Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Giriş:
İlkokul çağlarında okulların tatile girmesiyle yanına birkaç eşyasını alıp şehirden kaçıp yaylaya çıkıyordu. Yaklaşık iki ay dayısının hanımına arkad...
Son zamanlarda işler iyice azalmıştı. Ne yapacağını bilmediği için ve kendini de yalnız hissetmemek adına işlerini devam ettirmeyi düşünüyordu. İşe geldiği v...
Kara
İnsanları hatırlayabilmek için kod isimler kullanmaya başladığımda üniversitenin ilk senesiydi. Mesela İtalyan Dili ve Edebiyatı’nda okuyan, şenliklere...
Ne yapılabilirdi?
Ne yapılabilirdi ki? Düşünüyor, düşünüyor, durmadan düşünüyordu. Bir çıkış yolu arıyordu ama girdiği sokaklar hep çıkmaz sokaktı. Bu dağın...
‘’Virüsü getirdim Sayın Başkan’ım.’’
‘’Teşekkürler Eric. İşe yarayacağına emin misin?‘’
‘’Evet Başkan’ım. Önce kendi aileme denedim. Bu virüsün en...
Yeryüzünde bir sürü kadın… Bu kadınların kimisi kendisini tabiat ananın kızı olarak görür ki Tanrı’nın oğlu olmaktan daha yücedir bu onlara göre. Kimisi ise ...
ama sevgilim, ben seni her boyutta seveceğim.
kaşlarının kavisinden öpeceğim seni, kirpiklerini çenemle okşayacağım. kızarmış gözlerini parmak uçlarımla soğ...
İnsan, insanlıktan en fazla ne kadar uzaklaşır? Temmuz sırtüstü yatarak kanepenin dikey kısmına ayaklarını uzatmış, yatay kısmından kafasını sarkıtarak elind...
"Hasta o," derdi Sibel. "Sen alttan al."
Alttan aldım. Sevil; benim en mutlu zamanlarımda, bir doğum günü partisinde örneğin, en ufacık şeye sinirlenirken, ...
hayatlar dağılır, aynalar parçalanır, hatalar bir top olur da önüne yuvarlanır. geçmiş ve gelecek bir olur, şimdinin boğazını sıkar. gözler kamaşır, hayatlar...
Pek gelişmemiş, bakımsız evlerin çokça bulunduğu bir köy burası. Sıvaları dökülmüş, tuğladan yapılmış evler, duvarları yer yer yıkılmış avlular... Kanalizasy...
Gökyüzünün ılık, ıtır kokan nefesini odasının içine doğurduğu öğlen vaktinde, kenarları soyulmuş, adeta ikinci el antika eşya muamelesi gördüğü ve odasına öy...
Tik tak… tik tak… Duvarda asılı, babaannesinden kalma saat huzursuzca tıkırdayıp duruyordu. Sessizlik sis gibi evin içini kaplamıştı. Oturduğu koltukta hipno...
İkindi güneşi, beyaz, ahşap, camsız kapının eşiğinden zemine altın bir huzme halinde yayılıyordu. Güneş, Firuze'nin gözlerindeki son gençlik ateşi gibi bir a...
Kulaklıklarını takıp arabanın camından baktı Afel. Çalan şarkının elbisesini giydirdi ruhuna. Önceki sene hepsi birbirine zıt olan dağlar şimdiyse birbiriyle...
(Görsel: Andrey Tarkovski - Film: Zerkalo)
Uzun, çok uzun bir süre uyuyan adam uyandı. Elinde olmadan ilk işi şifonyerin üstünde duran saati parçalayıp öldü...
Belirsizliğimin kanadını saran sarmaşıklardan kurtulmaya çalıştıkça daha çok kapıldığımı hissettim. Aslında sarmaşıklardan kurtulsam bile sonum kaçınılmazdı....
Hüzünle süslediği bakışlarını göğe kaldırdı Afel. Yine hüzünle yıldızına seslendi. “Ne sen bana, ne de ben sana benzemeli. Sadece... Sadece bir olmalı…” Sonr...
Ben onların aklına uydum.
Ben onların aklına kandım.
Kandırıldım.
Üzgünüm.
Hayır, başka türlü olmasını istemedim. Boğulmak istedim. Senin gibi yani, seni...
Müzeyyen Hanım, yatak odasının penceresinden gözünün kadrajına giren, yeşilin tonlarından kahverengi ve sarının tonlarına dönüşen ormanı izliyordu. Penceresi...
Bir kış akşamıydı.
Evinin önünde sallanan sandalyesine oturmuş olan Afel, kristalleşmiş kar tanelerini seyrediyordu. Kristaller, adeta dans ediyordu. Sonra ...
Şiire ayıp etti öykü.
Kendi benliğinin sınırlarından sıyrılıp da gün geceye dönünce bir kadın düşüyor ruhuma, diyerek girdi şiirin koynuna. Sukutuhayale uğr...
Doktorun odasından çıktıktan sonra koridorda bulunan pencerenin önüne geçtim. Gökyüzüne bakmak istemiştim, baktım ama bulutlar olmadığı için buruk bir hüzünl...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok