Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Çarşamba öğleden sonra, ders Dinler Tarihi, Poyraz her zamanki yerinde. Selim hoca bugün ders işlemeye pek niyetli değil, belli, muzip muzip dolanıyor sınıft...
Kızıl saçları rüzgarda uçuşurken çocukların top koşturduğu sokakta yürüyordu. Bu sokağı çok severdi. Evlerini, taş döşemeli yolunu, çocukların ve köpeklerin ...
Söz konusu bile değilken insanlara güvenmek benim için çok zor oldu; o kadar zor oldu ki yapamadım. Evrene, dünyanın dönüşüne veya şansa; kendi şansıma güven...
Koca bir bıçak, boğazımın tam orta yerinden âdem elmama saplanmış gibiydi. Her zamankinden farklı olarak; bu kez üzgün, yorgun, bitkin ve tedirgin oturuyordu...
…
"Hava bulanık" dedi, durduk yere.
Çarşıya inmek, rastlarsa dostlarla kahve içip sohbet eylemek ve en nihayet eline sıkı tembihlerle tutuşturulan listedek...
Deri bavul ayağımın sağına, yarılanmış sigaramın külüyle aynı anda düştü.
Balkon korkuluğunun hemen üzerinde, deniz dalgalarından hediye saçları ve aydınlık...
Elimde çiçekle kapısının önüne oturdum. Gecenin kör karanlık bir saatiydi. Heyecanlıydım. Akışkan bir ruh dalgası damarlarımda dolaşıyordu. Bunun adı çılgınl...
Kimsesiz evleri, gömülü hazineleri, harabeleri ve karanlık çökünce incir ağaçlarını cinler sahiplenir. Bu kötü bir rüya... Benim ise hâlâ aydınlatılamayan bi...
Kırmızı tuğla örülü lokomotifler, romatizmal kasvet.
Güneşin batmadığı imparatorluk; güneşe hasret parçalı bulut adası.
Sana gri hislerle dokunmayacağım.
...
Mehmet, on dört yaşındaydı ve liseye yeni başlamıştı. Okuduğu okul yaşadığı şehirde olmadığı için okulun yurdunda
kalıyordu. İlk kez ailesinden uzaktı. Bu i...
Balkondaki fesleğenlerin süslediği masaya kahvaltı için lacivert-beyaz pötikareli örtüyü sermiş, somyanın sırtındaki kırlentleri düzeltiyordum ki annem mutfa...
Yavaş yavaş eriyen mumla birlikte varlık şekil değiştiriyordu. Gözlerinde kadim zamanlardan kalma bir hüzün, içinde Kabil’den kalma bir yara ve ellerinde ...
“Neden çaresizlik içinde kendi ölümünü bekliyorsun?” diye soruyor. İki eliyle beyaz kahve kupasını kavrayıp öne eğiliyor. Dirsekleri gri renkli yuvarlak ...
Mum eriyor Poyraz ait olmadığı bir dünyanın kapılarını aralıyor, istemeden de olsa, ömürlere, zamanı aşarak şahit
oluyordu. Kaçıncısının gerçekleştiğini bi...
Merhaba.
Bu yazıyı okumaya başlamanız benim gerçeğime dahil olmaya niyetli olacağınız anlamına gelecektir.
Bunu istemiyorsanız lütfen okumayı bırakınız.
Ç...
“Gelmeni bekledim.”
“Gelemedim.”
“Neden?”
Beni istememesinden korktuğum kadar, beni istemesinden de korkuyormuşum. O sorunca anladım.
“Hayal ettiğim g...
“Dur bakalım, şuraya bir gideyim göreyim. Dönüp sana nasıl bir yer olduğunu anlatırım.” Böyle demişti giderken Bay Serçe. Birkaç dakika geçtikten sonra arkad...
Merhaba ben bu dairedeki kartonpiyerlerden biriyim. Bütün gün tavana yapışık şekilde durup ev halkını gözlemliyorum. Sürekli dışarı çıkan anahtarlığa özensem...
‘‘Sağa doğru kıvrılan beşinci dönemeçteyiz, Küheylan. İnanıyorum ki az kaldı, dayan. Böyle iki dönemeç daha geçtik mi krallığa varacağımızı söylemişlerdi....
"Peki benim yerimde sen olsaydın, ne yapardın?"
Kızıl ve Karamel, kararmakta olan göğün altına uzanmışlardı: Yakınlarındaki bir gölün sakin dalgalanma sesle...
Zayıf yüzündeki gözlerini kocaman açtı, gözleri elaydı, çekiciydi ama gözlerindeki beyaz kısımda bulunan sarı renk, korkutucu görünmesine neden oluyordu. Kaş...
Biri varmış. Ruhu ve bedeni sürekli ayrılırmış birbirlerinden. Ruhu, kendisine, hayata, evde oturup hayatı kaçıran insanlara, gökyüzüne dokunma imkanı varken...
Doğmadan önce bile annem ve babama benzemem için insanlar ellerinden gelen her şeyi yapmışlar. Dünyaya öyle bir gelmeliymişim ki, annemle babamın tıpatıp ayn...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok