Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Bulursun beni, baktığında geceleri. Saklandığım kabuğumdan çıkar, biraz dolaşırım. Işıkları sönük evlere bakarım, sonra da yananlara. Kimileri acıyı doğurur,...
Aşılamayan çok şey var.
Bir nehir akıyor, üzüntülerim ve mutluluklarım bir nehrin saydamlığına karışıyor. Öyle zannediyorum belki de. Geçilen çok duvar, yü...
Sahil bu gece de sessiz. Sonbahar olmasının büyük bir etkisi var. Üzerime umut gibi çiseleyen yağmur ve martıların huzursuz çığırışları… Sensizliğin üzerime ...
Sadece insanları mı yorgun sanırsınız? O zaman şunu söylemeliyim ki hiç yaşanmamış bir hayatın, görme yetisini sadece varlıkla sınıflandırmış, ruhtan yoksun ...
Evvel zaman değil şimdiki zamanın masalı bu... Acımasız hükümdarlar, her gün bambaşka yalanlar söyleyen müptezel vurdumduymazlar. Tene vurgun yalancı sevdala...
A4 kağıdına çizilen amatörce, gölgelendirmesi bile olmayan bir çizimin ya da karalamanın -hangisini tercih edersen- içine neler gizlenir biliyor mus...
Sürekli savaşmak zorunda sokaktaki, eski paltoları yırtık olan çocuklar. Sokağın süsüydü kirli elbiseleri. Üç çocuk gördüm bugün sabah. Biri köşedeki plakçın...
Savunmasızız... korunaksızız... ama sanırım dayanıklıyız.
Acılara, hüzünlere, her türlü keşmekeşe...
Çatısı ne zaman çökecek ruhumuzun hiç bilemiyoruz, han...
Kelimelerle oynardı her sayfa düzlüğünde. Kâh aşağı kâh yukarı koşan mahallesinin çocukları gibi telaşlı, bir güne bildiği tüm oyunları sığdırmak istercesine...
Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla.
Bu satırları okuyarak beni muhataba alıp muhabbet ettiğim kişi; seni senin yörende ve dilinde, kendi içinde en güzel selam ...
Başladığım yerdeyim ama aynı kişi değilim, huzurun içine kurduğum dalga seslerinden tuğlalar ördüm bulunduğum hayata. Üstesinden geldiğim güçlükler; sizlere ...
Neyiz biz? Nereye gidiyoruz? Hangi cehennemde yanıp hangi cennetin düşlerini kuruyoruz? İnsan mıyız biz? İnsanlık... İnsanlık bu mu? Leş kargaları gibi ortal...
Yıllarca uzaktan sevdiğin birinin hiçbir şeyinden haberdar olamıyorsun. Belki en sevdiği rengi, yemeği ve günü biliyorsun ama eskittiği en son ayakkabıyı; o ...
Ne zaman arkama yaslanıp rahat bir nefes alacağım diye düşünürdüm, bedenim değil ruhum ne zaman dinlenecek?
Küçücüğüm ben daha... yüz yaşıma gelsem bile küç...
Düşün,
gidecek bir yerimiz var.
Yollarından geçenleri uğurlayan yaz akşamları,
çiçek mevsimler,
soluğu göğe varan sarı başaklar,
gözlerimizde kaybolmuş ...
sır, benim.
içimde kıyametler koptuğu zamanlarda, asla görmediğiniz sır,
benim.
sır, benim.
dinlerken yüreğimi bin bir parçaya bölen o melodilerdeki sır...
Bir kuytuya saklanıp bulunmayı bekledim. Aramayı bırakıp bulunmayı bekledim ya da. Bir yaşama şahit olamayanlar gibi, yaşadığını hissedemeyenler gibi ve yaşa...
Oturdum, içimdekileri döktüm; biraz melankolik, biraz arabesk bir mektup yazdım. Hani şu hiç postalanmayan ve postalanmayacak olan mektuplardan. Hiç de korkm...
Televizyon kanallarında veya sosyal medyada yaralı kadın ve çocukların, molozlar altında kalan ailelerin, açlığın, çadır kentlerin, sürgün hayatların görülme...
Nemli kaldırımda oturuyorum şimdi, yağmurdan kalma o yaşanmışlıklar gibi buram buram kokan toprak kokusunu ciğerlerime alabildiğine dolduruyorum. Çaprazındak...
Lisede en sevdiğim ders edebiyattı. Edebiyat ile tanışmam nasıl oldu, hiç bilmiyorum. Hep hissediyorum o şairlerin içindeki yarayı. Hep yara bere doluydum. B...
İkinci el duyguların imalathanesiydi bu yüzyıl.
Ayılamamış geceler, gelecek en karanlık sabahların elçisi miydi?
Sahnelere bölünüp bir bütün oluşturuyordu ...
Daha önce hiç bu garip duyguları bu kadar kuvvetli hissetmemiştim. Akşam saatlerinde, insan kalabalığının sokaklardan, mahallelerden, caddelerden çekilmiş ol...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok