Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
çok üzgünüm Ilgaz, öyle üzgünüm ki... kalbim kırık, ruhum yorgun, içim bomboş ve bir o kadar da kıyametler baş göstermiş her yanımda. zihnimin içi bir batakl...
Konuşacak kadar cesaret biriktirdi
Bir saniyelik bir boşluk umudunu bağladığı an...
Yaşanmasını istediğiniz bir saniye için kaç yıl feda ederdiniz? Yoksa s...
Eskiden tek tek renklerini ayırt edebildiğim deniz, şimdi neden öylesine renksiz ve sade görünüyor?
Bana sonsuzluğu hatırlatan en yegane şeyin şimdi yalnız...
Cennet ve cehennemden bahsederek başlayacağım sözlerime, kimisine göre bir ödül-ceza sistemi kimisine göre ise Tanrı'nın yaşam denkleminin bir sonucu. Diller...
Işık hızıyla geçen ömür, içine sıkıştırılmış ama yetiştiremediğim onca şey… Geri alma tuşu bozuk bir senaryonun içindeyim. Anlamadığım, anlamak istemediğim b...
Kendi umutlarımın katiliyim ben. Sessizce işlediğim son cinayet, gözlerimden aşağı ittirdiğim gözyaşlarımdı. Dudaklarımın arasından süzülüp yok oldular. Ve s...
Denizin dalgaları vururken anılarıma, güneşin batışını izliyorum. Şaşkın, üzgün, huzurlu. Yanımda olsa acılarını, sevinçlerini paylaşabileceğim bir insanın t...
Ne kaldı elimde? Siyah bir kutudaki deniz kabuklarından başka ne kaldı? Kocaman bir hiç. Nedir ki bu hiçlik dediğimiz? Kendi nefesimizle şişirdiğimiz balonun...
Gökyüzü insanın ruhuna benzer, uçsuz bucaksız keşfedilmeyi bekler.
Neden insan sadece mutsuz olduğu, düşünceli olduğu zamanlar gökyüzüne bakar?
Gökyüzü he...
Karmaşa…
Kargaşa…
İki kardeş sözcük. Bu kardeşlik gerçekte hangi sembolü temsil ediyor bilmiyorum, belki Habil ve Kabil'dir. Ne de olsa biri birini a...
Dünyamın efendisiydim ben de bir zamanlar. Dünyam bana ait, tapu falan istemez sanardım. Nereden bileyim ki bana dünya verenlerin aslında benim olması için d...
Onlara, iki kelimeye bakıp keşke isim olarak kalsalardı diyorum. Bir uyanınca bir de uyumadan önce. İlacım, ümidin umudu bıçaklaması. Umudun, ümit ölene kada...
Ruhum karmaşalar içinde. Teselli diye sığındığım mabet daha da hüzne boğuyor beni. Akıtmadığım gözyaşı içimi yakıyor. Yaslandığım duvar başıma yıkılıyor. Ner...
Kime, neye baksam geçmişin izlerini görüyorum. Geçmişe dönmek isteyen insanlar, mekânlar ve daha nicesi. Zaman geçtikçe, yaş aldıkça insan sıkılıyor günümüz ...
Sanırım bu yazının ne başı olacak ne de sonu, ancak parmaklarım tuşlara vurduğu kadar yaşayacağım.
Yani ufukta görünen beyaz bulutların üstümüze gele gele g...
Tanrı olmak Tanrı gibi hissetmekten geçer. Ve onun gibi hissetmek istiyorsanız onun gibi düşünmeniz gerekir. Bunu yaşamının en kolay yolu, sonucunu bildiğini...
Her şey kendi durağanlığında fazlasıyla ürkünçtü. İnsanlar nefes alıyor ama yaşamıyorlardı. Gözlerde kasvetli bir bekleyiş vardı. Kimileri ölümü bekliyordu, ...
aile kavramı ve evlilik kurumuyla ilgili ciddi sıkıntılarım var. sırf aynı genleri taşıyor diye birden fazla insanın uzun yıllar boyunca birlikte yaşayıp ben...
Bazı geceler anneme ya da babama sinirlenip çekiliyorum evdeki herhangi bir odaya, yalnız kalabileceğim herhangi bir yere, neresi olduğu fark etmez. Düşünüyo...
Dil dediğimiz tümce başta insanlara hafif gelebilir. Anadil dediğimizde ise bir üst seviye statüyü kapladığını az çok hissedebiliriz. Ama bu yazdığımı okuyun...
Bazen susarsın. Bazen susmak gerekir çünkü. Her şeyi bakışlara gizlersin, her şeyi zihne saklarsın. Sadece bazen susarsın. “Susmak” ne ilginç bir kelimedir. ...
Anladım 4. Kattan aşağıya bakarken ölümümü. Ben ne tanrıya ne de başkasına izin verecektim, kendim, düşüncelerimin ve bedenimin katili olacaktım. Uzun süredi...
Birilerine bir şey anlatmak istemiyorum. Sadece bazen ruhum beni dışarıdan izlemek ve susmak istiyor. İçimde kaybolmaya ihtiyacım var. Çünkü her kayboluş ken...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok