Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Poyraz’ın bu başına buyruk halleri, dilediği zaman gelip gitmeleri canımızı sıksa da üzerinde durmuyorduk. Çünkü ikimizden de güçlüydü ve içimizde ne istediğ...
Soğuktan birbirine değen dişlerinin çıkarttığı sesler ve ısınmaya çalışmak için sarıldığı yorganı ve gözlerini dikip baktığı duvara asılı diploması, bir yand...
Bir yanda şehrin ortasında her gün binlerce insanın gözünün değdiği o yeşil trafik lambası. Bir yanda tarih öncesinde kumları ıslatan o ilk deniz dalgası gib...
Bir rüya gördüm dostlarım. Bu rüya diğerlerinden farksız gözüküyordu. Rüyalarımı uyandıktan 5-6 saat sonra tamamen unutmama rağmen bu rüya sanki bir anıymışç...
Ninesinin geceyi zıkkım eden yakınmaları yüzünden çok az uyuyabilmişti. O kadar az uyumuştu ki gözleri çapaklanmamıştı bile. Gecenin sessizliğini "ıhhhğ, tıs...
Daha çok ufakken başlamıştı toplamaya ölü böcekleri. Toprak kazarken oyun haline getirmişti bu durumu, daha az yorulduğunu düşünürdü. Zamanla bu oyun bir bir...
Şimdi her üçü de aynı noktaya, aynı soğuk hava altında, aynı gürültülü yalnızlık hissiyle, en ikisinin tüyleri diken diken olmuşken bakıyorlar.
Göbeklinin a...
Aranızda biraz olsun psikolojiyle ilgilenmiş birileri varsa bu yaşadığım olayın üzerimde onarılamaz sorunlara yol açtığını ve bu yüzden sonraki hayatımın da ...
Sessiz geçen bir hafta olmuştu. Günlerim okula gitmek, kitap okumak ve kalan zamanda da yakın arkadaşlarımla zaman geçirmek ile geçiyordu. Hafta içi bütün de...
Yine sıradan bir gündü. Dünden tek farkı biraz gök gürültüsü ve yağmurdu. Cama yapışan yağmur damlalarının aşağıya doğru süzülürken yaptığı yarışı izlemek ya...
''Buz tutmuş içimi ısıtan ılık bir ilkbahar akşamında herkes yorgunluktan ayaklarını sürüye sürüye evlerinin yolunu tutarken, ben biraz daha top oynamanın ha...
Gözleri yaşlıydı, ancak içinde bir umut parıltısı vardı. On yedi yaşındaki Leyla, ailesini ve doğduğu toprakları geride bırakmıştı. Annesinin son sözleri hâl...
Hayatın güzelleştiği nadir anlardandı. Güneş yeryüzünü hesapsızca yıkıyordu, güneşle oynaşan haylaz dalgaların neşesi etrafa yayılmıştı. Yazın son demlerinin...
Şimdi izin verirseniz daha geriye dönmek istiyorum. (İzin vermiyor olmanızın şu an benim için bir önem taşımadığını ilk defa fark edeceksiniz ve bunu sık sık...
Rahmonn, alevlerle çevrili değirmi bir açıklığın merkezinde yer alan dikenli kazığa zincirlenmişti. Karaya çalan alevler devindikçe zincirlerin paslı yüzeyin...
Aynada vücudumu iyiden iyi süzdüm. Yaralarım iyileşiyor, kaslar belirginleşiyor ve kendimle daha barışık hale geliyordum. Fakat şu sol omzumun dört parmak aş...
Islanmış kıyafetlerine değen rüzgarın verdiği serinlik, Korsk'un kurtuluşunu selamlıyordu. Görünmez zincirler paslanmış, kusursuz olmaktan uzak bir şekilde p...
En başa dönmeliyiz. Tüm bu saçmalıkların başladığı yere. O günlerde, yine, yani her zaman olduğu gibi kapatmıştım kendimi. Telefonum sessizde, arayanları gör...
Zil çaldı ve ardında uğursuz bir ritim bıraktı. Her sesten ürküyordum, korkulu bakışlarla çocukların odasına göz attım. Kapı deliğinden baktım, bir kargonun ...
Saatin bir önemi yoktu, elimden geldiğince çabuk ayrılmalıydım o evden. Göz açıp kapayıncaya kadar bavulum hazırdı, kapının önündeydim. Taksiyi bekleyemezdim...
Korsk, sen olmak nasıl bir histi?
Sevgili Fai,
Ben unutmanın sonsuz huzurunu anlama mertebesini tattım. Benim köküme yarayacak suyun cinsi bu şekildeydi. D...
Sıradan günlerden biriydi uyandığımda. Sıradan olmayan, o gün seni hiç aramayacak olmamdı. Rutinimi bozmadan -bu rutini ilk ne zaman kazandım hatırlamıyorum-...
Günlerden pazar. Herkesin uyuduğu bir saatte yine gözleri faltaşı gibiydi. Yüzüne su çarpıp kendine gelmek için gittiği banyonun aynasında gördüğü yüzü tanım...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok