Bu belki artık bir isyandır kendime bilemem
Mesela sineklerin tanrısı ve benim tanrım nasıl bir olabilir ikilemleri taksim ediyor benliğime
Sanırım kafayı ...
Öyle bir ölür ki insan, anlayamazsın.
Hava güneşlidir, her şey gri,
Öyle bir ölür ki insan,
Hiçbir şeyi geri alamazsın.
Toprağın merhameti, gece çökene,
...
Sevgili bay ölüm
Siz mi geldiniz yoksa
Yankınız ürpertiyor ruhumu
Görünmüyor çehreniz
Uçsuz bucaksız karanlıkta
Sesinizi işitmeyeli yıllar oldu
Sev...
Korkarım ben düşmekten, düşürülmekten, uçurumlardan, kaybetmekten ya da kaybolmaktan.
Aklımın uçup gitmesinden,
Yanlış anlaşılmasından söylediklerimin
Dış...
Bir gün,
Saatlerin yavaş yavaş ilerlediği,
Dakikaların saniyeden kaçıştığı,
Saliselerin birbiriyle yarıştığı
Ve gökyüzü her zamanki gibi
Kibirli ve alay...
Teninde yara,
Ruhunda acı;
Sırtında sızı,
Kanatları kırık;
Geçmişinin karası,
Geleceğinin ayı;
Gündüzler facia,
Geceler ruhuna ayna;
Nefret yüreğine ...
Bu şehirde benden çok varsın.
Kafamı çevirsem sanki her an görebilirim yüzünü.
Nereye baksam oradasın.
Sesin dolanır kulaklarıma,
kahkahan gelir yüzüme ...
Bunca karışıklık ve bu telaş
neyin nesidir yeryüzüne dağılan?
İnsanları kutup kutup ayıran ve bölen parçalara.
Benim ütopyamın her zerre toprağında
göz...
zehirlidir çiçeklerin
ayıklamaya çalışırım bahçeni
durmadan kan kokar ellerim
yürüdüğün ve dokunduğun her yerde
zakkumlar belirir, öfkeyle deşmişsin ke...
Bu ummakları ne zaman heybemde topladım
Bu sanmakları
sevda diye kim bıraktı avuçlarıma
Bunca yalan ve her yüzün ardında gizledikleri
Zamanında gülümsey...
sevda vardır, safi sessizliktir bazen bilirim
geriye bilmediğim bir şehirin biletini bırakmıştı avuçlarıma
konuşmaya en ihtiyaç duyduğum zamanda
bir özlem...
adımlarım yavaşlıyor sevgilim
sırtım doğuştan kambur
git diyorsun bacaklarım acıdan uyuşmuş
bu acı olmasaydı gitmez miydim diyorum
sen git diyorsun
...
sen gittin
eşikte sararmış yüzün kaldı
gözlerin kaldı ıslak ıslak
yetişsem, kokun buradaydı
döndüğümde soğuktu yatağın
başkasına uyuduğun,
başkası...
Ben ki beni öldürecek acımı bile kazırdım derimin altına
Boktan bir şehrin
en fiyakalı, en kalabalık sokağında
Elimde bir kese kestaneyle, yüzüme vuran y...
Her bir solukta daha çok yaklaştım sana,
Çalacaksın kapımı bir sonbaharda.
Ben hazır olacağım ama seni beklemeyenler var
Çünkü gelişinin bir saati olmayacak.
Ben ne sevmeyi bilirim,
Ne de sevilmeyi,
İçime atarım her şeyi,
Dışarı vurmam hiçbir şeyi.
Yalnızlık kaderimdir benim,
Kanun gibi işlemiş içime,
Sakın ...
Seni bir boşluğa attım
gövdemi başka gövdeler bilmeyecek artık
boşluk sesi ol...
hoşluk sesi ol...
sonra dönüp üz beni.
*
Yüzüm yüzünü terk edeli kışt...
Yıkayamadım ruhumu
Sevginin sevi ile
Farkındalıkla öldürdüm kendimi
Bu çağ nasıl desem, nasırlandırdı ellerimi
Bak, kabuk tutmuş avuç içlerim
Ayası...
Zamansız ve savruk
Üvey bir aşkın
Damladığı bir yudum huzur
İncecik bir sızı
Kanar durur ta şuramda
Bir kuş kanat çırpar,
Sen gülünce.
Uzar...
Uykusuz, kavgalı
Yastık biçimsiz
Dönüp durduğum bu karanlık gölgem!
Yorganın ipini söküyorum
Çat kapı gelen bir yabancıya vermek için
Asılsız bi...
Bir masmavi gök, bir de arş-ı alayı ayaklarının altına alan gözlerin,
Biçare ömrüm bu ikisi arasında mekik dokumakta.
Bir yolcuydum dur durak bilmez, ben g...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok