Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
86 yazı bizim için pek iyi geçmedi. Bizi freni patlamış bir kamyon gibi, hayatımızın yokuş aşağı bir yerinde yakaladı demek daha doğru olur. Belki de freni p...
Ve sonra öldü annem.
"Ailenin en büyük kızısın. Anneni yıkamak sana düşer." dediler, yapabilir miyim düşünmediler.
Gasilhaneye giderken gözyaşlarım düğüm o...
Oldum olası sevmedi sıcak havaları... Takım elbiseli, uyumlu kravatlı, işinden çıkar çıkmaz gevşetti kravatını ve açtı gömleğin üst düğmesini... O üst düğme ...
Bölüm 1: Adnan
Anlaşılmayı beklerken kendimi anlatma yoluna hiç girmemiştim. Şimdi bunu yapmaya mecbur biri olarak yazıyorum. Mecburum. Hak ettiğim hayatı ...
Bakıyorum, korkudan olmuş her şey. Korkudan kendim bile olamamışım. Kim korkuttu beni bu kadar, hatırlamıyorum Olvido. Kızma bana, o kadar korkağım ki hayal ...
Sahil boyu yürüyordu. Hırçındı deniz ve halsizdi gökyüzü. Zihninde yankılanan cümlenin ağırlığı vardı omuzlarında. Boğazında biriken cümlelerin acısıyla, bir...
Sabaha karşı telaşla çaldı telefon. Akşamdan kalma olduğu için henüz ayılamamıştı Semih. Yarı kapalı gözler ve hırıltılı bir sesle açtı telefonu. Duydukların...
Derdini kimsenin bilmediği zamanlarda kendini her şeyden soyutlayan bir kız, bir gün düşünmeden dışarı çıkmış. Başına da hisleri gibi simsiyah bir şal dolamı...
Annem büyükannemi hiç sevmedi, sevemedi. Babam ölmeden önce onu anneme emanet etmeseydi bugün gerçekleri bilmiyor olacaktım.
Yaşlı bir kadını aç, açık bırak...
“Sinirim bozuldu.” dedi kendi kendine yürüyen merdivene ayağını atıp sarsıldığı anda. Ne aradığını bilmeden ve düşünmeden çantasına bakarken merdivenin bitti...
”Ben varsam, ölüm yok
ölüm varsa ben yokum.”
(Epikuros’un mezar taşından)
Fırının önünde bekleyen yirmili yaşlarda genç bir kadın, ellili yaşlarda bir ad...
“Bütün ‘şey’ ayrıntılarda değil midir zaten? Ayrıntılarda ele vermez mi insan kendini?”
Tehlikeli Oyunlar / Oğuz ATAY
Merhabalar, rica etsem çakmağınızı...
Derin bir nefes alıp "Hayat," dedi sonra kahramanımız.
Ne kadar da birbirine benzer günlere sürüklüyor bizleri.
Değişen sadece takvim yaprağındaki günler, ...
“Hayalimdeki günleri bile böyle küçük hesaplarla geçirdim işte albayım. Aklımın içini örümcek ağları sardı; kafamın sandalyelerinde elbiseler, gömlekler, çor...
Ter içinde uyanmıştım. Bir rüyadan mı uyandım yoksa bir gerçeklikten mi uyandım, bilmiyorum. Bunu daha önce yaşadığıma yemin edebilirim. Uyandığımda anladım,...
"(Boğuk sesler...) Anladın mı!"
"Ne? Anlamıyorum."
"(Aynı boğuk sesler...) Aptalı oynama."
"Lütfen... Biraz daha net konuş."
"(Boğuk... Boğuk... Boğuk!) ...
"Buraya neden geldik?" Temmuz duvardan güç alıp ayakta duruyordu. Karşısındaki simli makyajdan yüzü parlayan kıza bu soruyu soruyordu. Başı giderek daha çok ...
Biri öldüğünde helalleşsin diye cenazesini, yaşadığı sokaktan geçirirler. Namazını kılan cemaat, gruplar halinde devinerek yer değiştirir tabutun altında. Ya...
Ellerim, buz tutmuş bedenimi ısıtabilecekmiş gibi etrafımda dolanıp dururken kabanımın yakasını inatla daha çok çekiştiriyordum. Bir buz dağında geziniyor gi...
zamansız sarhoşluğun verdiği hezimeti tatmak isteyen bir düş kuran uzun yollarda giderken hangi kelimeyi seçeceğini düşünmekte zorluk yaşıyormuş. ona birtakı...
Saat on ikiyi vurduğunda evinin kapısında dikilmiş o esmer tenli kadını gördüm. Adını bilmiyorum, o da bilmez benim adımı. Hiç karşı karşıya kalmadık. Son bi...
Sahne açılır.
(Temmuz sinirden bağırarak sahneye girer.)
Neden “arkamda bir şeyler bırakmak istiyorum” deyip ölümü nasıl tercih ettiğini anlatan kadının ki...
"Eski bir şapkadan ve ayakkabıdan sahibinin bütün huyunu,
alışkanlıklarını, hayatındaki aksaklıkları,
hatta ıstıraplarının çeşidini görmek mümkündür."
S...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok