Edebiyat > Günlük
Bu alanda, günlük adı altında ürettiğiniz metinleri paylaşabilirsiniz.
Bugün ilk defa memleketimin kokusunu hissettim ben. Meğer bu kokuymuş ihtiyacım olan. Özlemi bu kadar derinden hissettirdi... Yaz akşamlarına götürdü beni bi...
Siz hiç yaşadığınızı hissettiniz mi,
Mesela şırıl şırıl akan bir şelale karşısında göz bebekleriniz büyürken?
Filmlerdeki gibi buğday tarlasına koşarak dal...
Hep bir başkası olmaktan korktum. Kendim olamamaktan, bir başkasının yerime geçmesinden, benim onlar gibi hissetmeye başlayıp kendimi hissedememekten. Çünkü ...
Tam her şeye karar vermiş, neyi nasıl yapacağını belirlemiş, yola adım atmış ama iki dakika sonra her şeyi unutmuş gibi bu yaşamak. Sabahın o güzel sesini, n...
Bugün sadece öylesine yazmak istedim.
Parmaklarım istediği için.
İçimde biriken cümlelerin boğazıma bastırdığı bıçaklardan kaçmak için,
biraz iyi hissetme...
Çürüklerimi acıtırcasına varlığı üstüme gelen ve hep üstün gördüğüm ruhlar. Çok küçük kalıyorum. Çirkin bir çaresizlik gibi duruyor varoluşum. Asaletim en so...
bence sana hep en güzel şeyler yakışır. boyuna bosuna, bakışına, karşıdan bana doğru süzülen yürüyüşüne, sinirlenince ifadesiz bakan yüzüne, gülünce sağ kena...
Uzun zaman oldu böyle oturup yazmayalı. Çok şey değişti, ben değiştim. 18'im bitmek üzere. Umutlarımla, birkaç keyifli anımla, harıl harıl hazırladığım planl...
Tarihe not:
21. yüzyılın 21. yılındayız.
Başlamış bir değişimin sürmekte olan devamında, son derece zahir olan ahirin zamanındayız.
Düz yazılarım pek düz ...
Uzun zamandır yazmaya fırsat bulamıyorum. Çok yoğun çalışıyorum. Malum, online eğitime mahkumum. İşimi seviyorum fakat kendime ve aileme zaman ayıramıyorum. ...
İçimden boşalan yalnızlığımla karşılıklı oturuyorum. Beni yalnız bırakmak istemeyen bir o var ve her an başımı hayaletine yaslamama izin veriyor ama uykuya d...
"Başlarda ayaklarıma zincirler vurulmuş gibi bir acı duymuştum. Ancak arka arkasını izleyen bir uyuşukluk hakim olmuştu."
Yorgunluk büsbütün bana hakim olmu...
Şimdi anladım bahar geldi. Dalgın bakan gözlerimi çiçek açmış bir ağaca çevirip zihnimin içinden çıktım. Komşunun bahçesindeki güller açmış, eve çıkarken kok...
Çay borcu deyince kalem elden düşmüyor.
Hızlı hızlı yürürken gözüme bu dayı takıldı. İlerledim önce, sonra baktım çok güzel gülüyor, tekrardan geri döndüm. ...
Sen öyle ansızın gelip,
yüzyıllar önceden yazılmış bir şiir gibi
hiç esirgemeden cesaretini, dimdik durdun karşımda.
Sırtladın tüm duvarları
aramızdaki t...
Ölü bir beden, canlı bir kalem. Bu kadarım ben. Ne eksik ne de fazla... Bazen kalemim can bulmak için kastediyor canıma, bazen de ben hapsediyorum onu zihnim...
Neyin kederi bu?
Açlığın, sefaletin, yoksulluğun
Üç kuruş para kazanıp kursağımızdan zar zor geçen kuru ekmeğin mi?
Yoksa üstüne geçirecek bir parça kıyaf...
Ne kadar habersiz, bilinmesiz kalabiliyor düşündüklerimiz, hissettiklerimiz.
En başta kendimizden ama düşünülen, hissedilen öznelerin habersizliğinde takılı...
Öyle boşluklar vardır ki yerine ne koyarsanız koyun dolmaz, dolduramazsınız. Bazen bazı şeyler mümkünsüz işte. Kaç kez daha yaralanır yürek? Bir yara kapanma...
Bende bir problem var. Anlamıyorum insanları, anlamıyor kimse beni. Merak da etmiyor zaten. Her gün bir sürü insanla iletişim kuruyoruz. Gerekli, gereksiz, i...
Kim nerede bilinmiyor? Öyle bir çağdayız ki muhabbetler yarım, çaylar bayat, kalpler kirli. Güvendiğimiz her dalda biraz kırıklık hissi. Şehri dinlemeye çalı...
Bir süredir bugünün gelmesini -bir yanım hiç istemeyerek- bekliyorum. Nihayet diyebilecek kadar cesur değilim. Aslında hatrı sayılır bir zamandan beri nasıl ...
Hayır mı şer mi, bilemezsin. Ruhun çekilir, yüreğin kırılır, kudretinin yettiği kadar zalimleşirsin. Boşverirsin, sebat edersin, özlersin, şansın varsa bekle...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok