Edebiyat > Deneme
Bu alanda, üretmiş olduğunuz deneme ve anlatı metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
"Kavram adları kullanmak bastırmaktır" diye okumuştum bir yerlerde... Bir başka yazar "izmler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir" demişti. Hayata 19 y...
Neden canlı olduğumu en çok hissettiğim an hayatımla oynadığım andır
Riske girdiğimde, kaybederken ve terk ederken ilişkileri ve kurumları
Stresin korkuyla...
İnsan bazen sadece uyumak ister. Zaman geçip gitsin, yorgunluk dinsin veya iyileşsin diye değil. Hiçbir şey... Tuhaf geliyor insana. İnsanın istediği bu şey ...
bağlılık ve bağımlılık kelimelerinde bariz bir anlam farkı olduğunu düşünürken bulabilir sanırım kendini insan. biri irade ile gerçekleşirken diğeri bilinç d...
Odanın tam ortasına gömülmüş upuzun, bomboş bir masa hatırlıyorum.
Nefret edilmelik aile perdelerinin gizleyebileceği türden,
Kuş oyalı örtüsü üzerinde ...
İnsanlar bazen böyledir. Birbirlerine pazar tezgahındaki meyveler gibi en tatlı, en güzel, en parlak yönlerini sergileyerek; kendilerini en güzel şekilde gös...
Kişi geçmişin etkisini neden hâlâ üstünde hisseder? Dün artık yok. "Şimdi" dediğimiz zaman dilimi de yanan bir kâğıt parçası gibi ışıltılı bir şekilde tükeni...
Evet, çok simit yiyen ve sonra çok da susayan bir martı gibiydim ta ki seni görünceye dek şehrimin sokaklarında. Ay öyle tüm bedeniyle camıma sarılmıştı saba...
Karanlığın sonundaki yol ayrımına yettim sayılır. Masalsı bir şarkının tınıları kendini tekrarlamakta şu an. Üç, beş; bilmiyorum kaç parçayım. Nereye uzanaca...
Bedenimi sürüklüyorum. Bir sahneye çıkıyorum her gözümü açtığımda, rolden çıkma hakkı bulunmayan. İsterdim bir sihirbaz olmayı, oyun gibi bedenden bedene zıp...
UZUN ZAMAN SONRA
Dönmekten yorulmuş olsa gerek bu dünya kendini bizlerle tatmin ediyor sanki. Nasıl desem bilemedim. Nefesim daralıyor sanki. Göğsümün ü...
Haller içimde bir hal oldu. Heybemdeki ekmekler küflendi, yiyemediğimden. Özür dilerim. Her bayatlayan ekmeğin, küflenen ekmeklerin mümessili olduğunu bilmem...
,
Küçükken bir rüyamdayken, ben
Karnıma konan bir kelebekle
Ben, çok ağlıyordum.
Mavi beyaz giysiler içindeyken ben,
Giydiğim derinin benim olmadığın...
Neşe, korku, sevgi... İnsan nasıl her his ile dopdolu hissedebilir? Bunun için bir şekilde düşünelim tıpkı kuru dal parçalarının sürtmek gibi çok fazla sürtü...
Her sabâh, güneşin doğuşuyla bir çiçek açar içimde. Güneş batar, çiçek ölür.
Ama ben, yaşarım. Yüreğimi dağlayan o şarkıyı dinlerim, ağlarım. Bakarım göğe,...
Hep oturduğum zaman ayaklarımın yere basabilmesini isterdim küçükken. İnsanların ayaklarımı öyle havada sallanır görmesini istemezdim. Hadi boş verelim edebi...
Bir şeyler yazmak güdüsü belirince önce bir üşengeçlik ve korku basıyor. Ne yazacağım endişesi hafiften bastırıp kim yazacak o kadar ...
Sudur gördüğüm bir yolu izlerken uzak, sudur sende çırpınarak durduğum ve belki aramızda bir tuzak olur, mağrur ve kırılarak uzanır başı bir kahrıma. Sudur s...
Sevgisizlik nedir biliyor musun? “Sevgi, kafese hapsedilmiş gökyüzüne aşık bir kuş gibidir,” ancak sevgi ile gökyüzüne kanat çırpar. Sevgi nedir biliyor musu...
Ne güzel bir şeydir aslında yorgun ayaklar için. Bir ara vermek gibi hayata. Koşuşturmacadan kurtulup kendini bir yere bırakmak. Güvenmek, seni taşıyacağına ...
samimiyetten yoksun vedalar içerisindeyim. alışılmış vedalar, defalarca oynanmış senaryolar. bir insandan gitmek, hiç gelmediğin bir insandan gitmek. insanız...
bu ayaklarımız nereye götürüyor bizi sürekli? adım adım gidiyoruz ama nereye? kimlere? kim için? duraklarımızdaki insanlar kim ve neden ayaklarımızı bağlıyor...
Ve işte olmam gereken yerdeyim
Uzaktaki seyirci için yıkıcı ve dehşet verici görünen fırtına
İçinde bulunana "Bu coşkuyla esen
ve karşısına çıkanın kim ol...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok