Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Gökyüzünde tek bir vücut olabilmiş kuşlara baktım öylece. Tam karşımdaydılar ve dans edercesine üstümden geçtiler. Özgürdüler. Ben neden değildim? Elimi cebi...
ey doğduğu şehrin kuytusuna yan yatmış,
hükümetlerin gölgesinde serinleyememiş,
koltuklara yapışık arkalara dili temas etmemiş,
parklardan ve çıkmaz sokak...
Her şey siyahtı, simsiyahtı. Yalnızca bir bilinçten ibaret olarak elli üç santimetreküplük geçidin içindeki kablolarda yürüyordum. Bunlar bilinci muhafaza ed...
The cup of life, this is the one
Now is the time, don't ever stop
Push it along, gotta be strong
Push it along, right to the top
The feelin' in your soul...
Gün henüz yeni batmıştı. Çekirgeler ötmeye başlamıştı. Çekirge seslerine az ilerideki durgun akan derenin sesi eşlik ediyordu. Ceviz ağacının dibinde otururk...
Kar, akşam saatlerinde etkisini arttırmış ve uzun bir aradan sonra tekrardan şehri etkisi altına almıştı. Rüzgarla beraber havada uçuşan kar taneleri, uzakta...
17 Ekim 1982, Fransa
“Hey, hey! Bunun ne kadar saçma olduğunun farkında mısın?”
“Ama şu an bu teoriyi çürütemiyoruz, şuna baksanıza!”
“Çürütemiyor olmamız...
Dünya denen, değirmenin dönen eski çarkı
Ve bir muamma, zaman, dolduran sudur arkı.
Bu hırs nereye kadar, kefenin de cebi yok.
Yenilen her kul hakkı siney...
Köpeklerin hava kararırken neden havladığı konusu geçti.
Dedi ki 'biri' "Şeytanı görür köpekler, o yüzdendir bu haykırışlar."
Ben de dedim "Palavra bunlar,...
19. yüzyılın sonlarında çiftçilere yönelik politikalar üzerinde kullanılmaya başlanan "popülizm" terimi, sonraki yıllarda giderek yaygınlaştı ve günümüzün en...
Türk restoranı Saray’da midelere bayram yaptırıp, sokakların ihtişamının ve temizliğinin şokuyla yürüye yürüye, sokakları kirletmemeye çalışarak otelimize ge...
Daha ne kadar uzun bakabilirdim kendime, ne kadar aynı şeyi düşünebilirdim. Sokaklardan yaralı bir hayvan gibi duvarlara sürünerek geçiyorum, kendim gibi bir...
Koridorlarında yürüdüğüm ve her döndüğüm köşede başka bir çıkmaz duvara tosladığım akıl almaz bir labirent tasviri var kafamda.
Ve artık içimde büyüyen gün...
Petro etrafta biraz dolaştıktan sonra dekorun hazır olduğundan emin oldu. Sandalyesine kurulup Tatar bir köylüden temin edegeldiği tütününü sarmaya başladı. ...
Alarm her sabah olduğu gibi altıyı 45 geçe çaldı. O, her sabah olduğu gibi alarm sesinin ilk notasından sonra gözlerini açtı ve evet, re olmalı, belki de mi ...
Gecenin sessizliğinde sokaktaki tek gürültü arabasından çıkan hırıltıydı. En yükseği altı veya yedi katlı nispeten modern görünümlü apartmanlar arasında sank...
Tüm gücüyle itiyordu emeğini. Saat sabahın altısı. Yorgun ama muhtaç. Gözlerinde mecburiyetin verdiği hüzün, saçlarında yılların fırçasından akan beyazlar. K...
Anlatmalıyım; uçan kuşlara, kara sevdalara ve nice ağaçlara. Gücüm terk etmeden bedenimi, anlatmalıyım olan biteni. İnce kesiklerle başlayıp kaybolan vücudum...
“Kâmil’di o. Ama neden durup benimle konuşmadı ki?”
Güneşin, ışınlarını hiç sağa sola yatırmadan gönderdiği saatlerdi. Hava o kadar sıcaktı ki yetmiş beş yı...
sen dudaklarımı öpünce
kalbime,
kalbimden vücuduma yayılan ışığın,
bütün günümü aydınlatır.
hele rüzgar esince,
öyle titrer ki içim,
-bu titreme inan ...
Güneş ufukta sessizce kendini yitirirken yıldızların gösterisi başlıyordu memleketimin tepesinde. Bu eşsiz gösteri sadece benim dikkatimi çekiyor olmalıydı. ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok