Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Eski bir tuvalet duvarının küf yeşili fısıldadı kulağıma
Artık büyüdüğümü
Ayakkabımın sıkıca bağlanmış bağcıkları söyledi
Kaç ton eskite eskite
Bu asfa...
Bi' kağıdın tutuşma sesinde
temize çekiyorum seni
eceli gelen köpekler gibi.
Beşiktaş'ta güzel darbuka çalan bi' abi tanımıştım ara sıra tiner koklayan ev...
bir yudum tazelik serdim
ayaklarının önüne
temiz bardaklarımı çıkardım
en sandıklı çeyizimden
uydurdum laflarımı
şarabın da ahengine
başlayabiliriz evv...
Pencerelere gün yanaşıyor bir daha
bazı evler elbet es geçilir
bir bebek daha doğuyor elleri yumuk
kimse bilmez anneler suçlu olabilir
bir kez daha varol...
Eskinin esintisi var ruhumda
Parşömenlerin kokusundan hallice
Düşüncelerimi mumyalıyorum hayallerime
İskenderiye'nin yakılması kadar anlamsız şimdi yanılg...
yoğun kanlar kaybediyorum ta orta yerimden
öbek öbek azalıyorum belermiş östrojeniyle
telaş içinde üzerime bir koca dayağı giyiyorum
leğen kemiğinde sak...
Ansızın doğar cinnet
ve bir çığlık gül rengi, patlar dudaklarında
ne sustuğun kadar varsın ne sözcükler paklar insanlığını
minnet kadar seyrektir gerçek b...
İsminle başlıyorum buna.
Bu küçük taşı kalplerimize yolluyorum.
Kozalakları insanlardan çok sevmek gibi
bir huyum var.
Çok hüzünlü bankların
-varsa eğer...
Kadehler dolusu şarabı döküyorum yüreğime,
Son yudumu senin şerefine.
Baştan aşağı dolanmış dikenler dolu hiçliğe,
Ruhu varoş kimlikler peşinde.
Sessiz b...
devrik bir kralım
sarayımda yabani onlar yetişiyor
sen, yeni kurulmuş bir cumhuriyetsin
gözlerin ışıl ışıl parlıyor
bazı dualar kabul olmuyor
seni bekle...
Gece yarısı uyutmaz garibanı taban ağrısı
Ömürden harcanıp tasarruf edilir yol parası
Atleti göl, tırnak arası prusya karası
Alacakaranlıkta başlar sistem...
Canlar göçüyor, saçları beyazlamadan.
Sandal ile deryaya yürüyen canlar,
ölüyor.
Suçsuz, akşamları bitkin halde
ocaklarına sığınanlar,
Muallimler, on al...
Ayaklarının bastığı her yerde belirgin bir hüzün
Hangi çiçeğe dokunsan kokusu kesilir
Bir yeşil tomurcuk bitmez bağrında
Ne berrak bir suyun var ne veriml...
Yokluğun arsızca dizlerimi döverken sesler kesilir,
Bu geceden böyle usul usul akan sessizlik,
Kim bilir, kime göre ne.
Bana sorarsan gizil bir riyakârlık...
Melodramlar bir bir akarken baş ucumdan
Trenler geçiyor yatağımın kenarından
arıyorum varoluşumdaki kederi
sürüyor sabaha kadar
içimdeki bilinmez çıkmazl...
Sahi içimde sönen ışık neydi?
karanlık gönüllerin ardından
bana gülümseyen o yüz
benliğime sahip olmuş o kişi sahi kim?
Bir şeyler var
anlatılmamış sözc...
Keşke tekrar ucuz şarap masaları kurabilseydik
tek derdimiz duvarların neden beyaz boyandığı
ve dünyayı kötülüklerden nasıl kurtaracağımız olsaydı
kurtar...
ahiretliğime...
bir akşamüstü,
sığındım diyarına.
ağacına, taşına, toprağına
bir gizde saklısın çünkü
kimselerin bilmediği,
duymadığı, görmediği...
du...
İstanbul şehir olmayı bırakalı çok oldu.
Ben insan olmaktan vazgeçeli asırlar oldu. Kıyasıya yarıştaydım.
Ben en çok İstanbul’da sevmiştim, büyümüştüm, ölm...
Toprağıma düşen bir damla kahırdı
Aşk sanıp sana uzatırken anlamalıydım
Hayat, beni mağlup etmek için ant içmişti.
Diş bilemiş bir rüzgâra yıkılmazken
Bi...
Renkli avuntularımı tek kişilik hücrelere hapsettiğimden beri
Süreklilikle flu bir İstanbul geçiyor geceleri düşlerimden.
Aynı anda Marmara'dan bir gemi ge...
Yırtık bir resmin,
Sararmış renginde kalmışsa sevgin
Yazık!
Yazık tükenen ömüre
Harap olmuş bedenlere.
Yaz güneşi
Kavururken tenini
Üşüyen yüreğine,
...
Düştük mü en berbat çağın tam ortasına?
İp uzatsanız da çıkılmaz yukarıya
Pranga ayağımızda
İnsanlık can çekişir son nidasıyla
Bir tanesi kadını öldürür,...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok