Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Dünya hiç bu kadar sessiz oldu mu daha önce? Sensizliğin sesi mi bu yoksa?
Ağlamamam lazım, sessiz olmam lazım. Bebeğimiz uyanır... Küçük meleğimiz uyanır. ...
Bu hikayede yapılmaması gereken her şey yapıldı, olmaması gereken her şey oldu ama hiçbir zaman pişmanlık yaşanmadı.
Şaraptan sağlam bir yudum aldı, ellerin...
Üç Kuruşluk Aziz
Tüm ihtişamıyla seyircisini esir almış bir opera salonunda atmosfere kendini kaptırmış hatta belki de herhangi bir karakterin yerine çoktan...
Annem, elindeki ipin diğer ucunu tahta beşiğin ayağına bağlamış; sarkaçlı bir saat gibi aynı ahenkle sağa, sola devirmeden Ahmet’le birlikte götürüp getiriyo...
Televizyondan gelen ses, odadaki suskunluk içinde duyulan tek şeydi. Bir reklam dönüyordu ekranda. Bu reklamla kime, neyi satmak istiyorlardı ki? Babası halı...
- Mimiklerin nerede Alfred?
- Gömdüm. Kışın ortasında bir çukur açtım, oraya gömdüm. Hayır aslında gömmedim. Kar yağıyordu. Etrafı beyazlık kaplamıştı. O ka...
Bak işte, şimdi de ayna buldu kendine. Gıcık oluyorum; kaldırımlara, dükkânların hemen önüne böyle boy aynaları koyanlara. Ne gerek var yani? Ayna koyunca da...
Sanat Dünyası'nda sıradan bir gündü. Her gece olduğu gibi karanlıklar altında bir şeyler yazmaya çalışan; şarkılar, resimler, tiyatrolar üretmeye çalışan mil...
Güneş usul usul kızarmaya başlarken doğuda birbiriyle kavga eden, uğultuyla bağrışan bir karanlık başladı. Güneş alçalıp koyulaştıkça bulutların rengi koyu m...
"Hepimiz birilerinin hikâyelerinde kaderimiz onun ellerinde olan birer kahramanız."
Kitabımı bu cümleyle bitirdim. Niye yazmıştım bu hikâyeyi? Yazdığım şeyi...
(Herhangi bir yer, herhangi bir zaman...)
A: (Başını, kaybetmediği bir şeyi ararcasına gök yüzüne kaldırdı.) Vakit gelmek üzere.
H: (Hiç şaşırmamış gibi) Y...
Otobüsün camına başını dayamış, radyoda çalan Ferdi Tayfur'un Ah Bir Çocuk Olsaydım şarkısı eşliğinde uzayıp giden ovaları ve devler gibi sıralanmış, üstleri...
Delicesine kavuran bir güneş vardı gökyüzünde. Önüne eğildiği çamaşır leğenindeki sular buhar olup uçmaya başlamışlardı. Elleriyle ovuşturduğu giysilerin kir...
“Kendi gölgesini dansa kaldırır mı insan? Hiç elinden tutar mı? Bu derece aşk duyabilir mi kendi kendine?”
Karşılıklı oturmuş kahve içiyorlardı....
Sırtında kahverengi çantası ve elindeki cam fanusla kaldırımda bekliyor ve yoldan karşıya geçme fırsatı kolluyordu. Nihayet bir boşluk yakaladı ve Ekşişehir ...
"Çöplük, kocaman bir çöplük bu dünya." diye bağırdı. "Buraya sadece hayal kırıklıkları ve mutsuzluk için gönderilmişiz. Birazcık mutluluğun çok görüldüğü bir...
Üçümüz de çocuk gibiydik şimdi, tepeden aşağı taş, kaya yuvarlıyor ve sonra hangisi en uzağa gidecek diye yarışıyorduk. Ve onlar aşağı doğru son hız yuvarlan...
Evren-2, 2017
Krallığın en büyük şehrinin alelade köylerinden birinde telaş ve heyecan vardı o gün. Meydan temizlenmiş, sandalyeler boyanmış, çocuklar yıkan...
Tam da o gür ormanın sahip olduğu koca çam ağaçlarının arasından giderken ve varış istikametim göz kamaştıran mavilikler iken sol kolumu arabanın camından çı...
Bir sonraki kaldırım taşında kendini karşılamakla meşgul. Yollar durağı olmuş. Bu yüzden her seferinde varıp her seferinde ilerliyor. Kendi kendini karşılama...
“Yazsam kitap olur, bu aşk.”
Yaz kardeşim. Yalvarıyorum yaz. Yaz ki ben de okuyayım. Sevmesem de sürekli her mağazada çalan yaz şarkısı gibi ezberime takılm...
Bir anda siren sesleri duyduk…
Annem, kardeşim ve ben dışarıya bisiklet sürmeye çıkıyoruz. Yaz ayı olmasına rağmen hava karanlık ve kasvetli. İki katlı, esk...
Evren-1, 1996
Oğuz, otuzlarında, saçları seyrekleşmiş bir fırıncı. Her gün sabah sekizden akşam yediye kadar fırında çalışır ve halka taze ekmekleri araba-s...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok