Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
o, kaba hesaplar yapıyordu..
mesela kimseye verecek bir hesabı olmadığını söylerken, hemen ardından aynı kişiye hayatının şeceresini dökebiliyordu. topu top...
Gözlerimi yukarıya dikip sonsuzluğu görmeye çalışıyorum. İshak kuşunun huzurlu sesini dinliyorum. Sonra anlıyorum ki gelecekte hüzünle anımsayacağım bir yaz ...
Canım bir zaman öyle çok yandı ki. Okyanusları içsem içimdeki yangın geçer sandım ama ben içtikçe tuzu daha çok kavurdu. Sonra merhem diye neyi alıp sürdüyse...
Sevgili Tayfur,
Hayatımda belirsizlik olarak bıraktığım ne varsa hepsini eledim senden sonra, her şeye karşı kırgınım. Burukluk var üzerimde, nasıl geçeceği...
Piyano gibi hissediyorum,
alçalan, yükselen tuşlar gibi duygularım.
Piyanonun üstündeki su dolu bardak gibi her dokunuşta titriyorum, titriyor endişelerim.
duvarları sevmiyorum artık. bu odayı sevmiyorum. bu masayı sevmiyorum. bu sandalyede oturmak istemiyorum. artık uyumayı da sevmiyorum. bilinçaltım bana oyunl...
bazen sana her şeyi söyleyebilecek kadar cesur hissederken bazen küçük bir şeyi fısıldayamayacak kadar korkak hissediyorum. ama yine de her zaman anla istiyo...
böylesine mecburiyetleri, doğurduğu itaatkarlığı ve boyun eğmişliği. masabaşı bir işe bırakılmış ömrü, somutluğu ve tektipliği. zorundalıkları, zorunluluklar...
Evvelâ tarumar düşüncelerim ve hissettiklerim dışarıya çıkmak için ne zaman zorlasa göğsümü; ivedilikle kalemime sarılırdım. Bozuk el yazımla bu sarı sayfala...
kategorisini belirleyemediğim bir sessizliğin ortasında yerimi koruyorum. fakat çözemiyorum nesiyim kendimin? nesiyim sizin? farkında değilliklerinizin arası...
Bugün son günlerimin ilk günü...
Ekim ayına gireli bayağı olmuş. Çıkmak üzereyiz hatta. Son günlerimi yaşayacağım zamana dek en sevdiğim mevsimdi sonbahar. ...
Bugün tam da şu an beni bir adım öteye taşıyamayan yorgunluğumu görmezden gelmekten vazgeçtim. Sineye çektiğim hayal kırıklıklarım, gerçeklerim; düşlerimle k...
gitmeye çalışıp gidemediğim her yerde karşılaşıyorum, kendimle.
en çok kaçmak istediğim şey; her zaman aynada gördüğüm iken, nasıl kaçabilirim kendimden?
ç...
İnsanlara bir daha güvenemeyeceğimi düşündüğüm esnada karşıma çıktın ve beni sana inandırdın. Öyle bir inandım ki yalanlarını bile doğru saydım. Sen bana en ...
Etrafımda olduğunu düşünen onca kişinin içinde yine tek başıma olduğum günün akşamında, her zamanki gibi aldım elime kağıdı kalemi....
Hayat zorlaşıyordu be...
Çok uzunca zamandan beridir gördüğüm rüyaları, küçük bir olay örgüsü varsa eğer yazıya döküyorum. Ve de uzunca bir zamandır çaresizliğin eşiğinde mekik dokuy...
Sana neler söyleyeceğimi bilmiyorum. Ne derim, nasıl anlatırım inan çok zor. Pişmanlıklarımı mı söylesem, mahcubiyetimi mi? Fedakarlıklarından mı bahsetsem, ...
sokaklarda yürüyordum, yanımdan insanlar geçiyordu. birkaç kadınla tebessüm karşılaştırıp birkaç insana yol veriyordum. eve geldiğimde annemin sıcak yanaklar...
Normalde günlük tutmam. Hiç de tutmadım şimdiye kadar. Bir iki kez denedim. Paragraf sonu gelmeden bıraktım. Şimdi düşünüyorum da tutsaymışım ne güzel olurmu...
Bu hayat benim burnumdan geldi. Gelir tabii, b*k gibi bir şey hayat. Burnumdan da gelir...
Küçükken bu deyimi iyi bir şey, olumlu bir şey sanırdım. Niyeyse ...
22 Nisan 2020, akşam sekiz buçuk.
Bugün kafa tatilimin son günü ama tabii artıkhayatın akıcılığını arttırmak için kendimi kırbaçlayarak daha iyi ve daha don...
İşte yine dünyayla arama dünyalar koyduğum, anlamak için çok yorulduğum zamanlardayım. Ruhum, beş yaşındaki bir kız çocuğunun küçük parmağının kapıya sıkışıp...
Kararmayan karların ülkesinden yazıyorum,
Pembe inciye dönüşüyor burada bütün gözyaşları,
Sadece ağlayabilenler var
Sadece anlayabilenler
Ve zama...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok