Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Rıza, uykusundan sıçrayarak uyandı. Yine o... Metalin metale çarparken çıkardığı o uğursuz, bunaltıcı ses...
"Siktiğimin bakkalı..." diye söylendi. "Her ...
Ambulansa bindirirlerken “Aman!” dedi Mustafa amca “Pötürüm düşmesin, boynuzlar görülür.” Sağlık memuru “Ne boynuzu amca?” dedi, “O karı,” dedi, “O karı yok ...
Oldukça keskin bir yanık kokusu sarmıştı tüm mutfağı, koşarak ocağın yanına gittim. Geç kalmıştım, bir kısmı çoktan yanmıştı. Yanmış parçaları kaşıkla çıkard...
Gözlerini her kırpışında kirpikleri rahatsız edici bir şekilde birbirlerine vuruyordu. Yüzünü buz gibi bir su ile yıkamak hayali, uykuya devam fikrine galebe...
Cezvenin altında yaz esintisiyle dans eden alevleri bir hipnoz gösterisindeymiş gibi seyrediyordum. Bir an için ateşin sıcaklığına dair koşullanmışlık beni g...
1981’de, bir yerde yine sabah oluyordu.
Ve…
Güneş acıma duygusunu yitirmiş bir şekilde doğuyordu. Ve ihanet etmişçesine gün sonu batıyordu. Bu hep böyleydi...
Şekilci bir ruhun şekilsiz hayatından karelerle geçmişe yaptığı minik dalışa son verdi. Usulca uzandı her gece soğuk terlerle uyandığı yatağına. Hayatının bü...
Minik bir ışık topu, kendisini bir anda alabildiğine karanlık bir evrende bulduğunda hiç ses duyulmadı.
Başlangıçta bu koskoca evrende tek başına olduğunun ...
Koştu, o kadar uzun süredir koşuyordu ki ciğerlerine çektiği her nefes bir bıçak darbesi gibi canını yakıyordu. Gözleri kararmaya başlamıştı yeterince uzakla...
Bütün gün öyle çok çalışmıştı ki akşamüstü için arkadaşlarından gelen buluşma çağrısına "evet" demek gelmiyordu içinden. Oldukça içine kapanık bir çocuktu Ar...
Amerika’dan yeni dönmüştüm. Yerlilere ait hatıratları kovalamıştım Amerika’da. Kıtanın keşfi söz konusu olduğunda birçoğunun yüreği gururdan kabarırken; kıta...
- Bilmiyorum. Sanırım bir bahar ayıydı. Serin bir yel, mis kokulu çiçekler vaktiydi işte. Ben anlatıyordum o dinliyordu.
- Ne anlatıyordun peki?
- Hani he...
Herhangi bir zaman diliminde, evrenin bilinmeyen bir köşesinde "Her Şeyin Ülkesi" adlı bir yer vardı. Orada henüz İstanbul defalarca kuşatma yaşamamış ve el ...
24 Kasım 2014
Kapıyı açtı. "Neredeydin?" dedi. Afalladım, "Geldim ya işte buradayım, görmüyor musun?" diye sitem ettim. Üste çıkmak için elimden gelen her ş...
Senin kitle hakkında ne düşündüğün önemli değil. Sen bir vızıltısın. Haksızlıkların ve işkencelerin yapıldığı, suçsuz insanların cezalandırıldığı bir coğrafy...
Mahallede komşularımızdan ikisi Suriyeli. Dört çocuk var, en büyüğü on üç yaşında. Abdülmecit.
Bugün bir tanesi nereden getirdiyse yığınla çöp getirmiş. Çö...
Kararmış, her geçen dakika daha da kararmakta olan gökyüzü altında, çekirgelerin topluca çıkardığı seslerin arasından evine doğru yürüyordu. Yerde duran taşı...
O gün, mahalledeki tüm evlerde bir hüzün havası hakimdi. Tek bir ev hariç. Mevzubahis olan bu ev de bir üzüntü duymakla beraber, bir heyecan da beslemekteydi...
Adımlarımın hızlanmasıyla yerdeki su birikintilerine umursamadan basıp geçiyorum, sular ayakkabımın içine giriyor, pantolonumun paçalarına sıçrıyor. Artık ko...
Bugün sabah kalktığımda yokluğumu
hissettim, tatsız bir yorgunlukla doğrulmaya çalıştım. Vücudum kalksa da yataktan; ruhum, ruh gibi tavanı izlemeye devam e...
Çekinceyle marketin kasasına geldi. Sırasını beklerken bir yandan parasının aldıklarına yetmesini diliyordu içinden. Çok fazla bir şey de almamıştı. Hepsi la...
Önümde uzun ve yıpratıcı bir yol vardı. Sırtım bükülmüş bir vaziyette adımlarımı zar zor atıyorum. Ayaklarım, bacaklarım dermansız. Kafamı kaldırıyorum, sank...
Bugün de aynı sabaha uyandım. Yalnızca benim üzerimde dönüp dolaşan kara bulutlarıma “günaydın” dedim. Kaşlarını çattılar. İyi niyetten mahrum kalan insanlar...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok