Evet, ben daha çocuğum. Kısacık ömrüm, hayal edemeyeceklerimi yaşamakla doldu. Adımın bir önemi yok, yaşımın da öyle aslında. Ama yine de adımdan çok yaşım m...
Yukarı çıkana kadar kimse konuşmadı. Dijital, bilgisayarı kendi odasına taşıyacağımızı sanarak sesindeki alaycı tonu daha baskın bir vaziyette:
-Usta, bunla...
Ne o gün ne de o günden sonra doğru düzgün uyku uyuyamadım. Her gece aynı şeyler tekrar ediyordu. Yatağıma uzandığım zaman düşüncelerin hışmına uğruyordum sa...
Seslendikten sonra masanın başına geçtim, kendime demli bir çay aldım. Kafamı öne eğmiş, hepsinin tamam olmasını bekliyordum ki ona göre bir an önce şu işi h...
Mektubu bitirdikten sonra kısa süreli şaşkınlık yaşadım. Hem mektupta anlatılanların duygusal yoğunluğundan hem de sondan üçüncü paragrafta yapılan yanlıştan...
Kız gencecik. Annesinin salı pazarından aldığı çiçekli elbiseleri içinde yeni yeni belirginleşen göğüslerini utana sıkıla gizlemek için hafif kambur oturmaya...
Bu sabah yine her zamanki gibi erken uyanmıştım güne. Ve yine kitaplarım elimde uyuyakalmışım. Onlar beni en iyi anlayan arkadaşlarım, geleceğimdeki tek umud...
Ben bir sokak lambasıydım. Sırtımı denize dönmüş, tüm gün yoldan gelip geçenleri izliyordum. Tam karşımda kahverengi bir bank, etrafta ise betonlarla çevrili...
Yıllardır aklımı kurcalayan meseleler yalnızlığımı fırsat bilip bir bir misafirim oldular. Uykularımı kaçırmakla yetinmeyip huzurumu da kaçırdılar elbette. B...
Uzunca bir süre çalışmasak bile bize yetecek kadar iş yapmıştık. Özellikle de en son yaptığımız vurgun, bizi bir hayli rahatlattı. Bu arada vurgun sözcüğünü ...
Koskoca bir yılı daha devirdik demek. Zamanın hızlı geçtiğini şu yaşımda öğrenmiştim. Yaşım mı, on beş. Bu sene öğreniyordum hayatı, yaşamayı. Bu sene gerçek...
Semtin tüm ileri gelenleri Atikali’nin göbeğinde, Arap Bedir’in boyaları dökülmüş kahvesinde toplanmıştı. Bu kişilerin başında Mümtaz Amca vardı. Yarımadanın...
"Eskiiiiiciiiii, eskileri alırım. Eskiciiiii!”
Eşyanın eskisine de insanın eskisine de değer verirdi. Kimsenin beğenmediği, yüzüne bile bakmadığı eski eşyal...
Akın bir haftalık iş seyahatinden bugün dönüyordu nihayet. Evde bir bayram havası esiyordu sabahtan beri. Ayla, sabah erkenden kalkıp alışveriş için markete ...
Sesi duyduğu zaman elindeki kazmayı toprağa saplamak üzereyken durdu. Ne kazmayı saplayabiliyor ne de bırakabiliyordu. Arkasındaki ses sıkılmış olmalı ki tek...
Konuşma bitmesine karşılık ahize hâlâ kulağındaydı. Tam o sırada müezzin, ikindi ezanını büyük bir huşu ile okumaya başladı. Ezanı duyunca bırakabilmişti, fe...
Bu hâl çok sürmedi ki yine Haldun, Samet’in elinden tutarak kaldırdı. Samet ise bu ani değişime bir ad koymaya çalışıyor, nasıl hareket edeceğini bilemiyordu...
“Haldun, neden öyle ölü gibi duruyorsun? Beni gördüğüne sevinmedin mi yoksa?” “Aaa, şey, olur mu ablacığım bilseniz sizleri, annemi, babamı ne çok özledim.” ...
Bu sabah düne göre daha erken uyanmıştı ama üzerinde acayip bir ağırlık hissediyordu. Sanki beyni çözülmeyi bekleyen bir yığın problemle doluydu. Şüphesiz bu...
Babasının sesiyle, zihnindeki bu anı ve öyküsünün hüzünlü satırları birden dağılıverdi. Masanın üzerinde bulunan antika saatini kontrol etti. “Vakit ne tez a...
“Ama her şeye rağmen bütün canlılar ikinci bir fırsatı mutlaka hak eder.” diye sürdürdü sözlerini. Yatağın üzerindeki kumları toplayıp çiçeği sağlam yerinden...
“Bu sabah yine saatinde uyanamadım. Artık iyiden iyiye kızıyorum kendime. Madem bu yola çıktım artık bazı şeyleri oturtmam lazım ama bakıyorum bende öyle bir...
“Ömer dayı, ne diyorsun bu baraj işine, gelir mi gerçekten?” “Vallahi gerçeğini sahtesini bilmem ben Şükrü, bizim oğlan ilgileniyor onlarla. Ha bana fikrimi ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok