Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Ellerim bağlı, dilim tutsak
Olmaz mı hayatı biraz geri sarsak?
Bir ağacın kucağında bulsam kendimi
Rüzgar nefesini üflerken yanında götürmese
Hayallerimi...
Rızabey, Yılmaz Erbek, Barış Sitesi,
Doğanlar
Yuvarlak masaların etrafına toplanmış,
Şık takım elbiseli, büyük(!) adamlar.
Sıradaki mucizenin kim olacağı...
Işık yaymadıklarından mı kara diyoruz karadeliklere Allah’ım
Işığım söndü
Tüm savruk gezegenleri içime çeksem şimdi
Sürüklenirdi ölümle tanışıklığım
Süpü...
Bir keresinde ölü falan sayılırım
Daha tam düşmemişim işin içine
Gariban bir neşe tanıyorum
Nisan yağmurlarına benziyor
Kalabalık düşüncenin
Adını ...
Ressamlara örnek olacak yüzün,
Renkleri yüzünde bulacaklar.
Kaç mimar sabahlayacak
Yüzüne bakarak.
Yüzünde bulacaklar Sinan'ın sırrını.
7412 beyit düşec...
Meşe ağacının altındaki
Güneşe har vurup harman savurduğumuz
Günlerin rüyasından uyanıyorum
Aylardan güz
Güzün en üzüntülü hali
Yapraklar kalp sızıları...
Ne ki dünya? Ne ki hayaller?
Ruhum tastamam olmadıktan sonra,
Her biri bambaşka yerlerdeler.
Yoğurmak lazım ruhu mananın mayasıyla,
Alakam yoktur benim ...
Neredesin?
Nice zaman oldu bir kuşun ötüşünü duymayalı
Güneşin sıcaklığı tenimde yok artık
Yağmurlar ise hep beni ıskalıyor
Sevgilim, sen neredesin?
Kuş...
Ellerim titredi. Hayatım boyunca binlerce kez yapmıştım oysaki; markete girip istediklerimi alır, kredi kartımı hiç düşünmeden kasiyere uzatır, insan kalabal...
Büyük bahçelerin pelerinleri
altında ve korku düşleri ve yağmur
Yaprak hışırtısına benzeyen sesinde
İsfahan'dan bir tomar kağıt getirmiş, dedem
Ellerimd...
Bir şiir gibiydi yüzün,
Bakışlarında kafiyeler dolu dizgin.
Gülüşlerin çelme takardı ayaklarıma,
Cesaretin inatçılığından keskin.
Gönlümün surlarında gen...
Bu loş ışıkların kapladığı ıssız sokaklar gibi bomboş içim. Yürüyorum, yürüyorum yokuş aşağı. Gökyüzü koyu laciverde bürünmüş, her yer kararmakta. Oysa benim...
Bir yol akar önümde ve arkamda
İçimde gavur bir karın ağrısı
Dinlediğimdir yaptıklarım
Yaşımdan küçüktür yaş pastalarım
Yazarım ki yaşıtım olsun şiir
Be...
Uyusana uyanmak isteyene kadar,
Ağlasana gözyaşların tükenene kadar.
Kanasana kanın kuruyana kadar,
Haykırsana ses tellerin kopana kadar.
Ulan susmasana ...
Kıyıya yaklaşacak geminin yaşlanmış iskelesi; bugünkü yoğun tempoyu az önce bitirmiş, dinlenme haline yani sessizliğe bürünmüştü. Boyası dökülmüş iskele çeli...
Dün gece uzun bir yolculuktan döndüm
evimden ve yaşantımdan yüzlerce kilometre uzaktan
döndüm
yalnız odama döndüğümde yaptığım ilk şey oldu
özgürlüğümü ç...
Yola düştün, hiç arkana bakmadın
Göremiyorum, uzaklaşan sen mi
Yoksa ben miyim?
Ben hep aynı yerdeyim, gitmem
Ben sen miyim?
Nefretim, öfkem var ama
Ça...
Bir aşağı bir yukarı inip kalkan göğsünü izliyorum. Ellerin yanaklarına yuva, gözlerin hakikatten sakınırcasına kapalı. Dudakların hafif aralık; her an uyana...
Zülfü Livaneli'nin edebi kaygıdan uzak, kurmaca hatalarıyla dolu, başarısız kitaplarını eleştirdikten sonra sıra Amin Maalouf'un kitaplarındaki kurmaca ve ma...
Durup düşündüğüm zaman ne kadar hata yaptığımın farkına varıyorum. Meğer ben hep beni en çok sevenden kaçmışım. Ben nasıl sevilinir bilmediğimden ağır gelmiş...
Ete kemiğe bürünmez zaman,
Sessizce ilerler
Adımlarını duymazsın bile
Ne çok şeyi ona emanet etmişsin
Zorlamayacaksın onu
Yaşanması gerekeni yaşatacak s...
Kendime bir söz vermiştim,
Bu sana son şiirim.
Karşında dikilirken,
Aramızda devasa bir duvar beliriyor.
Ne kadar yakınlaşırsak,
O duvar daha da kalınla...
Bize yol gerek abiler
Uzun, taşlı, kavisli.
Bize yol
Peşimizde atlılar.
Yola çıktık abiler,
Yolda kaldık.
Tepede eşkıya gibi bir güneş,
Yaktığı gün...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok