Edebiyat > Öykü
Bu alanda, üretmiş olduğunuz öykü metinlerinizi paylaşabilirsiniz.
Dünyaya bir kez daha gözlerimi açıyormuşum hissine kapılmaya başladım. Yıllardır uğramadığım bu virane köy şimdi bana yeniden mesken olabilecek mi? İşte buna...
Gözümü açtım, Lamia yanımda yarı çıplak, sırtüstü yatıyor. Beyaz tenli, siyah saçlı, güzel kemikli, yani çıldırtıcı yüzüne, daha önce hiç bu kadar güzel kadı...
"Önce sağa dönmeli ardından sola ve sonra şu meşhur köşeden sağa. Evet bütün yol aklımda hazır ve nazır benim için gereken yürümek." diye geçirdi içinden, il...
Gençlik ateşinin yarattığı farkı yaşlanmaya başladığım bugünlerde anlıyorum. Hiç sahibi olamadığım mutluluk için planlar yapıp hayaller kurduğum eski günleri...
Sokakta oyun oynayan bir Harun... Koşan, bahçe duvarlarında gezen, arkadaşları ile ilginç şeyler peşinde arayışları olan, ateş yakan, bazen de gidip yaşlılar...
Anahtar yuvasına oturdu. İki kere çevrildi. Kilit sesi ve sonra bir gıcırtı… Kapı açıldı. Sol eli kapının kolunda, sağ elinde kahverengi bir bavul… Kapıyı tu...
Alsancak tren garında beklemekteydim. Tarihî bir gardır, elbet epey yıllar hizmet vermiş ancak emekli olmuş da gönlü kırılmasın diye birkaç sefer yazmışlar, ...
Ölüm teması yüzyıllar boyunca işlenmişti. İnsanlar ölümle o kadar çok ilgilendi ki ölümün ardında ne olduğunu, neyin beklediğini düşünüp durdular. Kimileri ö...
Gözlerimi açtığımda kocaman bir çöplüğün kenarındaydım. Öyle bir koku vardı ki sağır, dilsiz olmak gibi burunsuz olmayı çok istedim. Neden orada olduğumu sor...
Koparıldıkça "kim bilirli" ihtimallerin azaldığı, nefesin daraldığı, yaz yağmurlarının alacaklı haliyle çat kapı geldiği ve sonucun doğumla ölüm arasındaki z...
Yağmur başladı. Islanıyor vücudum. Mürekkebim dağılıyor, sinirleniyorum. Yanıbaşımda bir karga, ağlıyor. Soruyorum derdini, bilmiyormuş. Denize çeviriyorum y...
“Bak, anlamıyorsun.” dedim. Ama doğru değildi, hayır. “Hayır.” dedim duraksamadan. “Anlatamıyorum. Doğrusu bu. Anlatamıyorum. Zaten hiçbir haltı kafamdaki gi...
Güne gözlerini ağır ağır açarak başladı. Sabahın ilk ışıklarıydı, bu yüzden rahatsız etmiyordu. Sessiz sedasız girdiği evden yine, sessiz sedasız çıkacaktı. ...
Canı portakal çekmişti, yemeden ölmek istemezcesine. Portakal önüne geldiğinde son nefesine saniyeler kalmıştı, bilmiyordu. Son nefesinde, portakalın sadece ...
Önce senarist olmak istiyordum. Yazdım bir şeyler fakat olmadı, beceremedim. Sonra yönetmen olmaya karar verdim. İşte onu becerebilirdim. Yönetmen olmak için...
Soğuk bir ilkbahar gününün sonundayım. Birazdan sanırım yine soğuk bir ilkbahar günü başlayacak. Yakacak kazma ve kürek kalmadı. Neyse ki bu ayın son günleri...
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz gibi, üç tarafı kitap ve defterle çevrili masada sandalyenin olduğu taraftan bölgeye giriş yapmıştım. Buradan biraz iler...
Seneler kadar sürdüğü otobüs yolculuğunun sonuna geldiğinde otogarda otobüsün basamaklarından indi. Tüm gece iki büklüm uyumak canını fazlasıyla yakmışken he...
“Sevgili Hiç Kimse,
Bugün sana yazarken hiç tereddüt etmedim gördün mü? Görmedin. Neyse. Nasılsın? Beni sorma. Ben çok kötü bir şey yaptım. Umutlandım. Bili...
Bir gölge, sararmış ağaçların yapraklarını ezerek süzülüyor. Karanlığa gömülmüş şehri aydınlatan sokak lambaları, gölgenin kemikli suratını aydınlatıyor, sig...
Ellerine baktı. Garip. Sanki bir transta gibi bakıyordu avuç içlerine. Arkasını çevirerek yılların verdiği kırışıklıklara baktı. Ellerinin amacını anlayamadı...
Bugün kentlerden, mahalle arası kaoslardan, kaybolmuş yaşamlardan yazmak istedim. Yani en konuşulmayanlardan. Sıra sıra bitişik evler, güneş girmeyen odalar,...
Reyhan’la parkta oturuyoruz. Cıvıl cıvıl kuşlar içimi neşelendiriyor. Güneş tam tepede. Baharın o sevgili kokusu geziniyor havada. Yerimde durasım gelmiyor, ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok