Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Huzur ve sessizlik, çoğu zaman kol kola yürüyen kelimelerdi. Bir yerden huzurlu diye bahsediliyorsa ne kadar sessiz olduğu da anlatının içerisine eklenirdi. ...
Kimdi bu Sonya?
Esmerdi Sonya, gözleri yeşile çalan koyu elaydı. Çakmak çakmak bakardı. Küfür ederdi sinirlendiğinde. Sinkaflı küfürler, ana bacı dinlemeden...
Kendimi bildim bileli nostaljik eşyalara; yaşlanmış, modası geçmiş müziklere ve bana eskiyi hatırlatacak başka her şeye ilgiliyimdir. Şimdi bu masanın başınd...
Sert bir rüzgar esti. Rüzgarın içinde yankılanan uğultu eşsiz bir konser verdi dinlemesini bilenlere. Sadece duyanlar ise yüzlerini buruşturup üstlerinde bul...
Rahmetli Nadire Kadın; duayı ve küfrü harmanlayan diliyle, huysuz küçük bir kadındı. Tombul yanakları, yeşile çalan gözleri ve küçük bedeniyle güzeldi, babaa...
"Tutsaktı işte yüreği. Hiçbir yere gidemez ve gezemezdi. Talih onu tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Arkadaşları gibi oyun oynayamaz, koşamaz ve yürüyeme...
Caminin önünde Ahmet Bey’e bakıyorum. Geçen hafta annemi ziyarete geldiğimde yine caminin önündeydi. Mahallenin ihtiyarlarıyla oturmuş, ezanın okunmasını bek...
Adam, Eve'i seviyordu. Onu kollarına alamamasının, gözlerine bakamamasının, nefesinin sıcaklığını duyamamasının önemi yoktu. Adam, Eve'i seviyordu ve bu deği...
Üşüdüğümde gözlerini kapat üstüme. Belki tekmelenirim ama korkum yok. Gözlerinde gezinen yorgun haramiler bana zarar veremez. Yüzyılların verdiği bereket ile...
İki tarafımın meşe ağaçlarıyla ve ilerisinin de çiçek böcek kaynadığı bir parkta, bozuk bir patika üstünde yürüyordum. Düşünüyordum, derince düşünüyordum; bu...
Adam her zaman ki gibi aslında hiçbir zaman kurulu olmayan sofrasında oturup çürümeye yüz tutmuş yarım domatesini yiyordu.
Ve domates ne kadar çürümüşse ada...
Lambaların bile terk ettiği bir köprüde oturuyordu. Köprü, karanlığı üzerine gömlek gibi giyinerek asıl rengini gizlemişti kimseden. O an o vakit köprünün ke...
Soğuk ve soluk bir mezbaha. Türlü türlü hayvanlar asılmışlar tavana. Kiminin kalbi sökülüp alınmış göğsünden, kiminin de bağırsakları çıkarılmış miğdesinden....
Rıza, uykusundan sıçrayarak uyandı. Yine o... Metalin metale çarparken çıkardığı o uğursuz, bunaltıcı ses...
"Siktiğimin bakkalı..." diye söylendi. "Her ...
Ambulansa bindirirlerken “Aman!” dedi Mustafa amca “Pötürüm düşmesin, boynuzlar görülür.” Sağlık memuru “Ne boynuzu amca?” dedi, “O karı,” dedi, “O karı yok ...
Oldukça keskin bir yanık kokusu sarmıştı tüm mutfağı, koşarak ocağın yanına gittim. Geç kalmıştım, bir kısmı çoktan yanmıştı. Yanmış parçaları kaşıkla çıkard...
Gözlerini her kırpışında kirpikleri rahatsız edici bir şekilde birbirlerine vuruyordu. Yüzünü buz gibi bir su ile yıkamak hayali, uykuya devam fikrine galebe...
Cezvenin altında yaz esintisiyle dans eden alevleri bir hipnoz gösterisindeymiş gibi seyrediyordum. Bir an için ateşin sıcaklığına dair koşullanmışlık beni g...
1981’de, bir yerde yine sabah oluyordu.
Ve…
Güneş acıma duygusunu yitirmiş bir şekilde doğuyordu. Ve ihanet etmişçesine gün sonu batıyordu. Bu hep böyleydi...
Şekilci bir ruhun şekilsiz hayatından karelerle geçmişe yaptığı minik dalışa son verdi. Usulca uzandı her gece soğuk terlerle uyandığı yatağına. Hayatının bü...
Minik bir ışık topu, kendisini bir anda alabildiğine karanlık bir evrende bulduğunda hiç ses duyulmadı.
Başlangıçta bu koskoca evrende tek başına olduğunun ...
Koştu, o kadar uzun süredir koşuyordu ki ciğerlerine çektiği her nefes bir bıçak darbesi gibi canını yakıyordu. Gözleri kararmaya başlamıştı yeterince uzakla...
Bütün gün öyle çok çalışmıştı ki akşamüstü için arkadaşlarından gelen buluşma çağrısına "evet" demek gelmiyordu içinden. Oldukça içine kapanık bir çocuktu Ar...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok