Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Hayal etmek,
Belki de beni şu sahte dünyadan alıp
Mutlu olmam için gereken her şeyi düşündüğüm en güzel olaydı.
Şimdi sen gidince...
Yani sen artık yok i...
BAY İ:
— Gür sesli bir nara saçın yalanın çehresine. Haykırın ruhu paslanmış ayıp çukuru müdavimlerine, tükürün suratlarına. Kızarmazsa şayet yanakları; ora...
Kızılcık şerbeti ne zaman içildi bilemiyorum ama Golgotha kan kusalı çok oldu
Kaşlar ne zaman çatık bir hizaya girişti bilemiyorum ama bu çizgiler alnıma de...
Kara pencereler istiyorum
Kötülükleri görmeyen
İki karanlık nokta büyüsün yüzümde
Arsız!
Ellerimde cam sıkıyorum
Zamansız!
Ellerimle ben acı dokuyorum
...
Ak saçlı, çatık kaşlarla yerde baygın bir şekilde yatan krala bir süre baktı. Ümitsizce başını salladı. Kralın burnuna vurduğu yumruktan sonra eli kızarmıştı...
Luna Yayınları 5. yılını öykü ve küçürek öykü yarışması ile kutluyor.
Yarışma Konusu: Serbest
Yarışma Ödülleri: İlk üçe giren ve mansiyon ödülü alan öyküle...
I: TAKINTI
— Her insanın birtakım takıntıları vardır. Bu takıntıları fark edenler takıntıların çocukça, abartılmış bir eylemden ibaret olduğunu sanır ama ta...
"Rusça Çevirmenleri Dosyası"nın ilk bölümünde, bu içeriğin motivasyonundan bahsetmiş ve MEB’in çeviri devriminin önde gelen Rus edebiyatı çevirmenlerini “İlk...
kitap arası iki yaprak şakayık kaldı
birbirinden ayrı
ve hediyen bir tülbent yatakta
dolapta üç gömlek bir hırka
valizini topladı gitti
ansızın yazsı...
Kimim ben? Daha ne kadar yolum var?
Şehri boş ver mümkün mü acaba terk etmek dünyayı?
Üşüyorum, bu güneş niye ısıtmaz beni?
Diye sorular soruyordum kendim...
Bilemedim.
Dokunurken saçlarıma
Gözlerinin süzülmüş olduğunu
Sarılırken sımsıkı
Arkamdaki boya izlerinin
Omzumdaki yüklerin
Senin sanatın olduğunu.
Şi...
İçimden haykırırca adınla seslenirken
Kıskanırım diye kimselerin duymayacağı kadar sessiz sevdiğim
Hani bir zamanlar
İsmini yazarken kağıttan kıskandığım...
“Huuooopp! Şükrü dayı çocuklara benden çay ver, sen de gel sonra, otur yanıma. Nasıl öldüğümü anlatacağım size.
Sıradan bir gündü. Her şey son derece normal...
Uzun zamanlar geçti deriyle örülü kanayan uzuvlardan,
İzler kaldı en derinden buram buram ağır kokulu,
Ne oldu birden böyle bizim yaşam gayemize ki,
Toz p...
Tarih: 24 Kasım 342
Yer: Sur
Lotthum karargahının üzerine tozdan dolayı kuşlar bile yaklaşmıyordu. Karargahta inanılması güç bir hareketlilik mevcuttu. Bu ...
Bir mahşer kalabalığının sotesindeyim
Bir nefeslik dahi yer kalmamış
Tıklım tıklım bir Bangladeş treni beynim
Çığırtkan zihnim ruhum bangır bangır işporta...
Bir tespih dizmeye başladım seninle beraber
İmamesi sensiz geçen yılların ahı
Bir tespih dizmeye başladım 21 taneli
Sakın eksik diye düşünme
Sen kadar t...
Olsun diyorum.
Gözlerinden gözlerimi alarak olsun diyorum.
Pencerelerimi açıyorum kırık bir nefesle
geceyi çekiyorum içime.
Güzel olacak diyorum, hayat s...
başındayım yine kuyunun,
baş aşağıya atladım üç beş gün önce.
zamanı önemsiz…
beynim, kafatasım, ruhum paramparça.
dedi bana nasıl bırakıp gidersin diye,...
Unutma sen ölümle nişanlısın
Sadıcınız yalnızlığın
En kıymetli çeyizin gözyaşların
Ve sen her sabah güneşin doğuşunu bekliyorsun
Doğmayacak biliyorsun
Ç...
Nasıl anlatayım derdimi,
Nasıl anlatayım hiçsizliği?
Zulem diye yâr edindim kendime.
O da beni bana, zamanı zamana saldı ya kendini.
Nasıl anlatayım derd...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok