Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Sesi duyduğu zaman elindeki kazmayı toprağa saplamak üzereyken durdu. Ne kazmayı saplayabiliyor ne de bırakabiliyordu. Arkasındaki ses sıkılmış olmalı ki tek...
Ankara alışıldık bir kış havasına bürünmüştü. Kar yağmış, yollara değil lakin ağaçların dallarına beyaz pamuklar bırakmıştı. Milli Kütüphane’nin balkonundan ...
Kuyu çok derin belki de merkezidir dünyanın... Belki de dibi... Bir taş attım, gelmedi ses. İçine doğru bağırdım, yankı yok. Sarkıttım kovayı, ip yetmedi... ...
Urfa'nın ovaları dümdüz olur. Üzerinde sarının, yeşilin, kahvenin tonları güneş gibi balkıyıp durur. Çok da verimlidir bu ova. Tohumu atsan anında ağaç biter...
Konuşma bitmesine karşılık ahize hâlâ kulağındaydı. Tam o sırada müezzin, ikindi ezanını büyük bir huşu ile okumaya başladı. Ezanı duyunca bırakabilmişti, fe...
Bu hâl çok sürmedi ki yine Haldun, Samet’in elinden tutarak kaldırdı. Samet ise bu ani değişime bir ad koymaya çalışıyor, nasıl hareket edeceğini bilemiyordu...
Sol eli cebinde, gözleri yere bakar şekilde yürüyordu. Evinin olduğu sokağa geldiği zaman keskin bir dönüş yaptı. Bakkal Hayri, elinde soda şişesiyle her zam...
Taşlı yollarda, sırtında çanta, aklında iç içe geçmiş düşüncelerle ilerliyordu. Ne yapacağından bihaber, boş bakışlarını karşısında duran uzun yola çevirdi. ...
Her şey anormal bir şekilde yolunda gidiyordu. Saat henüz, işini yarına bırak diye söylenmemişti. Bunun neden olduğunu düşünürken Olwin birden takvime baktı ...
Dede yadigarı, 38’lik Smith Wesson’a yıllardır yanında taşıdığı 357’lik magnum mermiyi yerleştirdi. Ne zaman ki çaresiz hissetse mermiyi cebinden çıkarıp ona...
Ülkü; yedi yüz haneli Şavcan köyünün en eski taşlarına sahip Rum evinde, temiz kokan lakin fazlaca sert yatağında, avının kolunu kapan timsah gibi debeleniyo...
“Haldun, neden öyle ölü gibi duruyorsun? Beni gördüğüne sevinmedin mi yoksa?” “Aaa, şey, olur mu ablacığım bilseniz sizleri, annemi, babamı ne çok özledim.” ...
Burada, bu bebek mavisi koltukta, hareketsiz ve budalaca durup hiçbir şey yapmadan her şeyin düzelmesini bekliyorum. Kahretsin ki altı senedir bekliyorum. Ça...
Bir şiir var ve ben ölüyorum. Yavşak kargalar tekellerde sigara dağıtıyor. Uçuyor güzelim, beklediğim bakışlar bir başka tarafa iadeli taahhütsüz. İnfilak ed...
Doğumumu hatırlamıyorum, herkes gibi. Islak bir aralık sabahı olduğunu söyler annem hep. Güneş yüzünü hiç göstermemiş. Minicik bedenimi kat kat battaniyelere...
Anı kumbaramızda sararacak fotoğraflarımıza, yıllanacak anılarımıza, saklı gözyaşlarımıza...
Gel dedi, sana bir sürprizim var.
Acaba neydi bu sürpriz? Geçe...
İş yerinden ayrılınca soluğu gözlerden uzak, tenha bir çay ocağında aldı. Küçük tabure ve masalardan oluşan, duvarlarında eski Türk kilimlerinin asılı olduğu...
Bir pazar sabahı Rıfat, günlerin aynı kaba damlamadığını fark etti.
"Günler damlıyor ama aynı kaba değil." dedi.
Seyrek Yağmur, alıntılarıyla aklınızda ...
Aralığın otuzuydu bugün. Şehrin kasvetli manzarasını örten kalın kar tabakası, yetmiş ikisini deviren
Tahir Bey’in şerefi ve onuru ile boyanmış saçları kada...
Uyandığında sabah ezanı okunuyordu. Hocanın sesini belki de ilk defa bu kadar yakınında hissediyordu. Ürperdi. Yatağında doğruldu, dizlerini çenesine doğru ç...
Işıklar kapandı ve etrafı bir sessizlik sardı. Yaşadıklarına bir nebze de olsa alıştırabilmişti kendini Yaşar ama buranın karanlığı ve sessizliği dayanılmazd...
Sonbaharın öngörülemez hafifmeşrep yağmurla rüzgar karışık havası tükenmiş, yerini kuru ayazlara bıraktığı bir günde, her daim olduğu gibi kendini, hatta hay...
Haldun, telefonu kapattıktan sonra duvarın dibine çökmüş, cenin pozisyonunda kendini kötülüklerden koruyacağına inanan bir çocuk gibi kurtarılmayı bekliyordu...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok