Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Evvel zaman değil şimdiki zamanın masalı bu... Acımasız hükümdarlar, her gün bambaşka yalanlar söyleyen müptezel vurdumduymazlar. Tene vurgun yalancı sevdala...
A4 kağıdına çizilen amatörce, gölgelendirmesi bile olmayan bir çizimin ya da karalamanın -hangisini tercih edersen- içine neler gizlenir biliyor mus...
Sürekli savaşmak zorunda sokaktaki, eski paltoları yırtık olan çocuklar. Sokağın süsüydü kirli elbiseleri. Üç çocuk gördüm bugün sabah. Biri köşedeki plakçın...
Savunmasızız... korunaksızız... ama sanırım dayanıklıyız.
Acılara, hüzünlere, her türlü keşmekeşe...
Çatısı ne zaman çökecek ruhumuzun hiç bilemiyoruz, han...
Kelimelerle oynardı her sayfa düzlüğünde. Kâh aşağı kâh yukarı koşan mahallesinin çocukları gibi telaşlı, bir güne bildiği tüm oyunları sığdırmak istercesine...
Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla.
Bu satırları okuyarak beni muhataba alıp muhabbet ettiğim kişi; seni senin yörende ve dilinde, kendi içinde en güzel selam ...
Başladığım yerdeyim ama aynı kişi değilim, huzurun içine kurduğum dalga seslerinden tuğlalar ördüm bulunduğum hayata. Üstesinden geldiğim güçlükler; sizlere ...
Neyiz biz? Nereye gidiyoruz? Hangi cehennemde yanıp hangi cennetin düşlerini kuruyoruz? İnsan mıyız biz? İnsanlık... İnsanlık bu mu? Leş kargaları gibi ortal...
Yıllarca uzaktan sevdiğin birinin hiçbir şeyinden haberdar olamıyorsun. Belki en sevdiği rengi, yemeği ve günü biliyorsun ama eskittiği en son ayakkabıyı; o ...
Ne zaman arkama yaslanıp rahat bir nefes alacağım diye düşünürdüm, bedenim değil ruhum ne zaman dinlenecek?
Küçücüğüm ben daha... yüz yaşıma gelsem bile küç...
sır, benim.
içimde kıyametler koptuğu zamanlarda, asla görmediğiniz sır,
benim.
sır, benim.
dinlerken yüreğimi bin bir parçaya bölen o melodilerdeki sır...
Bir kuytuya saklanıp bulunmayı bekledim. Aramayı bırakıp bulunmayı bekledim ya da. Bir yaşama şahit olamayanlar gibi, yaşadığını hissedemeyenler gibi ve yaşa...
Oturdum, içimdekileri döktüm; biraz melankolik, biraz arabesk bir mektup yazdım. Hani şu hiç postalanmayan ve postalanmayacak olan mektuplardan. Hiç de korkm...
Televizyon kanallarında veya sosyal medyada yaralı kadın ve çocukların, molozlar altında kalan ailelerin, açlığın, çadır kentlerin, sürgün hayatların görülme...
Nemli kaldırımda oturuyorum şimdi, yağmurdan kalma o yaşanmışlıklar gibi buram buram kokan toprak kokusunu ciğerlerime alabildiğine dolduruyorum. Çaprazındak...
Lisede en sevdiğim ders edebiyattı. Edebiyat ile tanışmam nasıl oldu, hiç bilmiyorum. Hep hissediyorum o şairlerin içindeki yarayı. Hep yara bere doluydum. B...
İkinci el duyguların imalathanesiydi bu yüzyıl.
Ayılamamış geceler, gelecek en karanlık sabahların elçisi miydi?
Sahnelere bölünüp bir bütün oluşturuyordu ...
Daha önce hiç bu garip duyguları bu kadar kuvvetli hissetmemiştim. Akşam saatlerinde, insan kalabalığının sokaklardan, mahallelerden, caddelerden çekilmiş ol...
Kendimle bir savaşa girmiş gibiyim. Ben kazanırsam, kaybedeceğim.
Ruhum özgürlüğün kıyısında kendini kurtarmak için bekliyor, inatla ona izin vermiyorum. O ...
Bir insanın... sevdiğin bir insanın kötü hissetmesi ruha nasıl bu kadar tesir edebilir?
Mutluluk nedir ya da ne değildir?
Bazen, bazı durumlarda iken kötü ...
Şimdi sonsuz görünen denizin kıyısındayım, sonsuz görünmek isterdim... Aslında sonsuzum ben, ben kıyıdaki çulsuz... Sevdalıyım ben, sonsuzluğa sevdalıyım. Öy...
Duyduklarım, bir arayışın temsili gibi. İçeride dönen kavgaların özeti gibiler aynı zamanda. Bir ruh arada kalmışsa eğer, elini bir yerlere uzatmayı içgüdüse...
Bir anda ne kadar kalınabilirse,
Bir durakta ne kadar beklenebilirse,
Gökyüzüne ne kadar bakılabilirse,
Yağmurun altında ne kadar durulursa,
Bir çiçek ne...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok