Edebiyat > Günlük
Bu alanda, günlük adı altında ürettiğiniz metinleri paylaşabilirsiniz.
Şu an herkes tarafından terk edilmiş, kenara bırakılmış, unutulmuş ve önemsenmemiş biriymişim gibi hissediyorum. İnsanlarla konuşmayı pek seven biri değilim ...
Ben bir not kağıdıyım. Aslında unutmak istediğin ya da unuttuğun şeyleri hatırlatırım. Çalar saat değilim. Farklıyım ondan. Posta güvercini de değilim. Beni ...
Merhabalar. Sizi tanımıyorum dolaysıyla siz de beni tanımıyorsunuz. Bu mektubu sizin adresinize göndermek ne kadar doğrudur onu da bilmiyorum. Ben çoğu şeyi ...
Bir mum parlıyor özünde
Aynı anda bir mum sönüyor.
Bir ağacın sararmış yaprakları süzülüyor
yağan yağmurun melteminde.
Bir güneş doğuyor aynı anda görü...
İçtiğim şekersiz kahvenin damağımda bıraktığı acı tat gibi aynadaki yansımam. Mum ışığının nemli gözlerimle dans edişini izliyorum. Menekşe kokan (!) tütsü d...
Yazarların "Yazmasam delireceğim galiba." dediği şey tam olarak bu sanırım. Konuşmazsam içime çöküyor, daraltıyor, bunaltıyor. Konuşmayı deniyorum, bu sefer ...
İsterdim ki çocukluk
Donup kalsaydı akan zamanın içinde
Düşlerimi yere seren yorgunluk
Şimdilerde ölümden de öte bir yerde
Genç bedenimin üşümesinden anl...
İyi uyumuş olmama ve bu kış ayındaki güzel havaya, aynı zamanda usulca ninni söyleyen denize rağmen pek iyi hissetmiyorum. Gözlerim yorgun ve hasta, her hall...
Nasıl ki bazen konuşmak zor geliyorsa yazmak da öyle benim için. Dün aile hekimimiz KPSS’yi ne yaptın diye sorduğunda bıraktım dedim. O an bir ağlayasım geld...
Mesela Nuh,
Tufanın bittiğini
Allah'tan öğrenmedi.
Zeytinden öğrendi.
Bize öyle anlattılar, en azından.
Sensiz geçen günlerime,
Bir yenisini daha ekledim bugün.
Su misali akıp giderken zaman,
Ne anlam bırakıyordu geride, ne de heyecan.
Seninle olmaya o kada...
Anlatırım lakin anlamazlar
Sözlerimi duyururum lakin
Susarlar, gülerler.
Anlarsın gülersin lakin bilmezler
Konuşurlar duyarsın lakin
Gülemezsin budur, b...
Tesadüfen yolunun kesiştiği biri sende nasıl bir iz bırakabilir? Ya da bir iz bırakabilir mi?
Bırakabilirmiş…
Ben izin vermedikçe hiçbir şey beni üzemez sa...
Anlamı olanı soruyorum, o yüce kalkındıran anlamı, saçları kemiren böcekleri pencere kenarlarındaki, durmuş bir saatin içinde yaşayanları, kurumuş kül tablas...
sana hitap edemiyorum. dün gece fark ettim, ben geceleri hiç aynalara bakamıyorum. gördüğüm yüz bana hiç mi hiç iyi gelmiyor, bir baktım ki artık gülümseyemi...
Yıkıldı yine ayaklarımın altında kırıntıları gök kubbenin. Bir kısmı sakalında birikmiş. Bundandır ki her şiire konu olur sıfatın. Gözlerinden kahvenin en ac...
Ne denmelidir bilemiyorum. On sene. On sene denebilir. On senedir unuttuklarımı yeniden duyumsadığım günler yaşamaktayım ve bu duyumsama her bir zerremi ele ...
Mutlu sandığım sahte kalabalıklar arasında boğuluyorum.
Deve kuşları misali çıkmaza girdiğimizde kendimizi kuma gömüyoruz.
Bu bataklığın içine saplandık,
...
Belli belirsiz çekip gitmelerimi seviyorum. Issızca terk edişlerimi. Ne bekleyenim var ne de yolumu gözleyenim. Her geri döndüğümde evimin kapısını anahtarla...
Dilimde, sabah mahmurluğuyla beraber eski bir türkü mırıldanıyoruz. Kar yağışı yukarıdan aşağıya doğru iniyor. Hava buz, don. Hissedilen soğukluk belki de ek...
Ölüme olan aşkından tekrar tekrar yaktı kendini
ve bıraktığı yerden hatalarını
kavuşamadan,
tekrar tekrar doğdu
Sadece ölenleri anar insanlar
Sadece öle...
Yazmak ilacımmış gibi hissediyorum. Ben günlüklerime o gün yaşadıklarımı değil, o gün hissettiklerimi yazarım genelde. Belki de soyut şeyleri somut olanlarda...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok