Narin'e...
babalar ne kadar geç gelmişlerse evlere
çocuklar o kadar erken ölmüştür yaşamaklara
bir çocuğun göğündeyim
ölümlere şahitlik düşüyor payıma.
...
kesik ruhumda paslanan ölümün,
ölmeyi yeneceğini
bir ölüden öğrendim.
kuş sesleri artık çok uzakta
bir hayat var yanımda
dokunuşlarımızla bizi acıtan;
...
bunca vakit göğsümde taze kalan
çiğ, ıslak yorganların sarıldığı
bir yangın, bir bekleyişle sürüyor zaman
ancak bu utancıdır kuru mendillerin
her öykü bi...
kendime battım.
öyle yakışmıyor ki yaşamak ellerime,
hangi aynaya dönsem hep aynı kalabalık
ve kendini sakınmaya meyilli bir taç utangaçlığı.
nerede must...
zor zamanlarda konuşmak ile susmak arasında kalıyorum. sözler hep bir yüzeye tutunur, sessizlik daha akışkan, daha manevi.
“sözlerimi etime bastırıyorum” d...
Olacak ümidini taşıyan ne kadar seçenek varsa hepsini tecrübe ettim. Yılgınlıklarım oldu. Doğruldum tekrar koyuldum yola. Hep, bir sonra ki anın merakını taş...
Derin bir nefes aldım. Gecenin sessizliğini parça parça bölecek o ilk ve son sesi duydum. Bir şeyleri yıkmamak, yıkılanın üstünde daha fazla tepinmemek için ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok