Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Şaban Özüdoğru tarafından hazırlanan ve 2016 yılında 2.kez basılan MEB - Dünya Klasikleri arasında yer alan bu güzel eseri sizlere tanıtmak isterim. Yaklaşık...
Evvelsiz zamanın, zamansız bir anında yaşayan insanlar vardır. Kaybolan mutluluğu aramak yerine, şükür adı altında kabullenen varlıklardır insanlar. Ne evvel...
günlerden eski dün, ellerim kan ağlıyor.
bembeyaz eller.
ruhum gibi vazgeçiyorlar benden birer birer,
birer birer düşüyor yağmur yeryüzüne.
yavaşça ört...
Değersizlik hissi...
Yorgunluk..
Evin tavanına bakarken uzun süredir içinde bulunduğum düşüncelerin içine yeniden hapsolmuştum. İşe giderken, işte, dönüş y...
Bir ses bağırdı,
Gidenin yankısı,
Kafam yastıkta,
Geçmiş kafamda,
Beni bekliyor,
Dürbünle baktım,
Beynim çınladı,
Kulaklarım sağır,
Büyüteçle baktım,...
zahir ölümü düşledi.
karla örtülü bu dünyada bir kefeni olsun istedi.
yıllarca çektiği acılar dillensin, parmakları iyileşsin diye.
boğazının düğümü çöz...
Sarı arabasının hızla çarptığı kapısına, sıkıştı elbisesinin koyu yeşil fırfırı. Birbirinden ayrıldı fırfırın iplikleri bedeninin hızına dayanamayıp…
Koşara...
Ilık o sonbahar akşamında yine sandalyesine oturmuş kitabında bazı yerlerin, sanırım önemli bulduğu noktalardı, altını çiziyordu. Kımıldadığında sandalyesind...
Günlerden Salı, vakitlerden ikindi. Öfke ile topuklarını ezmek pek adeti olmasa da, öfke ile topuklarını ezerek sokağın başından içeri girdi Servet Efendi. D...
Sam yeni taşınmıştı, tek başınaydı... Yaşanmışlıklarını, dostlarını ardında bırakıp gelmişti Halen'e. Her insan o yaştan sonra yeni ufuklara yelken açamaz, d...
Yıllar sonra yalnızlıkla döllenmiş bir odanın en bereketli yerine suretini hatırlattı. Yeleğinin cebinden gelen düzensiz ce...
Güneşin doğuşuyla açtığım ofisim uzun bir binanın yedincikatındaydı. Her sabah olduğu gibi o sabah da iki dereotlu poğaçamla açtım kapıyı. Masamın manzarası,...
Düştüğümüzden beri ağlıyordu. Onunla konuşmam gerektiğinin farkındaydım.
‘Yeter artık dedim ağladığın. Yapacak hiçbir şey yok. Melek değilsin artık ve cenn...
Koşar adımlarla metroya doğru ilerliyordum. Bu treni de kaçıramazdım. Daha hızlı inerim diye yürüyen merdiveni bu kalabalıkta kullanmak aptalcaydı. Adımlar...
"Üç arşınlık toprak parçası yetti Pahom'a"
------------------------------------------------------------------------------------
Lev Nikolayeviç Tolstoy (18...
Şu an burada, kalemimi elime alıp bu satırları yazmamın nedenini tam olarak bilemiyorum. Belki de onu bir daha göremeyecek olmam ve üzerimde bıraktığı etkile...
Dingin bir atmosferde bulunan nezih bir mekânda, özenle hazırlanmış kahvemi yudumlamaktaydım. Melodik bir piyano sesi, hoş bir armoni sunarken, içsel duygula...
Onunla bir tavernada tanıştım. Yine her zamanki gibi favori mekanıma gitmiştim. Ahşap zeminin küflenmiş dokusu ve ayyaşların sakallarından süzülen keskin ana...
Sabahların en ayazı, gecelerin en çıkmazı, duvarların suskun, içlerin gece için konuşkan sabahlar için tükenmiş, kentin lâl, içlerin tellâl olduğu zamansız z...
ZAMAN YOLCUSU
5,5 aydır gece gündüz demeden çalışan Ekrem bilimde çığır açacak izahlara, pek çok icada pek çok ilime mucit olmuş çoktan genç yaşında insan ü...
YOKSUN
Daha çok küçükken tanıdım seni.
Kaçtı yahu sen söyle 10 yaşında mıydım? Çocuktum daha. Hep seni seyrederdim uzaktan ve merak ederdim hayatımda sen ...
GERÇEK
BÖLÜM: 1 RÜYA
Her zamanki gibi kolay oluyordu. Bilgisayarın başına geçti ve kızı düşünmeye
başladı. ”Kimsenin yerinde olmak isteyeceğini sanm...
Büyük bir titizlikle katladığı kağıdı zarfa zarar vermeden yerleştirdi. Zarfın içine bir tutam lavanta atmayı unutmadı. Son işlemleri yaparak çantasına aynı ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok