Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Uyandım. Her zaman olduğu gibi yine üstüm açıktı. Pike, yatağın diğer ucunda soğuktan köşesine çekilmiş bir sokak köpeğini andırıyordu. Yastığım kucağımdaydı...
Sırlanmış aynanın karşısında çöktüm, oturdum soğuk parkelere. Parkalar düşledim, kondu sırtıma. Gülümsedim ve gülümsedi ayna. Nasılsın? Gülüşün öyle güzel ki...
Aklıma her geleni söylemek zorunda değilmişim, öyle dedi babam. İnsan aklına her geleni söylerse evin içinde tartışmalar artabilirmiş. Huzur, göz ardı edebil...
Semtin tüm ileri gelenleri Atikali’nin göbeğinde, Arap Bedir’in boyaları dökülmüş kahvesinde toplanmıştı. Bu kişilerin başında Mümtaz Amca vardı. Yarımadanın...
Beyaz bir kâğıt gibiydi sokaklar, ayaklarım bir şeyler yazacaktı besbelli, hep böyle olmuştu zaten. Çocukluğumdan beri bir yere giderken caddelerden değil so...
Rastgele çevirdiğim numaraların sahibi insanlardan başka konuşacak kimsem yok. Zaten çoğu zaman suratıma kapatıyorlar. Bazısı şaka yaptığımı zannedip muhabbe...
Bir anda kâbustan uyanmıştım. Her yerim ıslaktı. Yataktan kalkıp uyuyan insanların yanından geçerek yürüdüm. Hafif bir gıcırtıyla açılan kapının ardındaki il...
Perdenin kenarından bakmak için ideal bir gece. Ne mavisinden yoksun ne de senden benden yoksul. Yürümeye kalksan deve adımlarıyla on ikiyi geçer. Saat de on...
Uyandım. Susamıştım. Boğazım tahta gibiydi. Dilim damağıma yapışıyordu. Yatak başlığının sağındaki düğmeye bastım, sarı ışık odayı aydınlattı. Küçük buzdolab...
‘’Dünya üstünde yük hiç kaybolmaz. Sadece çöktüğü omuz yer değiştirir.’’
Rüyanın dışına bu cümle kapısından çıktım. Bu cümle kapısını sertçe çektim üzerime ...
Sesi duyduğu zaman elindeki kazmayı toprağa saplamak üzereyken durdu. Ne kazmayı saplayabiliyor ne de bırakabiliyordu. Arkasındaki ses sıkılmış olmalı ki tek...
Ankara alışıldık bir kış havasına bürünmüştü. Kar yağmış, yollara değil lakin ağaçların dallarına beyaz pamuklar bırakmıştı. Milli Kütüphane’nin balkonundan ...
Kuyu çok derin belki de merkezidir dünyanın... Belki de dibi... Bir taş attım, gelmedi ses. İçine doğru bağırdım, yankı yok. Sarkıttım kovayı, ip yetmedi... ...
Urfa'nın ovaları dümdüz olur. Üzerinde sarının, yeşilin, kahvenin tonları güneş gibi balkıyıp durur. Çok da verimlidir bu ova. Tohumu atsan anında ağaç biter...
Konuşma bitmesine karşılık ahize hâlâ kulağındaydı. Tam o sırada müezzin, ikindi ezanını büyük bir huşu ile okumaya başladı. Ezanı duyunca bırakabilmişti, fe...
Bu hâl çok sürmedi ki yine Haldun, Samet’in elinden tutarak kaldırdı. Samet ise bu ani değişime bir ad koymaya çalışıyor, nasıl hareket edeceğini bilemiyordu...
Sol eli cebinde, gözleri yere bakar şekilde yürüyordu. Evinin olduğu sokağa geldiği zaman keskin bir dönüş yaptı. Bakkal Hayri, elinde soda şişesiyle her zam...
Taşlı yollarda, sırtında çanta, aklında iç içe geçmiş düşüncelerle ilerliyordu. Ne yapacağından bihaber, boş bakışlarını karşısında duran uzun yola çevirdi. ...
Her şey anormal bir şekilde yolunda gidiyordu. Saat henüz, işini yarına bırak diye söylenmemişti. Bunun neden olduğunu düşünürken Olwin birden takvime baktı ...
Dede yadigarı, 38’lik Smith Wesson’a yıllardır yanında taşıdığı 357’lik magnum mermiyi yerleştirdi. Ne zaman ki çaresiz hissetse mermiyi cebinden çıkarıp ona...
Ülkü; yedi yüz haneli Şavcan köyünün en eski taşlarına sahip Rum evinde, temiz kokan lakin fazlaca sert yatağında, avının kolunu kapan timsah gibi debeleniyo...
“Haldun, neden öyle ölü gibi duruyorsun? Beni gördüğüne sevinmedin mi yoksa?” “Aaa, şey, olur mu ablacığım bilseniz sizleri, annemi, babamı ne çok özledim.” ...
Burada, bu bebek mavisi koltukta, hareketsiz ve budalaca durup hiçbir şey yapmadan her şeyin düzelmesini bekliyorum. Kahretsin ki altı senedir bekliyorum. Ça...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok