Arno Gruen
26 Mayıs 1923'te Berlin'de doğdu. 1936 yılında ABD'ye göç edip aynı ülkede 1961 yılında Teodor Reik öğrencisi olarak psikanalist unvanını almaya...
1. Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var.
Bir haykırış!
Küçük dünyanız sizin ols...
Not: Bu bir otobiyografi denemesinin denemesidir.
“Yaşamlarımızın yazarı olmakta özgürüz ama tam olarak nasıl yaşamlar “yazmak” istediğimizi bilmiyoruz....
ışık; güneş’ten, ay’dan ya da aydınlatma araçlarından yayılan, nesneleri ve renkleri görmeyi sağlayan fiziksel erke.
erke ise güç bir anlamda ya da enerji… ...
Kendini bilmez bir güruh tarafından
Hayatı yokuşa sürülmüş
Ama kalbinin derinlerinden
Umudu koparılamamış
Buruk gülümsemeyle bir kadın gibi
Sağlam ...
Yüreğimi sürgüledim,
Giderim, yeter bana -kimsesizliğim-
Aklımı devşirdim,
Sezerim, kalır bana -hissizliğim-
Ruhumu eledim,
Serdim, yoksul bene -teki...
Perdeleri açık evlerde
Pis burunlu çocukların
Babalarından sakladıkları floresanla
Bin kesikle ve
Tırnak etlerimin şeytanın yeni ürünü olmasıyla övündüm
...
sen söyle
anılarımın kardeşi
söyle ey
bileklerimden düşen damla
neyle ölçülür bir hayatın değeri
yara izlerinden başka
bir bayrak çekildi göğe
göğsüm...
gitmeyi bilmeyenler demiştim içimden sana
gitmeyi bilmeyenler, körfezlerde savrulan kopuk ayaklar gibi kalacak sonunda
ben sonunda kopuk bir ayak kalacağım...
Hava soğuk
sen de küçük olmalısın
Omuzlarındaki kar tanesi değil, katar katar yük
Kulakların çınlıyor şimdi:
sakın başını eğme!
Oysa yıllardır bükük
ka...
kalbindeki şark meselini ellerimle çözecektim
seni tutup kollarından hicaz’a götürecektim
belimi büken, saçımı ağartan bu tutsaklığın hesabını
beni hür ya...
Sararmış bir tablodan ibarettir fotoğrafım şimdi
Elleriyle avuçlarımın içini kaşır
Zengin olacağını sanırım
Bir beklentiden yitik bir umuttan
Yokladığım ...
Şimdi, bugünün tam olarak on beş dakika sonra bitecek olan caddesinde
Pek az zamanı kaldığı Depersonalizasyon yaşadığım, bombok bir uçuşun ironik yanları:...
Geçen işte uyandım ben, kalktım dedim bi’ elimi yüzümü yıkayayım. Lavaboya girdim aynaya bir baktım böyle salak saçma yerlerde sivilceler çıkmış, nasıl canım...
Barda kimse kalmadı. Uzun upuzun bir günün sonrası öyle bir yorgunluk düştü ki şehrin üstüne tüm ağır sesler kesildi birden. O kafa patlatan kargaşalar yerin...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok