Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
"Yaralar vardı hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkla yiyen, kemiren yaralar."
-Sadık Hidayet
Size kendi hikayemi yazmayacağım, bir başkası...
Günün yorgunluğuydu üzerindeki kıyafetleri ancak sadece ceketini çıkartmaya takati vardı. Ceketini çıkartıp kravatını gevşetti. Berjerine oturmak için yöneld...
Loş bir mekanda ruhu ışıksız kalmış bir adam... Elinde sararıp solmuş, uzaktan adını tam olarak anlayamadığım küçük bir kitap... Kitap açık ama adam okumuyor...
Beni bu hayata yamadılar mı dostlarım? Çok iğreti duruyorum sabahın kollarında. Yakışmıyorum gecenin kör karanlığına bile. Bakın, köpeğim Pamuk ne kadar da k...
Kuşluk vakti neredeyse çıkmak üzereydi. Az sonra iki genç gelecek, kıraathanedeki yerlerini alacaklardı. Tabiatın kaidesi gibi bir şeydi bu. Her gün tam kuşl...
Daha önce hiç yazarlık düşünmemişti. Neler yazabilirdi? Hayatında kayda değer ne vardı ki? Her şeyi anlamsız buluyordu. Ufak tefek anlamsız bilgiler ile kend...
Günün birinde iri yapılı fakat küçük yaşlı sarman bir kedi, kırmızı ve on katlı bir apartmanın dokuzuncu katındaki dairesinin yangın merdiveni ile kesişik ba...
Ne vakit duvarlar üzerime gelmeye başlasa, kendimi sokağa atıyorum. Uzun süre kapalı alanda duramıyorum. Klostrofobi. Sabahtan beri evde önce sürahiyle dertl...
"Omnia mors aequat." (Ölüm her şeyi eşit kılar.)
Düşünüyordu, yürüyordu; her zaman yürüdüğü sokaklarda, her zamanki şeyleri düşünerek yürüyordu. Vakit akşa...
Uyanmak istemiyorum. Uyanıp yeni güne başlamak, günlük koşuşturmacalara kapılıp boğulmak istemiyorum. Kalkmaktan başka çarem yok. Kalkıp günlük alışkanlıklar...
Tüm şehrin sessizliğe gömüldüğü, ışıkların ise hayatta kalmak için çabaladığı saatlerdi gerçeklerin farkına vardığında. Soğuk sonbahar havasının açık camdan ...
Tüm hiçliğin ortasında bağdaş kurmuş oturuyordu. Hiçlikti, çünkü hayatının bir önemi yoktu artık gözünde. Her şeyini kaybetmişti bir anda. Tüm hayalleri, umu...
Merhaba, ben hayatıma eldiven olarak başladım. Öncesinde pamuk falandım ama oraları anlatıp sizi sıkmak istemem. Neyse eldiven olmayı ben seçmedim. Kimse sen...
Düşündüğü zaman durmak onun âdetiydi. Ama öyle yürümeyi kesip durmak değil, hücrelerine varıncaya, güneş sisteminden aşıp ne olduğunu hiç anlamadığı, duymadı...
Kocaman bir ateş yanıyor şehrin meydanında. Kapkara dumanlarla boğulmuş gökyüzü. Nefes almakta zorlanıyorum. Aldığım her nefes yavaş yavaş öldürüyor beni. Gö...
Semtin delikanlısı Kesik Osman, taşlı yolda göğsü dışarıda, başı da hafif göğe doğru bakacak şekilde yürüyordu. Yanından geçenler, arkasında kalanlar, pencer...
Köyde, iki büyük seranın arasında, iki katlı bir kulübemde; ruhum, sinirlerim ve ben yaşıyoruz. Ruhum ve sinirlerim üst katta, ben de alt katta yaşıyorum. Ru...
Bu bir yardım çığlığıdır!
Her gece yastığını gözyaşlarıyla sulayan, gecenin sessizliğini hıçkırıklarıyla boğan adamın yardım çığlığı.
Bugün tam elli yaşıma...
Öylesine bir gün
Hastanenin çürümüş, en eski odalarından birindeydi. Kendimi buraya nasıl getirdiğimi bilmiyorum. Kısa bir an şaşkın kaldım, yanına gitmek ...
Koskoca bir yılı daha devirdik demek. Zamanın hızlı geçtiğini şu yaşımda öğrenmiştim. Yaşım mı, on beş. Bu sene öğreniyordum hayatı, yaşamayı. Bu sene gerçek...
Bir, iki ve üç!
Kapıyı açtı, sola bakmadan oradaki karaltıyı aradı. Emin olamadı. Kulak kesildi. İnce uzun parmakları bilgisayarın tuşlarına dokundukça çıka...
On Dakika.
Çay demliyorum. Çaydanlıktaki kaynar suyu demliğe dökerken ortaya çıkan duman yüzümü geceden çiselenmiş yapraklara döndürüyor. Demliği yavaş yava...
"Son durakta ineceksin; eğer gece vaktiyse dolunaya, seher ışıldıyorsa güneşe doğru, binamın karşısındaki şarap evini görünceye dek yürüyeceksin. Gel, olur m...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok