Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Evvelotel İncelemesi
Hikâye, yaşadığı yerden sitem eden bir adamın monoloğuyla başlamaktadır. Bu monologda konuşan kişinin kendisini “eksilmiş” olarak nitel...
“Böyle yapma lütfen. Başka çarem yoktu, biliyorsun. Hem sana hem kendime daha fazla acı yaşatmak anlamsız olurdu. Gidiyorum artık ben, bir şey demeyecek misi...
Ellerindeki belirgin, küf yeşili yaşlılık izleri, bu yerkürede geçirdiği senelerin ispatı gibiydi. Adam öylesine bir duruşla bu küf yeşillerini kavuşturmuş, ...
“Ev çok havasız,” dedim girer girmez.
“Şimdi pencereleri açar, havalandırırım.”
“Çok sıcak, dolapta soğuk su var mı?”
“Sabah çıkarken koymuştum.”
Sanki b...
Daha on gün önce “Ölürüm de gitmem o mahalleye!” demiştin, ahmak. Pişkin pişkin gülmüştün bir de “Ha Ha Ha”.
Sonra “Dördünüzün dört bir yandan saldırıp karg...
"Anne" dedi. "Sokrates neden öldü?"
Düşündüm. "Farklı olan düşüncelerini insanlarla paylaştığı için öldürüldü." diyemedim. Düşüncelerini paylaşmaktan korksu...
Yağmurlu bir pazar sabahı bir adam, suskunluğuyla öldürüyordu bir kadını. Kadının iç sesleri koca bir çığ oluşturup, adamı ezip geçmeye hazırlanıyordu. “Duru...
Sırtımdaki geçmişim, ağırlığıyla omuzlarıma çöktüğü vakit, ufak tepeleri aşıp toprağın kahverengiyle ilişkisini gözler önüne seren bir düzlüğe vardığımda, ta...
Otobüsler yer kapmaca oynuyordu sanki. Otogarın etrafında dönüyor, dönüyor, dönüyor ve boş yere park ediyordu. Aslında olanın bir yer kapmaca olmadığı, hangi...
Ne kadar da basit aslında. Bir döngü değil zaman, bir çizgi ve her şey bu çizgi üzerinde belirli bir doğru parçası boyunca var olmaktalar. Silik iz düşümleri...
Zılgıt çeken bir köylüyü tasavvur edip zihnimde tasarruf ettim gülümsememden, yarın çok ağlarım diye. Çekincelerimi çekiştire çekiştire çekilmez bir hâle sok...
Üstündeki hantallığı güne başlamadan uzaklaştırmak için suyun altına attı kendini, dolaptan yeni çıkmış yumurtasını cezveye bıraktıktan hemen sonra. Çatlamas...
Lemi öldü bak ciğerim, öldü sana diyorum!
Lemi severdi, evet severdi; seni, gözlerini, saçlarını... Sen yoktun o sıra bilmezsin, kim bilir neredeydin ve hal...
"Seneler içinde kaçıncı ölümün bu? Ve neden hâlâ öğrenmiyorsun yaşamayı? Dışarıda özgürlük var, gençliğin var. Kendini, hapsettiğin o derin çukurdan çıkar."
...
O rüzgar gülüşünü getirir şimdi. Ağaçlarda meydan okuyan yapraklar göz kapağın olur. Rüzgarın kendisi zaten sensin. Yumuşaklığıyla tenin, esip gürlemesiyle s...
Bu sabah yine, insanın vazgeçemediği o büyük günahı işledim. Uyandım.
Bu esnada, bir kadın her sabah uğradığı kahveciye bu sabah gitmeme kararı aldı. Bu sab...
İlk önce gözlerini çizdi. Hep öyle yapardı zaten. İri ve yeşil gözler. Bu seferki oldukça genç, diye düşündü. Göz altlarındaki morluklar onun hastalık nedeni...
Daha önce yürüdüklerimden pek de farklı olmayan bu yolda yürümeye başlayalı birkaç dakika oldu henüz. Adımlarımda yadsınamaz bir çabukluk var. Fakat bu çabuk...
Araladığında yabancı hayatlara tanıklık edeceği bir pencere vardı karşısında. Hazır mıydı buna, bilemiyordu. Hafızasında unuttuğu her şey bir bir yerine otur...
Bazen olur ya, yaşadığın yerde her teneke ve plastik şişeyi geri dönüştürüp para almak mümkündür. Sen de çevreye duyarlı herkesin yapacağı gibi biriktirmeye ...
Yıllar önce Portakal Yokuşu’nda geçen bir çocukluğun bu kadar çabuk geçmesi ve şimdi Portakal Yokuşu’nu bilenlerin her birinin farklı mahallelerde yaşıyor ol...
Çatırdayan odunlar yavaş yavaş alevlere teslim oluyordu. Soğuk bir rüzgar vardı dışarıda. Hava insanın vücudunu, düşünceler ruhunu üşütüyordu. Nice zamandır ...
Yıllardır görüşmemiştik ve yıllardır ayrılmamış gibiydik.
Önce çay içtik, acıydı ama ucuzdu. Daha pahalı bir çay içebilirdik ama orası, ilk kez öbürleri duy...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok