gidecek yerin yok senin
uzakları bilmiyorsun.
kanatların var ama aynada onları görememek için kendi yüzünü kapatıyorsun.
tünellerin var hepsi karanlık küf...
içimden taşan çaresizliğin dumanı sarıyor her yanı,
hiç bitmeyen ve söndürmeye kimsenin gelmediği kimsesiz bir yangın.
her esen rüzgar
birbirimizden biraz...
soğuk ellerini hatırlatıyor,
açlık seninle yenecek bir tas çorbayı.
umudun yok olup çaresizliğin baş gösterdiği o kanlı çıban,
kendi kendine geçecek bir y...
sabah uyandığım ve gayriihtiyari baktığım aynalarla ters düştüm,
etime dokunuyorum,
göğsüme, kollarıma, avuç içlerime.
bir yabancının dokunuşu gibi irkili...
içimde yaşamın yapış yapış ve mecburi hissi,
kaçmanın bir yolu yok sabah olmasından.
geceye sığınmak kolay,
uyku her zaman kucak açan ailenin bilge yaşlıs...
dönüyorsun,
dönmen içimde bir dalı yeşertiyor.
gözlerinin üstümde yağmur taşıyan bir bulut gibi gezinmesi,
bana kaçamak bakışların, denizi olan bir yere t...
kırgınlara, kızgınlara, öfkelilere,
arkanızı dönüyorsunuz.
bir yabancı gibi geçiyorsunuz hüzünlü insanların yanlarından.
adiliğiniz adımlarınızdan okunuyo...
ne çok oldu,
ne çok oldu kirpiklerini göremedim.
sanki bin sabah ve binbir gece geçti,
ayrılık önce beni, sonra zaman denen o laneti bozup bozup tamir edi...
bana vadetmeye mi geldin?
güzel bir günü, yaşanmayan bir güneşi.
bir gece vakti, çoktan üstünden yıllar geçeli.
yarım adımlarla bana yürüyorsun.
rüya mı,...
bu aşktan bir şey olacağı yok
aynı sözler ağzımızdan kördüğüm gibi kendini tekrarlıyor.
yine de bunca umutsuzlukla,
gün doğarken ve sen giderken bile sev...
o zamanlar,
seni bir gün görmesem dünyada sevgi biter sanırdım.
bir gün gelmesen hiç kimse artık bir yerlere yetişemez olurdu
hepimiz,
kör olduğumuzu hay...
içimde çok ağır zifir bir yükle dolaşıp duruyorum.
önceleri geçecek sanırdım
geceleri
kendimi karşıma alır hayat değiştiren biricik öğretmen gibi saçlarım...
ben iz düşümüyüm,
bir korkak ve hayatını paltosuyla korumaya çalışan kadının.
halim korkaklıktan ibaret.
ve bir kadın olarak üç kuruşluk bir ülkenin vatan...
masmavi gökyüzünden hayata tutunan yeni yetme bir kuş gibi,
bir çiçeği ciğerime doldurur gibi tutunuyorum hayata.
çok acı çektim ve çok yağmur yağdı.
hiçb...
benim evimin bir kedisi vardı,
tüyleri bembeyazdı ve en güzel pamuktan dokumaydı.
o kedi bir pazar sabahı kayboldu.
bir köpeğim vardı, adı napolyon'du,
...
daha yolun başındayım,
bir yurdum yok.
içimdeki kalabalıkları öldürecek insanı buldum sandım.
onu öptüm, sardım, öldürdüm.
yine de yol bu yaşam ve yıllar...
güzelliğini göğsümde bir sızının gölgesinde hissediyorum,
bir çiçeği elime alıyorum, sana dokunuyorum.
bir yola çıkıyorum ve yine sana gitmek için değil.
...
gözlerin ışıldasın istiyorum,
güneşi gördüğünde, yeşili bol yollardan geçtiğinde.
kuşlar uçtuğunda geçtiğin yollarda.
gülümse istiyorum.
ışıl ışıl,
uçu...
ne kadar haklıymışım kendimi sakınmakta,
güneşten gölgelere saklanmak, suskunluklar ve terk etmek daralan her yeri.
göğün uçsuz olduğunu en iyi içimin çocu...
bu yanımdan geçen bin iki yüzüncü yüz,
biraz kavruk, doğunun çaresizliğini elinden başka şey gelmediğinden boynuna dolamış.
ben nereden geldim-
bu geçen y...
yeni bir başlangıç öven bilgiç insanlarla sofralara oturuyorum,
her şeyin iyi olacağına dair inançlarını kapıdan başka bir dünyaya adım atarmış gibi savunuy...
bugünü ölüyorum ne güzel,
her günü bir yaz akşamı gibi yitirip gitmemiz ne güzel nimet!
bu yaşam bana her şeyi yeterince öğretti diye övünmelerim geliyor a...
yürümek, düşünmek ve dolaşmak bir yerden başka yere,
parmaklarımın ucuyla hayatımı kazıyorum.
o eskidenmiş günler birike birike biricik bir ömür edermiş,
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok