğini bulması gerekmektedir.
*Spotify'da "Kendime Sesli Not" a...
O kadar çok kendi varlığımdan kaçtım ki, belki o sayede daha çok varoldun küçücük dünyamın içinde.
Genç kadın bir süre pencereden dışarıyı izledi. Belli ki ...
Her hikâye bir miktar kasvetle başlar; özellikle makineleşmenin büyük adımlar attığı, çocukların ‘küçük adam’ yahut ‘küçük kadın’ olarak görüldüğü bir çağda ...
Rengi sarıya çalan yaprakların, yağmurdan kirlenmiş, kenarındaki macunları sararmış on yıllık cama değmesi ile çıkan hışırtı sesine uyandı. Mavi çiçek desenl...
30 Nisan
Sevgili Mélanie,
Geçen hafta annem vefat etti. Dört sene önce yetim kalan ben, geçen hafta annemin ölümü ile öksüz kaldım. Ömrümün son otuz beş ...
En yakın arkadaşıyla sahilde kayalıkların üstünde sessiz bir müzik açıp sigara içiyorlar. Eh, iki kadın kayalıklarda ağacın arkasına gelecek şekilde kimsenin...
Meydanda, filenin sultanlarının final maçı için kurulan ekranın çevresine doluşmuştuk. O amcayla, maçın başlamasını beklerken tanıştım. Bir süre izledim önce...
Tanrı'nın kullarına eziyet etmesi, onlarla eğlenmesi cezasız kalmamalıydı. Cami hocası Rüstem, Spanak'ın tüm planları alt üst etti ve olay yedinci boyutun gü...
Güneş, ağaç tepelerinden kırılıp parça parça toprağı boyuyordu. İki gölge arası serinliyor, yer yer duraksıyorduk. Yürümeye devam ederken gömleğimin bir düğm...
“Ah be Rıza, ah be. Nasıl gider, nasıl terk eder beni?”
Siyah iri kedi patisiyle önündeki şişeye vurdu şişe yerde yuvarlanarak çöp konteynırının ayağına ça...
Bu hikaye İstanbul depreminde öleceklere adanmıştır.
***
Tavanda sallanan floresan.
Yanaşan her vapurun dalgasıyla sallanan iskele.
Kahve satan bir dükkâ...
Doktorun odasından içi biraz da olsa rahatlamış olarak çıkıyordu Gülfem. Basit bir göz rahatsızlığıydı yaşadığı. Önceleri pek önemsememişti. Son zamanlarda ü...
Henüz gün doğumuna daha iki saat vardı. Sokak lambaları kendini aydınlatmaktan bile acizdi. Öyle bir karanlıkta, ezbere bildiği yollardan geçiyordu yine. Tek...
Zaman algısını yavaş yavaş kaybediyordu. Her gün sanki birbirinin aynısıydı. Bir diğer güne geçtiğini, aydınlık ve karanlığı takip ederek algılayabiliyordu. ...
Kendimi bütün ruhumla unutmanın uykusuna bırakmak istiyordum. Unutmam mümkün olsaydı, unutmak sürekli olsaydı, gözlerim kapansaydı da azar azar uykunun ötesi...
Nakışlı ak tülbenti toprağa doğru sarkmış olan Fatma ana körelmiş keseri toprağa vurup toprakla beraber nefesleniyordu. Kendi derisi kırışmış, toprak ise kur...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok