Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Yüzünde acı tebessümü ile bir ölü düşün.
Koşar adım gitmekteyim peşinden, bir ölü düşün.
Tam ortasında kalsam da nafile, bir ayazın
Ya da bir çocuğun yana...
Bir buhrandır ki dikenli tel gibi sarar halet-i ruhiyemi
Müteavvic gövdeme merkuz bir hançer gibi ölüm
Kaburgalarıma mıhlanmış bahek söndürmüş, fesada gir...
İnsan, insan
Yola koyul, o aydınlık sabaha
Yolcusu güneşin ve ışığın
Karanlığı öldürdüğü şafağa
Bağır, çağır, izle
Yükselt sesini güneşin doğması için
...
Sigaramı yaktım ve ellerim cebimde yürümeye koyuldum. Soğuktan buz kesmişti her yanım fakat yürümek zorundaydım. Yoksa geç kalabilirdim.
Etrafı seyrediyord...
Stefan Zweig eserlerinin okura çok şey kattığı su geçirmez bir gerçek. İnsan var olduğundan bu yana birbirine üstünlük kurma çabasından hiç vazgeçmemiş, hep...
Az kullanılmış bir hayale sığdırdıklarımızla varız. Uçurtma dersinde martılara özenmemizle meşru, sokaklarda öpüşmemizle özgür, cesaretimiz kadar hüzünlüyüz....
Defolu geldim dünyaya ya da anlaşılmayacak kadar derinim kendi içimde. Aynı cümleleri kuruyoruz ama her nedense farklı şeyler konuşuyor gibiyiz. Karşıma diki...
Aynada sahnelenen çehremdeki çizgilerin raksını izliyorum, Hz. Musa misali
Yanımda Hızır da yok böyleyken böyle oldu diyecek
Aslında mühim değil, ne şimdi ...
Şu terk edilmişlik hissi...
Yuvarlak bir odada yalnız kalmak gibi.
Duvarların arasında insanlara köşeler sarılır, bilirsiniz.
Biz şimdi...
Yabancı ağızla...
Sabahın erken saatlerinde uyandı, güzelce bir duş alıp daha bir bardak su içmemişken bir dal sigarasını ağzına götürdü, yaktı. Dünden hazırladığı temiz kıyaf...
Bazıları acı çeker bazıları acıyı. Dişlerimin öğütebildiği kadarını çekmiştim ben de.
Allahım diyordum, burada bıraksak?
Sonra seninle tanıştım.
Aradak...
Yazmak! İnsanı baştan çıkaran şu kâğıt parçasına bütün samimiyetini çılgınca dökmek, çabuk çabuk, o kadar çabuk dökmek ki kendisine yol gösteren sabırsız Tan...
İşte şimdi,
Tam da şu an doğuyorum.
Bütün güzel günleri geride bırakıyorum,
Dünyanın en küçük odasında.
Saatin kaç olduğunu bilmediğim bir zaman dilimind...
Uyuduğunu biliyorum, uyandığını ardından
Karanlıkların ardında örümcek ağlı duvarlarımın içinde
Kurşuni gök kubbenin altındaki bıçaktan yolları gözlüyorum...
"Hayatta yaşanması mümkün, ancak henüz hiç yaşanmamış birkaç tuhaf hikâye."
İlk kitabı Kaçıncı Yeni 2012 yılında yayımlanan Serdar Seren'in ikinci kitabı....
Mert Bey,
Bu mektup trafiğinin böyle dallanıp budaklanacağını düşünmezdim ama mademki bu yola istemeden de olsa dâhil oldum, yazmak mecburiyetinde olduğumu ...
bu sabah yüreğimde müthiş bir ağırlıkla uyandım. yıllardır savuşturduğum, görmezden geldiğim, üzerinde durmadığım -doğrusu durmak istemediğim-, varlıklarını ...
BİRİNCİ BÖLÜM
Tam olarak nereden başlasam gerçekten bilemiyorum. Çünkü bana sorarsanız yaşadığımız şeylerin sebepleri çok ama çok önceye dayanıyor. Yine de ...
“Kendi çirkin ellerine bak önce.” dedi, kendi kendine ellerini yanan mumun alevi üzerinde gezdirip cevaplarını asla bulamadığı soruları düşünürken. Alevin ka...
Yirmili yaşların sonlarında biri gözlüklü iki adam, bir yandan kahvelerini yudumlarken diğer yandan siyaset tartışıyorlardı. Büyük şemsiyeler altındaki masal...
Ateş böcekleri var penceremde
Bir yol çiziyorlar sana varan.
Kuşlar bir türkü söylüyor penceremde
Seni anlatan.
Bugün güller açtı bahçemde
Bülbülü şakıt...
Kasvetli havalardaki anlamın üzerine yoğunlaştım
Bir bilim adamı titizliğinde çalışıyorum
Nefesim,
gece, gündüz, boşluk, acı ve tebessümden oluşuyor
En g...
Issızdı zaman, yaşamsız ormanlar içinde bir yerde
Yüreğimi kemiren bir içgüdü baş gösteriyor
Kapıların aralıkları hep buzdan ve karanlık
Ne ben çıkabil...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok