Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
şu an binlerce düşünceyle boğuşuyorum. ağlamamak için dişlerimi sıka sıka yutkunmalarım bir yana dursun, resmen boğuluyorum. ruhum yeterince yandığı, hatta t...
Andy Weir'in ''Marslı'' romanını okuyanınız vardır mutlaka. Orada geçen şu cümle derinden etkilemişti beni: "İnsanlar ölümle yüzleştiklerinde, seslerini duyu...
Bir asansör sesi;
Suratıma çalınan suyla irkilmişim sanki
Ayak sesleri sağır etmiş sessizce
Korkuyorum zira bu delice
Zilin sesi;
Geliyorlar ayırmaya ...
Sen ve ben gülümseyebiliriz, el ele tutuşalım.
Ama ne mümkündür sevinç bizim gibiler için?
Kaybolalım.
Yine de deneyelim,
Kalabalığın ortasından geçip gi...
"İki güzel melek tutuyor kollarımdan ve hafifliyorum. Şimdi yaşamaya başladım. Yaşasın hayat!""
(Görseldeki miyuki boncuk tasarım kolye ucunun yapımı bana ...
''Bu kötücül kahkahalar, beynimin en işlek yerlerine işeyen bukalemunlar gibi, renkleri değişiyor ama bıraktıkları etki aynı.''
Böyle diyordu kendine karan...
Kafamı kaldırdım ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmura baktım. Yeryüzündeki her şey, üzerlerine değen damlalarla hayat buluyordu sanki. Gözlerimi kapattım...
Karışık ruh halim ve sarpa saran hayallerim,
Gitgide geçmişimden de kötüye giden geleceğim.
Siyah kapüşonlum ve kahverengi kolları,
Bir şehirde yaşıyorum ...
bak ben yine kaçamıyorum. iyi şeyler yapmaya çalışıyorum ama öyle yalnızım ki bu yolda, anlarsın. sanki hiçbir şey olmuyor. olduğunda da izleri yapışıp kalıy...
"Ve sana dair her anıda bana acı veren bir şey var."
Hiç sesim çıkmadan ama haykırarak söylüyorum bu satırı.
Hiç yaşamamama rağmen hissederek.
Çenem, elle...
İki kişilik bir sofra hazırladı Milena.
Karşılıklı iki sandalye koydu.
Özel bir akşamdı onun için. Umutları, acılarıyla yemek yiyecekti. Çok heyecan verici...
Tüm çabalara rağmen içinden çıkılamayan koma hali.. Her kulaçta daha da dibe gitme hissi… Koşup koşup bir adım bile hareket edememe durumu… Çürük bir sandaly...
bu defa bittim acı
dur, çağırma şehrin tellaklarını
hiçbiri paklayamaz beni ve günahımı
dibe yaklaşırken yükümü fırlatıyorum
beni düşüren ne varsa kurtul...
Bir kavgadır yaşamımız
Gülüşleri de barındırır içinde
Yürekten damlayan bir çift gözyaşını da
Nereden geçsek duyulur şen kahkahalarımız
Nereye saklansak ...
İmkansızlıkların yeri,
Dünya desem inanırsınız bana
Soğuk bir gece çöpte bulunan o masum bebek
İşçi bayramını çocukların kutladığı bir devir ve de
Baba!...
Aylardan Nisan, gelmiş bahar,
Yazık ki kuşlar ötmüyor artık,
Çocuklar dahi bir hayli yorgun,
Ruhlar olduğundan beridir satılık.
Üç gece önce gördüm a...
Bir sokağın ortasında, bir kaldırımda
hesaba katılmayan bir hayatın ihmali
akla gelir
yaş sürgünler verir olmuş daha
henüz yirmi birinci yüzyılın ilk...
Sıralı kavak ağaçlarının mai siyah gökyüzüyle birleştiği dallarından yükselen çirkin karga sesleri, kavak ağaçlarının gövdesine çakılmış sarkık dikenli telle...
Büyüyor ve çoğalıyor kimisi
Geçmişten kalmış olan, şimdi
Gecenin kuyusunda arıyor adaleti.
Bu çağın mutlak öğretisi
Grileştiriyor bütün yarım kalmış haya...
Anımsıyorum...
Yanaklarından süzülen su damlacıkları serinletirken
Ruhumunki adeta bedenimi yıkıyordu.
Soğuk ve sıcak...
Zıtların uyumsuzluğu içindeki o ...
Kimsenin bilmediği bir şey biliyorduk.
Birbirimizden bile saklıyorduk bu sırrı,
İşte biz, bir şey bulmuştuk seninle,
Ulu orta değil, çok tenha bir yerde.
...
“Beleşten” görmedim hiçbir acıyı,
başıma taç etmedim
Siftah, ne zamanki yaşımı doldurdum,
Arsızlaştı iyice yongası,
Alacaklı çıkardı bir de.
Akıbetimi ...
Soğuk ve karanlık yastığım
Kanlı yorganım
Hiç uğruna büyüyen çocuklarım
Bin yıllık Hasretim
Özledim
Bu özleme, özlemime
Söyle hangi bahar çiçeği dayanı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok