Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Sabahın efsunlu sisine esir olan ihtiyar otobüs otogara vardığında yolcular ufak hareketlerle uyanmaya başlamıştı. Koltuğundan kımıldayıp kollarını ve vücudu...
Kapıyı araladı yaşlı adam. Kafasını meraklı bir çocuk gibi soktu aralıktan. Çocuksu mavi gözleri yerinde durmuyor bir ustaya bir bana bakıyordu. Elleri kurum...
Bir gün, küçük bir kız kırlarda gezinirken beyaz keçiye rastladı. Keçi, tellere dolanmış, çaresizce ağlıyordu. Küçük kız bir an bile tereddüt etmeden telleri...
Leyla, birbirini bıkmadan usanmadan tekrar eden soluk renkli sabahlardan birine daha uyandı. Gözlerini açtığında ne vakittir aynı tavana umutsuzca baktığını ...
Geride bıraktığı tüm günlerin aynısı olan sabaha bıkkınlıkla uyandı. Sıcaklarla birlikte konteynır evinin içi daha da ısınıyor daha da nefes alınmaz oluyordu...
Ayrılık kararını almamız kolay olmamıştı. Neredeyse iki yıldır birlikteydik ve hem birbirimizi çok seviyorduk hem de birbirimize çok alışmıştık. Arkadaş kala...
Ayın sağ yarısı parıl parıl parlıyor, sol yarısı karanlığın arkasına gizleniyordu. İlk dördün müydü bu son dördün mü, hatırlayamamıştım. Zaten bana neydiyse....
ait olmak ya da olmamak. içimden, tüm dünyaya ırmaklar gibi akan ışıklar, yüksek sesler, kahkahalar, devamlı bir sallantı hali… kendi dünyasını taşıyamaması ...
gözlerimi kapattım. yavaşça içime akmasını bekledim gecenin. içim geceyle, onunla dolsun istedim. ve güneş tekrardan doğmasın hiçbir zaman, yakmasın içimizi…...
Bazı zamanlar soruyorum : " Farklı bir toplumda dünyaya gelseydim, bambaşka bir yaşama mı sahip olurdum ? " diye. Her birimizin çok derin ve bilinmez yanları...
Bir zaman kadar önce saatimin pili bitti. Ne kadar zaman önce olduğunu bilmiyorum, çünkü dediğim gibi, saatimin pili bitti. Bana kalırsa saat hep öğleden son...
Yıllar boyu ziyaret edilmemiş hüzünlü bir yer sanki burası. Üzerine ayak basan yığınla insan görüyorum heyhat bu neyi değiştirir ki? Hüznü içinde saklı tıpkı...
Böyle başladı kehanet, kendi kendini gerçekleştiren kehanet. Olmaktan korktuğum yerdeyim bak şimdi, ellerim kanlar içinde.
Evet, evet ben öldürdüm onu.
Saa...
Numdend tanrıların başı olduğu günden beri yeni yaratıklar yaratma konusunda yetersiz kalmıştı. Büyük tanrı Kurhanos yaratma yeteneğini ne tanrı Numdend'e ne...
Çok eski zamanlarda Kurhanos adında bilge bir yaratık sonsuz ve derin bir boşlukta yaşamaktaydı. Sonsuz bir boşlukta yaşarken su ve ateşi alarak Pendor adın...
Hepimiz bir şeyler göstermeye çalışırız. Çevremizde yaşayan ve hiç tanımadığımız insanlara. Mutlu olduğumuz anı, güçlü olduğumuz anı, zengin olduğumuz anı am...
"İşte alandaki sesleri duyuyor musun Selin. Durun yapmayın gözlerimi hissetmiyorum. Elimden kayıp gidecek telefon. Sevgilim sevgilim lütfen durun"
Boylu boy...
Şaban Özüdoğru tarafından hazırlanan ve 2016 yılında 2.kez basılan MEB - Dünya Klasikleri arasında yer alan bu güzel eseri sizlere tanıtmak isterim. Yaklaşık...
Değersizlik hissi...
Yorgunluk..
Evin tavanına bakarken uzun süredir içinde bulunduğum düşüncelerin içine yeniden hapsolmuştum. İşe giderken, işte, dönüş y...
Sarı arabasının hızla çarptığı kapısına, sıkıştı elbisesinin koyu yeşil fırfırı. Birbirinden ayrıldı fırfırın iplikleri bedeninin hızına dayanamayıp…
Koşara...
Bir olan İlâh’tan haber verenlerin
Uğrak noktasıdır, şehrin kapıları.
Dört yönden açılır şehrin kapıları.
Alışılagelmiştir oralarda bir statü uğruna
Olma...
Koşar adımlarla metroya doğru ilerliyordum. Bu treni de kaçıramazdım. Daha hızlı inerim diye yürüyen merdiveni bu kalabalıkta kullanmak aptalcaydı. Adımlar...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok