Alıştığımı zannettiğim yalnızlığımdan sıkıldığımı fark etmiştim. Yıllar geçmesine rağmen hâlâ alışamamış olmak beni üzüyordu. Belki de bu üzgünlük, alışamama...
“Şu görüntü var ya…” dedi, “her şeye yeter.” Gösterdiği şey hanın çatı katındaki küçücük bir pencereydi. Bir kafa boyu pencerenin tek manzarası çatıdaki kire...
Pencere pervazına yaslanmış puslu gökyüzünü seyrediyordu. Bir yandan da derin nefeslerini dinliyordu. Uzun zamandır nefes darlığı çekmesi, bir nefesin bile z...
NOT: Bu öykü @üçüncü ile beraber yazılmıştır.
Fabrikadan çıktım, ikindiye değin yürüdüm. Güneş tepemden inmemişti, su içinde kalmıştım. Dinlenmek için bir t...
Ormana doğru seğirtmişti gözlerini. Zaten bu yere geldiğinden beri hep ormanı kolluyordu gözleri. Kendini götürmediğini düşündüğü her yere de bu yer demek gi...
Yine köşesine çekilmişti. İçinde hissettiği boşluk onu hapsediyordu. Her duyguyu içine çeken bir koca delikti sanki. Boşluk hissi onu bırakmadıkça rahatlayam...
Medya içerisinde mevcut olan kadının yeri sorgulanacak derecede azdır.
Medyada kadının doğruyu yansıtan profili,medyanın arka planında kadına verdiği yer ka...
Uyanış yine sorunsuz. Gerçekleşmiştir. Gözleri yine. Gerçekleşmiştir. Açılmıştır dünyaya. Yine görmüştür kırmızı perdeyi. Yanına uzandırdığı gitarı, komodini...
"... Belki Tanrı bizim yaptığımız bir şeye öfkelenmiştir. Belki de öfkelenmemiştir de, utanıyordur."
"Biz Tanrı'yı bu kadar utandıracak ne yapmış olabiliriz...
Yoldan çıkmak,
Kimin yolu, hangi yol?
Senin soluk bıraktığın yolda ayak izim yok diye,
Niye yolsuzlukla damgalandım?
Sana benzeyenlerle sana benzemeyenle...
Neler gördü buğulu gözlerin? Haksız yere nefretle dolmuş hangi bakışlara şahit oldu? Kaç kez doldu, doldu, doldu, doldu da taşamayıp yöneldi gökyüzüne? Titre...
Artık var olmayan şeylerin kadını
Tadımı zor bir içki
İçinde bir kaplumbağayı saklayan asfalt
Ve kimi zaman
Kabuk, dudak değmez bir zarf olmalı
Kendi ça...
Her şeyin döşemelerle ilgili bir yanı var galiba. O döşemelere o kadar uzun süre baktın ki bu anlamı çıkarıyorum. Uzun sonsuz bir yazın, soğuk bir balkona ot...
bu geyik yabancı
ben hiç böylesini görmedim*** (ilhan)
ağaçlar arasında giderken beyaz bir tüle takılan
sonra ormana
sonra her şeye
biraz yarısını döke...
Tarih, 1800’lerin sonları, 1900’lerin başları. Yer, Amerika Birleşik Devletleri. Yazarlarımız: Jack London ve Edith Wharton. Peki, yazarlarımızın kahramanlar...
Ben de senin gibi bir şiir yazmak istedim
Sözler kısrak bade bu kez yasak
Soytarılar meydanlarda
ve kan kokusu geçmeli bir yerlerde
Umuttan ya da kederde...
kalkıp en savaşımsız yerimden başladım
konuşmaya
düşecek kadar ahdi bozmamıştı kollarım
kurumuş bir yaprak sıkışmış dedilerdi de
bir zaman
gölgesi düşm...
Bileğim bile yatmış
Sana dik dur diyorlar
Her şeyi yok edebilecek bir kuvvetten
Daha güçlü olmanın ne anlamı var
Sen kül dökerdin
Oniki göreve küfrederk...
Yine aklımdan ayrılmıyorsun bu aralar
Sırtımdaki ağrı gibisin, geçti sanıyorum
Bir gece tutuyorsun, derin bir acı sebepsiz
Gözüme yaş olmuyorsun artık
As...
Ümidin kalmadıysa dünya düzeninde
Yarına sefer düzenlemek zor gelir.
Kahrından ölmez tabii insan ama
Niyetinde noksan kalır.
Şayet hikayedeki adam bulama...
Aklımın hep bir köşesinde kaygılarım
Aynı hataları farklı yollarla tekrarlamak var
Çektiğim acıları unutmamış gibi kalırsa duygularım
O zaman tekrar başla...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok