Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Bazen kafam karışır öylece
anlam aramaktan yoruldum böylece
Bazen aklıma gelenler benden değil ve
Ne kadar değiştirmek istesem de kendimi ve kaderimi hep...
Gözyaşlarımın acı tadının tüm çıplaklığıyla karanlığa serildiği, ölü bedenlerin davetkar sofrasında pervasızca ağırlandığı berbat bir düzlükteyim. Aciz beden...
Şenay Keskin, kitapların arasından başını kaldırmadan gözlüklerini düzeltti. Ellerini, sayfaları arasında gezindiği kitabın sararmış kenarlarından çekti, ama...
Soluksuz bir mavinin önünde, çizgisizim.
Kaybettiğim sokaklar arkam da
Geç kaldığım sesler kulağımda,
Gözlerimde ki mavi karanlıkta.
Adım atsam boğlurum....
bi o kadar yakınsın,
bi o kadar uzak,
karşılaşmamız bile, hayli zor bizim..
seni sordum yıldızlara;
dışarısı kaskatı.
rüyalarımda bile yoksun
bu nasıl...
hiç ağlayarak bavul hazırlandın mı
hiç dizlerin titreye titreye markete gittin mi
hiç biri sana emanet oldu mu
ben yaptım
ben gittim
ve oldu
sevdiğim y...
Ey sevgili!
İzahata kalksa mısralar, edebiyatta yok yeri
Ne araf ne cehennem, sensizlik daha da beteri!
Ey ayak izinde süründüğüm!
Neşeyle tenezzül’üm ka...
Kim adın var, kim resmin var,
Ama nefesin nerde, hangi rüzgar?
Gözlerin bir labirent mi, yoksa ışık mı?
Her adımda kaybolduğum, yine de vardığım.
Aklın, ...
Köyde susuzluk baş göstermişti. Tek bir kuyu vardı ve o da artık yeterince su vermez olmuştu. Günlerdir çatlamış toprakların ortasında suskun bekleyen kuyu, ...
Şükrü Erbaş'ın aynı adlı şiirinden.
Uzman, köydeki bozuk su düzenini incelemek bahanesiyle birkaç gündür köyde dolaşıyordu. İyi giyimli ama sade görünen hal...
İnsanca avutuyorum kendimi
Ne kadar cani ne kadar gaddarca
Bir hayvanlık suçu benimkisi
Ellerimde su izleri
Akan kan benim değilmiş gibi
Yıkıyorum sessi...
Bir isimlik ki yapışan üzerime
Sükse dolu her çağırış bu bedene
Ağır gelir
Gölgeleri tutulmamış
Çitleri aşılmamış
Ve bayrak dikilmemiş
Yerler dar gelir...
Aynada baktım kendime
Karşımdaki kim diye
Unutmuş içini görmeyi
Bilmiyormuş yaşarken ölmeyi
Beynimde çığlık sessizliği
Hayli duygunun hissizliği...
Şükrü Erbaş'ın aynı adlı şiirinden;
Oktay Muhtar sabahın erken saatinde köy meydanındaki kahveye doğru ağır adımlarla ilerliyordu. Her zamanki gibi başı dik...
Son bir kez baktım bize. Ben yıpranmış, kullanılmış bir kitap; sen ise yaşlı bir sahaftın. Yapraklarım, kimselerin kaldığı yeri hatırlatması için kıvrılmış; ...
İnandığım kitabın tüm sayfaları birer birer yandı. Her hikaye, her dost, her aile kül oldu gözlerimin önünde. Bir aşka adadığım ömrüm yanan bir kitabın külle...
gözlerinin ışıltısı ve yansıttığı ifadelerin arasında boğulduğu düşünerek hareket etti. karanlık aynı zamanda aydınlıktı. ışığın ve karanlığın bir arada olma...
Verilen ifadeler kendi düşüncelerimizden mi ibaret?
Veya duyguların anlamsızlığı içerisinden mi?
Boş gözler dolar mı bu hisler karşısında?
Sana verilen du...
Yavaştır insanı tanımak
Yenidoğan bebeğin, dünyayı
Küçük balığın, deryayı
Unutulmuş hislerin, sevdayı
Bazen bir gözün, kalbi
Bir kulağın, çiçe...
Göğsümdeki çığlığı ne zaman anlatsam,
Gözlerindeki alev hep yaktı içimi.
Belki bir gün bu lisanı anlasam,
Kalbim coşup yaracak kafesini.
Giderken rüzg...
Yaşamı bir direniş, bir keşif saydım.
Unutulmayacaktı direnenler, keşfedenler, anladım.
Yahut mutlu olmayacaktı insan, direnmeden ve keşfetmeden yoksun kal...
Ölümün gizli pelerinin altında soluklanırken bir anda gözlerim yüzler gördü, duvarlar ve maviliklerle süslendi. Geceleri pelerinin içinde bulsamda kendimi yi...
“Uyan, uyan artık…
Gel bak bitti bu sene de”
“Bitti mi?”
“Bitti tabi ya”
“Ne ara yaşadık ki ulan bin bir meziyeti”
Sahi,
Ne ara kaldırdık tonlarca o...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok