Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Söz üzere incinmiş bir
tanrıdan bahsediyorlardı.
Denizlerin daha yeni
deniz olduğu günler
Kısa sürüyordu başkalaşmak
Afrika’da bir zenciydim
Nil gözl...
Her şeyi hiç bitmeyecekmiş gibi tüketirken kendi olağan akışımızdan da bir şeyleri eksilttiğimizin farkına varamıyoruz.
Zaten bu sebepten başımıza gelmedi m...
Bir garip pervaneyim dünyanda.
Kanat çırpmak sesini yaklaştırmıyor artık.
Yağmur her zamankinden buğulu düşüyor ışığına.
Kapılar kapalı
Üç gündür için k...
adın adıma denk geldiğinden beri
karanlıklarımı unutuşum var
sesin var senin
yeni icat edilmiş bir heyecan uyandıran içimde
gülüşün var
fotoğraflarda da...
Süzüle süzüle geçiyor Leyla
Elinde birkaç poşet
Doldurmuş gene ne var ne yoksa.
Leyla'nın gözleri karadır
Kaderime benzer.
Bayır yukarı çıkarken
Bizim ...
Uzun soluklu olan her şeyden çabuk sıkılmalarımız, değişmez yargılarımızın başlangıç noktasıdır bir bakıma. Uzun süreli filmler mesela, uzun süreli yolculukl...
Göze görünmeyen,
gönlüme dokunur.
Bakarım bulutlara, kaparım gözlerimi,
yaşarım zamanı.
Dünü, bugünü ve yarının çıkmazlarını...
Ben bir yaşam yolcusuyum...
Adımlarımızı atarken bıraktığımız izler, parmak izlerimiz kadar özel, parmak izlerimiz gibi eşsiz ve benzersiz. Başkasının izine karışamaz insanın izi, aynı ...
Söylesene! Hangi ölüm doğurur
Hangi ölüm kendinden bir parça yaşatır
Bencil derler kimseleri, ağlatır
Ağlatmaz da ne yapar ölüm? Yerini mutluluğa bıra...
senin aşkla kesin bir ilgin var.
annenin ilk ninnisi
kardeşinin ilk ağlaması
sokak ortasında gözlerini kapatıp ilk defa sokağın canlılığını fark etmen ve ...
Ellerim bağlı, dilim tutsak
Olmaz mı hayatı biraz geri sarsak?
Bir ağacın kucağında bulsam kendimi
Rüzgar nefesini üflerken yanında götürmese
Hayallerimi...
Rızabey, Yılmaz Erbek, Barış Sitesi,
Doğanlar
Yuvarlak masaların etrafına toplanmış,
Şık takım elbiseli, büyük(!) adamlar.
Sıradaki mucizenin kim olacağı...
Işık yaymadıklarından mı kara diyoruz karadeliklere Allah’ım
Işığım söndü
Tüm savruk gezegenleri içime çeksem şimdi
Sürüklenirdi ölümle tanışıklığım
Süpü...
Bir keresinde ölü falan sayılırım
Daha tam düşmemişim işin içine
Gariban bir neşe tanıyorum
Nisan yağmurlarına benziyor
Kalabalık düşüncenin
Adını ...
Sesimi ağzından duymak isterdim,
Görmek seni aynalarda, karşımda.
Karanlık, dar bir koridormuş zaman
Seni aradım her ânı yarışımda
Böldüm, parçaladım
Za...
Gelmemişim, görmemişim sanki.
Kalmışım düşlerimin çayırlarında.
Ses etmemişim, edememişim korkmuşum büyümekten,
Ama yine de büyümek istemişim.
Toy sesler...
Ressamlara örnek olacak yüzün,
Renkleri yüzünde bulacaklar.
Kaç mimar sabahlayacak
Yüzüne bakarak.
Yüzünde bulacaklar Sinan'ın sırrını.
7412 beyit düşec...
Meşe ağacının altındaki
Güneşe har vurup harman savurduğumuz
Günlerin rüyasından uyanıyorum
Aylardan güz
Güzün en üzüntülü hali
Yapraklar kalp sızıları...
Ne ki dünya? Ne ki hayaller?
Ruhum tastamam olmadıktan sonra,
Her biri bambaşka yerlerdeler.
Yoğurmak lazım ruhu mananın mayasıyla,
Alakam yoktur benim ...
Neredesin?
Nice zaman oldu bir kuşun ötüşünü duymayalı
Güneşin sıcaklığı tenimde yok artık
Yağmurlar ise hep beni ıskalıyor
Sevgilim, sen neredesin?
Kuş...
Ellerim titredi. Hayatım boyunca binlerce kez yapmıştım oysaki; markete girip istediklerimi alır, kredi kartımı hiç düşünmeden kasiyere uzatır, insan kalabal...
Büyük bahçelerin pelerinleri
altında ve korku düşleri ve yağmur
Yaprak hışırtısına benzeyen sesinde
İsfahan'dan bir tomar kağıt getirmiş, dedem
Ellerimd...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok