Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
"Yaşadım" diyebilmen için. Nasıl deriz "Yaşadım"? Ya da "Yaşadım" diyebilir misin? Ben diyemiyorum. Geçtiğimiz geçemediğimiz acı, çaresizlik, öfke barındıran...
Yüzlerce kitap okumuş olmak yetmiyormuş bazı duyguları ifade edebilmeye. Binlercesini okumuş olmak isterdim sana içimdekilerini dökebilmek için. Binlercesini...
Gerçeği sınayacak somut bir verinin olmadığı bu hiper gerçekçi çağda, isteyen herkes istediği şey olabilir.
Yazar, romanında karakterine istediği hayatı ver...
Bir zamanlar bir kâşif vardı. Bu bendim! Seninle işte o zamanlar karşılaşmıştım. Çok nazlı ve kendini merak ettiren bir yapın vardı. Kimse senden bahsetmez, ...
Yavrusu aç olan kurt, avlanmaya çıktığında en ulvi amaç ve erdem olan ilke, yavrusunu doyurmaktır. O esnada barış ve etik kavramları yoktur. Tek başına doğay...
Kalabalık caddelerde donuk gözlerle yürümek… Etrafta akan binlerce insana karşı duyulan kayıtsızlık… Garip bir his. Her şeyin anlamsız göründüğü o an ve boşl...
Trenin sessizliğe ışık tutan sesini duydu. Önce irkildi sonra yabancısı olduğu bu sese alışması gerektiğini düşündü. Sokaktan gelen silik bir ışığın yansımas...
Çok çabuk vazgeçiyorum her şeyden. Çünkü tutundukça daha çok kırılıyor dallarım. Bir dövme gibi yapışmış çıkmıyor korkularım. Her seferinde bahar gelmiş gibi...
Kök salmış bir yanım, umutlarımın arkasından. Yeşermiyor artık bahçemdeki çiçekler, ötmüyor kuşlar, gülümsemiyor gökyüzü...
Tam otuz yıl oldu...Uzun bir zam...
Bir gece yarısı kendimle kalmanın böyle tatlı bir nergis kokusu oluyor. Ne zaman yalnızlığıma sevinsem duman havada asılı kalıyor. Birkaç türkü bağırmaya baş...
geceler,
rasimpaşa sokağı'ndan uzun bekleyişler...
yürürüm, yol yokuş.
kulaklığımın ucundan kaçan haykırış...
caddeler konuşuyor evlerin penceresinde,
...
Tolstoy'un Anna Karanina romanı şöyle başlar: "Mutlu aileler birbirine benzer, oysa her mutsuz ailenin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır."
Sanki mutluluk t...
Bir genç, beni sokakta yürürken durdurdu. Elime bir kağıt tutuşturdu.
“On altı yaşında, henüz hayata atılmamışken her şeyin tam yamacında olmak değişik bir...
"Ben melamet hırkasın kendim giydim eğnime
Ar-u namus şişesin taşa çaldım kime ne."
Üniversite ilk yıllarımdı. Babam melamet üzerine ince bir kitap almış. ...
Soyum tükendi benim. Bir sırça köşküm var elimde. Gayrısı yalan gelir. Bilmiyorum inançlar, doğrular yanlışlar ne üzerine kurulu. Acıdan geçenler acıtmalı mı...
Bir kapı aralığı görüyordu; korkuları ve endişeleri, hatta işin mübalağası pişmanlıkları dahi arasından sızdırdığı ve içinde barındırdığı, saflığın ve mükemm...
Böyle yaşamak istemiyorum
Kendime yardım edemiyormuş gibi hissediyorum
Kimseden bir şey istemiyorum
Ben bana yetmeliydim
Hiçbir şeyi hak etmiyorum
Hayır...
Desen ki, özlemin yükü üzerime bindiğinde, otururken bile dizlerim tir tir titrer tiz bir sesin kulağımı parçalamasına aldırmazken
Desen ki, birdir iki olu...
Bat topraklara, öz topraklarının altına
Bedbaht güllerin
Çiçeklerin kan ile açtığı yerin altına
Batmalısın virane şehir
Tomurcuğu geçti topraklarından, k...
Doğan Cüceloğlu “İçimizdeki Çocuk” adlı kitabında der ki: “İç dünyasıyla ilişkisi kopan insanın, yaşamın en önemli enerji kaynağıyla ilişkisi kesilmiş olur.’...
Var bir yerinde
Siyah bulutların derinliğinde
Birbirinden bezmişler
Gri içimin buhran sisleri
Görünmez flusundan renksizlikleri
Sarmış görünse de
ömrüm...
Sevmek garip bi' şey... Sevmek ne ya? Hangi durum ve koşul sağlandığında severiz? Bir şeyi veyahut birini neden severiz?
Her ne kadar eylem eki alsa da "sev...
Not: Bu bir otobiyografi denemesinin denemesidir.
“Yaşamlarımızın yazarı olmakta özgürüz ama tam olarak nasıl yaşamlar “yazmak” istediğimizi bilmiyoruz....
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok