“Kader bu, önüne geçilemez. Elveda!”
Özet
Alman şair Friedrich Maximilian Klinger’in Fırtına ve Coşku (Sturm und Drang) isimli dramasından almıştır. Bu akı...
Virane toprakların kaderidir vazgeçişler
Ardında bıraktığım ne varsa sana yük bir kambur gibi taşıyorum omuzlarımda.
Ne bir yere sığdırabiliyorum aciz bede...
Sarın yağmurları yaz gitmez artık.
Bir mahçup çocuğuyum mavi kubbenin
Rengim sarılardan çalar da açılmaz
Türküler, eski halk hikayeleri alır satarım
Ve t...
saat zifiriyi beş geçiyor
ben yine uyanığım
gece bütün sinsiliğiyle ayakta
beni süzüyor
zihnimdeki düşünceler karahindibağlarını üzerime üflemiş gibi ...
yüzüm git gide bir suyun yansımasına dönüşüyor,
ben yürüdükçe yanımdan geçen her şeyden korkuyorum.
pencerelerin önünden bile geçemediğim olmuştu bir zaman...
pencerelerin ardı sızan hıçkırıklarla dolu,
bir ev olmanın kaderi midir bu?
eşiğine uğramayan güvercinler yüzünden
şeffaf bir çarpıyla işaretli sanki her ...
Bir ses duyulur
Kızıl renklerin ahenginden
kaçarım
Kaçarım iki kişi olmadan
her şeyi tek kişilik anlarım
Öyle anlarım ki durunca ellerimi
Havlumda iz u...
içimin aydınlığı ve karanlık yazgım arasında dengesiz bir sarkaç,
hangi uzak kasım, hangi basma elbiseli yaz
beni böyle inciten bir inatla dünyada tutuyor....
Haziranın yirmi sekizinde,
Cazgır kıvılcımlarla yoğruluyorken güneş,
Reddedilmeye müsait bir ego yarattım.
Gözlerim değneklerle dilsiz dedelerinin definel...
Bana uzanmaya çalışmadığını gördüğümde canım çok yandı. Kendi bataklığımda kalakaldım öylece ve çırpınmak da boşaydı. Uzaktan seni izledim. Hiçbir yere gitti...
Karanlık kuytularda bulurduk hep kendimizi
gecelerimiz vardı
aydınlık sabahlara henüz gebe
toprakta tohum denizde tuz
hayatın rahminde büyüyen sevdamız
...
Yalın ayak evine koşmak isterken
Özgürlüğüm dediğin hapishanende kayboluyorsun.
Özgürlük zehirli bir meyve küçük bir sepetin içinde.
Biraz hüzün, biraz mu...
İnsanlar yalanlarla bir maraton koşar gibi yaşar.
Özgürlük içinde dalgalanır.
Deli olunca beden ancak o zaman özgürdür.
Dün çiçeklerini koklayan insan
Ya...
Bir şarkı söyleyelim seninle
Dağ dağa kavuşsun varsa kolları
Takım elbiseli, kunduralı ağaçlar ne saçma
Otobüs durakları, kalınır sevgiler ne güzel
El el...
Dönüyor mu başın benden beri
Yoksa yok saydığın sevmek pazarları
Kurulan tezgahlar ve arjantin bardaklar
Döküldükçe yüzünden senin
Koynuma yataklar seril...
yaprakların çığlıkları
kafamın içinde
kafamın içinde hapis
ben de ordayım
şimdi mümkün değil
kendimden kaçmak
içeride büyük meşe ağacı
kökleri sarılı ...
Şehrin ışıkları gökyüzünü siyahtan griye çalmış, tek tük dolaşan martıların çığlıkları, bazı ev ve pencerelerden gökyüzüne uzanan gözleri daldıkları yerlerde...
güneş denizden doğdu, denizi yırttı
kaldı geriye en hakiki gülümsemeler
gülümsemeler ki tırmansan yetişemezsin
doruklarda yarışırlar, biliriz
insanlar sa...
Kıyamet koptu. Ya da bana öyle geldi. Havaya bir karamsarlık hakimdi. Fazla durgun, fazla sessiz… Bağırmak için gücünü toplar gibiydi. Yüksek binalardan yans...
Neden bu denli muhtacım sevgisine insanoğlunun,
Bir şiir neden yetmiyor ümitsizliğime?
Neden bekliyorum hâlâ bir var olmayanı,
Yetinmek neden zor artık,
...
Bombardımanlara esir kaldım
Elimi kaldıramadım çoğu zaman
Varlığımı bir aşk savaşına esir bıraktım
Kendi yokluğumu fark ettiğim zamanlar oldu sonrasında
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok