Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Bi' yudum aldı kahvesinden, bi' yudum daha ve bi' yudum daha...
Kahvesiz ayılamayanlardandı, gün batımında içilen kahvenin de ne kadar ayılttığı muamma.
Zi...
Hava kararmaya başlamıştı. Ben ise rüzgarda savrulan bir yaprak gibiydim, gidecek kalıcı bir yerim yoktu. Üzerimde yün hırkam, paltomu bir iki gün önce birka...
Bir yaz akşamüstü, Olympos’un en güzel tanrıçalarından biri olan Rehinos, gül bahçesinde tek başına gezerken hem vakit öldürüyor, hem de kan kırmızısı olgun ...
Yavuz bu sabah normalinin aksine erken kalkmıştı. Güneş görmeyen odasını havalandırmak için cama doğru ilerledi ağır adımlarla. Perdeyi açar açmaz içeri dola...
Dolu dolu insanın olduğu bir sokağın bitecek olduğu kaldırım taşında umduğunu arayan bir kadın, arayan gözlerle insanların yüzlerinde geziniyor. Aradığı beye...
Ben onunla kocaman bir mezarlıkta tanıştım. Taşların karardığı, tahtaların çürüdüğü yerde tanıştım. Daha bir gün öncesine kadar evim dediğim yerde tanıştım. ...
Kapı tıklandı. Sertçe. Daha öncelerde kapımın böyle bir muameleye maruz kaldığı olmamıştı. Şaşırdık. Karşılıklı. Kapı da, ben de…
Kötü alışkanlıklarımdan bi...
"doktor ben, ben bilmiyorum. aklımın boş durmaması beni yormaya başladı, belki de uzundur beni yoruyordu fakat ben öyle bir kapılmışım ki farkına yeni varıyo...
-Şirkette ilk günün, altı yıldır askerlik yapan bir beyaz yakaya emir verdiğini düşün. Sana nasıl bakacağını, hangi sözlerle terslenebileceğini tahmin etmeye...
Sevgili Ender,
Öncelikle gönderdiğin mektup (gerçi sen elektronik posta gönderdin; ama bu yazıda gönderdiğin şeye mektup diyeceğim, zira elektronik posta k...
"Yorulmuşsun." dedi adama. Ona uzun zamandan sonra söylediği ilk söz buydu. Bir fısıltı. Yorulmuşsun. Ardından sözcükler döküldü birer birer aklına. Hiçbiri ...
Sevdiğini kandırmak kadar daha üzücü ne olabilirdi? Bir kere kırılmıştım. Günümüzün ocak yıkan vebası kısır kesilse yine mutlu olamayacaktım. Yüreğim sevgili...
Saatler süren araba yolculuğumuzun sonunda tam bir aydır gelmeyi beklediğimiz pansiyona varıyor ve gözlerimize inanamıyoruz. Önce sen çıkıyorsun arabadan. Gü...
Topal Ali’ye Kara Mehmet’in ölümü tez ulaşmıştı. Gelmesi gereken saatte dönemeyince şüphelenmiş, adamı İsmail’i Atikali’ye gizlice göndermişti. Daha gün ayma...
Yıllardır aklımı kurcalayan meseleler yalnızlığımı fırsat bilip bir bir misafirim oldular. Uykularımı kaçırmakla yetinmeyip huzurumu da kaçırdılar elbette. B...
Yirmi küsur kitap, birkaç defter, pilleri bitmiş saatler, en az iki aydır içi boşaltılmamış termos, yarısı boş sigara paketi, yarısı dolu küllük, kilidinin n...
Ben bir sokak lambasıydım. Sırtımı denize dönmüş, tüm gün yoldan gelip geçenleri izliyordum. Tam karşımda kahverengi bir bank, etrafta ise betonlarla çevrili...
Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka neydi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. H...
Bu sabah yine her zamanki gibi erken uyanmıştım güne. Ve yine kitaplarım elimde uyuyakalmışım. Onlar beni en iyi anlayan arkadaşlarım, geleceğimdeki tek umud...
Her şeyin perde perde çekildiği bir akşam alacası... Balkonda oturmuşuz. Alnına konan iki yağmur damlasına aldırmadan beni anlayamadığını söylüyor. Aldırmıyo...
Kız gencecik. Annesinin salı pazarından aldığı çiçekli elbiseleri içinde yeni yeni belirginleşen göğüslerini utana sıkıla gizlemek için hafif kambur oturmaya...
Kaldırımın kenarına doğru yürürken üzerindeki ölü toprağını artık atmak gerektiğini anladı. Karşıdan gelen ya da yanından geçen insanlar vardı ama hiçbiri du...
Mektubu bitirdikten sonra kısa süreli şaşkınlık yaşadım. Hem mektupta anlatılanların duygusal yoğunluğundan hem de sondan üçüncü paragrafta yapılan yanlıştan...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok