Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Gecenin kokusu özlemlerimi andırır. Bu benim yaralı bir kuşu sevişimi anlatır gibi gelir bana. Ben aklımı hiç susturamam. Uykularım yeni bir uykusuzluğa uyan...
"Ay'ın Oğlu hikâyesini bilir misin?"
Bir pazar öğleden sonrasıydı, üç yıldır her pazar öğle sonrası olduğu gibi beraberdik. "Bilmem."
Aslında bilmesi gerek...
Yüzümü suyunla akladım, bu kavgadan alnımızın akıyla çıkmak nasip olsun deyû!
Hasır sandaletlerini çıkarmış ayaklarını dinlendiriyordu su kenarında. Ulaktan...
Ulak Dergah’ı.
Tek odalı, küçük, kerpiç bir dergah. Çatlamış duvarların arasında içi kuru otlarla doldurulmuş dört döşek. Bugün o dört döşekten yalnızca ...
Bir mağara kapısını andıran koca ağzını sonuna kadar gererek esnedi. Sol elinin tersiyle ağzını kapatması gerektiğini çoktan unutmuştu. Muhakeme yeteneği var...
Güneşin o haşin sıcaklığı, yeni dökülen katran tabakayı daha da sıcak hâle getirmişti. Arabaların o yuvarlak çarkı öyle hızlı dönüyordu ki gözleri çalkalanıp...
Altı veya yedi yaşlarında, köyde, televizyondan uzak, tek eğlencesi köyün içinde ipi kopmuş dana gibi gezmek olan, geceleri ise sessizce annesinin dizinde, e...
Ben küçükken Kemal abinin Umut’a ekmek götürmek için bulamadığı parayı Eşref abinin her akşam Nevşehir’in kıymetli bağlarından doğma şaraplara nasıl bulduğun...
Gözlerim karanlığın komalı ezgilerine vardı nihayet. Gidiyorum. Arkamda leş gibi bir geçmiş ve meczupların parmak izlerimden yaptığı resimleri bırakıyorum. H...
Ben, sevgilisinin omzuna başını koyarak cennette olduğunu zanneden bir adamın altı parçaya böldüğü fotoğrafım. Umutsuzluğa hapsolduğunda öfkeyle ve özensiz b...
Genç kız odasına girdi. Düzgünce örülmüş saçlarını açtı, taradı, tokayla sıkıca bir atkuyruğu yaptı, kıyafetlerini değiştirdi. Masasına geçip saatlerce ders ...
Dualar acımı dindirmiyor. Kaldığım yerden başlıyorum her sabah acıya. Hiçbir şey bana yardım etmiyor. Bir kurtarıcıyla karşılaşmıyorum sokaklarda. Sinemaya k...
Temmuz kafasının içindeki sesle kıyasıya bir yarış halindeydi, en mutlu anlarında bile bu ses, şehre aniden gelen bir yabancı gibi çıkageliyor; o an kendini ...
Rüzgârlı ve soğuk bir gecede bilmediğim bir şehrin sokaklarında aç biilaç dolaşırken bir köşebaşında kör bir dilenci, kalbime karşılık bir somun ekmek vermey...
Bir haftayı daha ne yaptığını anlamadan bitirmişti. Her hafta sonu onu bulan aynı sıkıntıyla, oturduğu masanın arkasında kalan pencereye dönüp uzunca bir sür...
Suskunduk.
Karşı apartmandaki ihtiyarın panjur sesi bozdu suskunluğumuzu. Sigara içmek için ne zaman balkona çıksa, açardı panjuru. Oysa bana hep saçma gelm...
Uyarı: Tetikleyici ögeler olabilir.
Aynaya bakmaktan korktuğunu, aynaya bakınca anlamıştı. Bu düşünce onu bir an için güldürdü. Sonra hala gülebildiği için ...
Karanlık sokaklardan geçe geçe varmak istediğim yere varıyorum sonunda. Vardığım yer, uzun bir sokak sadece. Adına sanat sokağı diyorlar. Halbuki bu sokakta ...
"10 Mayıs 2060. Çocuk doğurmak ve intihar etmek yasaklandı. Cezası, şimdilik bilinmiyor. Gün sonuna kadar intihar edebilirsiniz."
- Canlılık, başımıza gelmi...
Orta Anadolu'da, uçsuz bucaksız bir bozkırın ta ortasında öylece duruyorum. Bozkır gün sarısı, güneş parıltısı parlıyor boylu boyunca. Fakat gökyüzünde kara ...
Yapacak hiçbir şeyin olmadığı bir gündü yine böyle. Saat ikiye geliyordu. Gökyüzü yere değecek neredeyse. İçim bir sıkılıyor bir sıkılıyor... Odam da içim...
Bugün gökyüzü turuncu, ben kapkara… Dağ beyaz, taş beyaz; gördüğüm yerler kadar göremediğim yerler de beyaz. Parmak uçlarımdan biraz daha güç alabilseydim be...
“Üç tür insan vardır: yukarıdakiler, aşağıdakiler ve düşenler.” (The Platform, 2019) diye geçiyor filmde. Sabahattin Ali de “Apartman” adlı hikayesinde sınıf...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok