Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kübizmin en ünlü isimlerinden Picasso, hani şu 2 metrelik kahvaltı sofralarının fotoğraflarını paylaşıp, “Picasso tablosu musun mübarek” yazdıkları ünlü ress...
Sihirli bir başlangıca hazır mısınız? Nefeslerinizi tutun. Bulutların tepesindeyiz, evimizden çok uzakta. Arkamızda devasa bir sürü, takip ediliyoruz ama baz...
Gençken, henüz idealleri varken farklı olasılıklarla ileride yaşamının nasıl bir yöne evrileceğini düşünürdü. Ama asla bunu düşünmemişti, şu an yaşadıklarını...
En sevdiğim insanın çürümeye başlamış bedeni karşımdaydı. Bir hafta, bir ay, bir yıl sonra toprak altında böcekler vücudunu yiyip bitirecekti. Kendime baktım...
bu hayat, sana bıçağı on iki yerinden saplayacakken geri çekip bunun bir lütuf olduğunu söyleyebilir. seni bir yanılgının peşinden sürükleyerek yenilgiye uğr...
Doğru olan ne bilmiyorum ya da yanlış olan kime göre yanlış?
İnsanlar iyi mi anlayamıyorum ya da kötülerin gözleri neden bu denli kara çözemiyorum.
İnsanla...
Bir insan neden kahvaltısını bırakıp intihar etmeye karar verir? Sandviçini hazırlayıp neyi fark eder de intihar etmek için masadan kalkar?
Bir yemek masası...
“Hayattaki en büyük çekincen ne?” diyordu yere düşen gölgesini incelerken. Kendisiyle konuşmak, son zamanlarda en uğrak mekanı olmuştu. Kalabalık bir masadak...
Acı kesicileri damardan alırdı bağımlı
Bir, iki, üç ve bir tane daha
Dil kadar keskindi acısı ve
Söylenmemiş sözler kadar eski.
Koşturup duruyordu boş ko...
Bazı insanların söyleyebileceği o kadar şey varken susması...
Susarlar, susarlar çünkü anlayacak biri henüz çıkmamıştır karşılarına. Anlayacak kişiyi bulma...
Yine bir sonbahar akşamı, sararmış yaprakların ağaç gövdesinden çığlık çığlığa ayrılışı ile beraber ara sokağın birinde kalmış bir mekânda bir rakı masasında...
Günler süren bu mektuplaşmaların ardından bu mektubu yazıyor olmak öylesine üzüyor ki beni. Bu saatten sonra elinden bir şey gelmeyeceğini biliyor olmanın ve...
Sonra eski kırgınlıklarım geldi aklıma, karanlıkta bir sigara yaktım sessizce. Karanlıktan epeydir korkuyordum, belki içimdeki ışığı henüz keşfetmemiş olduğu...
İsminin harflerini birleştiremediğim bir masalın ortasında uyanıyorum. Çığlığımla bölünmüş bir kabustan sonra perdeleri güneş yüzüme vursun diye aralamak gib...
Ayaklarım artık bedenimi taşımıyor, ayağımdaki gençliğimden kalma postallar ağır geliyordu. Sırt ağrılarımdan dolayı artık uykumu alamıyordum. Hatta refleksl...
Yaşam nedir? Yemek, içmek, gezmek ve sevmekten mi ibarettir sadece? Yoksa bir kimlik arayışı mıdır? Bana göre yaşam, varoluşsal bir benliktir. Temel ihtiyaçl...
Bir yol vardı herkesin önünde dümdüz, sonsuzluğa uzanan bir yol.
Dümdüz yol, ilerilere gittikçe bir sürü yola ayrılıyordu. Ben o yolu dümdüz gittim sadece. ...
Sevgili Mert,
Bu kadar kısa zaman sonra senden yanıt gelmeden yeni bir mektup yazmayı düşünmesem de -açıkçası yeni bir mektup gelse de bu mektuplaşma işine ...
Küçükken oturduğum mahallede zihinsel engelli bir çocuk vardı. Yanlış hatırlamıyorsam epilepsiydi. Bazen hiç durmadan aynı kelimeleri söyler ve sonrasında ot...
Evet, ben daha çocuğum. Kısacık ömrüm, hayal edemeyeceklerimi yaşamakla doldu. Adımın bir önemi yok, yaşımın da öyle aslında. Ama yine de adımdan çok yaşım m...
Yaşamdan vazgeçiyorum ben,
En sevdiğim ve bana uğursuz gelen bir şarkının nakaratında.
Ölüm esnetiyor dudaklarımı, gözlerim kapalı.
Yirmilik diş ağrısı gi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok