Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Hikaye anlatıcılığı sanatında, konuşma tarzları “dil seviyeleri” olarak adlandırılmıştır. Yeni tanıştığınız birine “siz” diye hitap edersiniz, daha samimileş...
Hikaye anlatmanın sanatında mizaçtan ve Dört Mizaç Kuramı’ndan bahsedeceğim. Mizaç, karakterin doğuştan gelen, en başından beri var olan yapısal özelliğidir....
Kadın girdaptı. Sonu olmayan uçsuz bucaksız bir girdap. Bazı geceler ilkbaharın sıcak havası eserdi girdabın içerisinde, notalar duyulurdu sessizliğin içinde...
1981
Apartmanın kapısı açıldı. Sessiz apartman boşluğuna, dışarıda sağanak yağan yağmurun sesi doldu. Kapıdan içeri; sımsıkı giyinmiş, yüzünü örtebildiği ka...
Kayseri Büyükşehir Belediyesi 5. Hikaye Yarışmasını Düzenliyor!
Gerekli bilgiler aşağıdaki gibidir:
Yarışmaya Seçici Kurul Üyeleri ve birinci derece yakınl...
Genç oğlan, “Bir bira daha alırım.” dedi barmene. O akşamki üçüncü birasıydı. Her cuma olduğu gibi hep geldiği sakin bara içip kafayı bulmaya gelmişti. Cuma ...
Akşamın serinliği çoktan çökmüştü. Pazar yerini alaca bir karanlık dolduruyordu. İnsanlar, yavaş yavaş çekilip şehrin dört bir yanına dağılıyordu. O ise paza...
Gecenin kokusu özlemlerimi andırır. Bu benim yaralı bir kuşu sevişimi anlatır gibi gelir bana. Ben aklımı hiç susturamam. Uykularım yeni bir uykusuzluğa uyan...
Yeni adımlar attığımda göçmen bir kuşa dönüşürüm. Güneş kızıllığıyla, tarih sahnesindeki bazı karakterleri hatırıma getirir. Güneşe yüzümü dönerim. Sırtımı ı...
İnsanlar olarak, aslında tarihimizin en başından beri hikayeler anlatırız. Daha doğrusu “narrative” denilen, Türkçede tam karşılığı olmasa da “anlatı, öyküse...
Suskunduk.
Karşı apartmandaki ihtiyarın panjur sesi bozdu suskunluğumuzu. Sigara içmek için ne zaman balkona çıksa, açardı panjuru. Oysa bana hep saçma gelm...
Yapacak hiçbir şeyin olmadığı bir gündü yine böyle. Saat ikiye geliyordu. Gökyüzü yere değecek neredeyse. İçim bir sıkılıyor bir sıkılıyor... Odam da içim...
Karanlığın içinden yüzdeki çilleri andıran yıldızlar, rüzgârın hafifçe bacağa üfleyip insanı kendinden geçirdiği akşamlarda birer yakut gibi öyle uzaktan uza...
“Vücudun bir harita olsun ve ben coğrafi keşiflere çıkayım. Ellerim gurbeti senin teninde tatsın.”
“Edep yahu!”
“Gehenna, gehenna! Yanacaksınız. Düşündükle...
Kar yağdıktan iki gün sonra yola çıktık. Kış, kendini hissettirip duruyordu zaten. Artık iyice kapımıza kadar gelmişti. İlk kar düştükten sonra da biz yaylad...
Dikişleri atmış ayakkabımı yine alelacele giymeye çalıştığım bir güne uyanmıştım. Her defasında zihnimi allak bullak eden bağcıkları bağlamak zorundaydım. O...
Sanırım coğrafya dersiydi, çünkü coğrafya hocası sınıftaydı. Zaten onun dışında 8-9 kişi falandık sınıfta. Okulun sonları olduğundan okula pek gelen olmuyord...
Işıkları söndürdüm, ev arkadaşıma "İyi geceler." diye seslendim; o da yanıt verdi. Odama geçtim, yatağıma yattım, yavaş yavaş uykuya daldım.
Sabah uyandığım...
Bazı şeyler kötü olunca doğrudan çekilmez bir hal alabiliyor ve saygıdan dolayı o kötüden kaçamıyorsan olay daha da çirkinleşiyor. Dersini kötü anlatan bir h...
yara, göğsüm etine kavuşmazdan evvele
acım şarkıların kurşunuyla vurulmadığı zamana
dönebilsem
oysa bir ok nasıl davranamazsa hiç atılmamış gibi
hasret d...
Bir antikacı olmak isterdim,
Saf kahve koksaydı bir de dükkanım.
Yaşanmış kitapları da koyardım raflara,
İçinde notlar olanları hani.
Satırların altını ç...
Zılgıt çeken bir köylüyü tasavvur edip zihnimde tasarruf ettim gülümsememden, yarın çok ağlarım diye. Çekincelerimi çekiştire çekiştire çekilmez bir hâle sok...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok